Ben Resulullah (sav)'la beraberdim. Bana: "Ey Muğire, su kabını al!
" emretti. Ben de onu aldım. Resulullah (sav) [la tenhaya gittik. O] benim gözümden kayboldu, kazayı hacet yaptı, (geri döndü). Üzerinde Şami bir cübbe vardı. (Abdest almak için hazırlık yaptı. Cübbesinin yenlerini cemreyip) kollarını çıkarmaya çalıştı. Ancak (yenler) dardı. Ellerini (yenlerin uç kısmından geri çıkarıp cübbeyi sırtına koyup kollarını) alttan çıkardı. Ben su döktüm, namaz için abdest aldı. Mestleri üzerine meshetti, sonra namaz kıldı."Ebu Davud'un bir diğer rivayetinde: "Resulullah (sav) mestleri üzerine meshetmişti; ben: "Ey Allah'ın Resulü! yoksa unuttunuz mu?
" dedim. "Bilakis," dedi, "belki sana unutturuldu. Aziz ve celil olan Rabbim, bana böyle emretti."Ebu Davud'un rivayetinde şöyle denmiştir: "Resulullah (sav) ihtiyacı için (araziye) çıkardı. Ben de O'na su taşırdım.
(Kaza-yı hacet yapınca) abdest alırdı. Bu sırada sargı ve botları üzerine meshederdi."Ebu Davud'un rivayetinde Cerir şöyle demiştir: "Meshetmekten beni ne alıkoyacak? Zira ben Resulullah (sav)'ı meshederken gördüm!
" Bu sözü üzerine Cerir'e : "Bu, Maide suresinin nüzulünden önceydi" dendi de şu cevabı verdi: "Hayır! Ben kesinlikle Maide suresinin nüzulünden sonra müslüman oldum."Resulullah (sav), Mekke'nin fethedildiği gün, beş vakit namazın hepsini tek bir abdestle kıldı ve mestlerine meshetti. Hz.
Ömer (ra): "Bugün, hiç yapmadığın bir şeyi yaptın!" dedi. Resulullah (sav): "Ammden (bilerek) yaptım ey Ömer" cevabını verdi. (Tirmizi ve Nesai'nin rivayetinde mesh'in zikri geçmez.)Resulullah (sav) abdest aldı ve çoraplarının ve ayakkabılarının üzerine meshetti. [Ebu Davud der ki: "İbnu Mehdi, bu hadisi rivayet etmezdi. Çünkü Muğire (ra)'den bilinene göre Aleyhissalatu vesselam mestlerine meshediyordu." Yine Ebu Davud der ki: "Bu hadis Ebu Musa el-Eş'ari (ra) tarafından da rivayet edilmiştir: "Aleyhissalatu vesselam çorapları üzerine meshetti." Ancak bu rivayet muttasıl ve kuvvetli değildir, (zayıftır)." Ebu Davud der ki: "Çorap üzerine Ali İbnu Ebi Talib, İbnu Mes'ud, Bera İbnu Azib, Enes İbnu Malik, Ebu Ümame, Seki İbnu Sa'd ve Amr İbnu Hureys (ra) de meshetmiştir. Bu tatbikat Ömer İbnu'l-Hattab ve İbnu Abbas (ra)'dan da rivayet edilmiştir."]
Ben, Resulullah (sav)'ı, bir kavmin kuyusuna gelmiş, abdest alırken gördüm. Abdestini aldı, ayakkabılarına ve ayaklarına meshetti.
Resulullah (sav) mestin üst ve aşağı kısımlarını meshederdi.
Ebu Davud'un rivayetinde şöyle gelmiştir: "Resulullah (sav) mestlerinin sırtlarına meshederdi. Tirmizi'nin bir başka rivayetinde de böyle denmiştir. Tirmizi 72, 73, (97, 98), Ebu Davud, Taharet 63, (161,165); Nesai, Taharet 63, (1, 62)
Eğer din insanın fikrine göre olsaydı, mestin altını meshetmek, üstünü meshetmekten evla olurdu. Ancak ben Resulullah (sav)'ın mestin üstünü meshettiğini gördüm.
Bir başka rivayette şöyle gelmiştir: "Hz. Ali (ra)'yi abdest alırken gördüm, ayağının sırtını meshetti ve dedi ki: "Eğer ben Resulullah (sav)'ı böyle yapar görmeseydim (ayağın altını meshetmeye daha layık düşünürdüm)."
Bir diğer rivayette de şöyle gelmiştir: "Ben, Resulullah (sav)'ın ayağın üstünü meshettiğini görünceye kadar, daima, altını meshetmenin evla olduğunu düşünürdüm."
Ravi -ki bu Sahabi, Resulullah (sav) ile birlikte her iki kıbleye namaz kılan ilklerdendir- anlatıyor: "Bir gün Resulullah (sav)'a gelerek sordum: "Ey Allah'ın Resulü! Mestlerimin üzerine meshedeyim mi." "Evet" buyurdular. Ben tekrar: "Bir gün mü?" dedim. "Bir gün!" buyurdular. Ben tekrar: "İki gün (olsa)?" dedim. "İki gün!" buyurdular, ben tekrar: "Üç gün (olsa)?" dedim. "Evet! dilediğin kadar!" buyurdular."
Bir rivayette de "...Hatta yediye kadar ulaştı. Resulullah (sav), sonunda: "Evet! Sana uygun geldiği kadar!" buyurdular."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Mest üzerine meshetmenin müddeti yolcu için üç gündür. Mukim için bir gün bir gecedir!" "(Bir başka rivayette şu ziyade gelmiştir): "Biz müddetin uzatılmasını taleb etseydik, bize mutlaka uzatırdı."