Ebu Davud Gazveler - Fetih Hadisleri

- Sünen-i Ebu Davud
Kitaplar
Ebu Davud
Konu Başlıkları
Gazveler - Fetih
Gazveler - Fetih Hadisleri
4276-

Resulullah (sav) beni, Zübeyr'i ve Mikdad'ı gönderdi ve dedi ki: "Gidin Ravzatu Hah nam mevkiye varın. Orada bir kadın bulacaksınız. 

Onda bir mektup var, mektubu ondan alın gelin." Gittik. Atımız bizi çabuk götürdü. Ravza'ya geldik. Kadınla karşılaşınca: "Mektubu çıkar!" dedik. Kadın: "Bende mektup yok!" dedi. "Ya mektubu çıkarırsın yahut senin elbiselerini soyarız!" diye ciddi konuştuk. Saç örgülerinin arasından mektubu çıkardı. Onu Resulullah (sav)'a getirdik, içerisinde şu vardı: "Hatib İbnu Ebi Belte'a tarafindan, Mekke'de olan bazı müşriklere yazılmıştı. Resulullah (sav)'ın (sefer hazırlığı ile ilgili) faaliyetlerini haber veriyordu. Resulullah (sav) (Hatib'ı çağırarak): "Ey Hatib, bu da ne?" diye sordu. Hatib: "Ey Allah'ın resulü, bana kızmada acele etme. Ben Kureyş'e dışardan katılan bir adamım. Ben onlardan değilim (aramızda kan bağı yok). Senin beraberindeki muhacirlerin (Mekke'de) akrabaları var. Mekke'deki malları ve fiilelerini himaye ederler. Bu şekilde nesebten gelen hamilerim olmadığı için oradaki yakınlarımı himaye edecek bir el edineyim istedim. Bunu katiyyen küfrüm veya dinimden irtidadım veya islam'dan sonra küfre rızamdan dolayı yapmadım" dedi. Resulullah (sav): "Bu bize doğruyu söyledi" dedi. Hz. Ömer atılarak: "Ey Allah'ın Resulü! Bırak beni, şu münafığın kellesini uçurayım!" dedi. Resulullah (sav) da: "Ama o Bedr'e katıldı. Ne biliyorsun, belki de Allah Teala Hazretleri Bedir ehlinin haline muttali oldu da: "Dilediğinizi yapın, sizleri mağfiret etmişim" buyurdu. Bunun üzerine Allah Teala Hazretleri şu vahyi indirdi: "Ey iman edenler! Benim düşmanımı da kendi düşmanlarınızı da dostlar edinmeyin. (Kendileriyle aranızdaki) sevgi yüzünden onlara (peygamberin maksadını) ulaştırırsınız (değil mi?) Halbuki onlar Hak'tan size gelene küfretmişlerdir" Mümtehine 1).
Meğazi 9;
Cihad 141;
195;
Tefsir;
Mümtehine 1;
İsti'zan 23;
İstitabe 9;
Fedailu's-Sahabe 161;
Cihad 108;
(2650;
2651);
Tefsir;
Mümtahine. (3302);
4279-

Abbas, Ebu Süfyan İbnu Harb'i getirmişti, Merrü'z-Zahr'dan müslüman oldu. Abbas (ra) dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü, Ebu Süfyan, şereflenmeyi seven bir kimsedir. 

(Onun şerefleneceği) bir şey yapsanız!" "Doğru söyledin! (şehre girerken ilan edin): "Kim Ebu Süfyan'ın evine girerse emniyettedir, kim kapısını kapar (evinden dışarı çıkmazsa) emniyettedir, kim silahını atarsa o da emniyettedir. Kim Mescide (Ka'be'ye) girerse o da emniyettedir!"
Harac 25;
(3021;
3022);
4280-

Resulullah (sav), Fetih günü, Mekke'ye başında miğferiyle girdi. Onu çıkardığı zaman, bir adam gelerek: "İbnu Hatal Ka'be'nin örtüsüne sarınmış (vaziyette yakalandı), affedelim mi? 

" dedi. "Onu öldürün!" emr buyurdular.
Megazi 48;
Cezau's-Sayd 18;
Cihad 169;
Libas 17;
Hacc 450;
(1357);
Hacc 247;
(1;
423);
Cihad 127;
(2686);
Cihad 18;
(1693);
Hacc 107;
(5;
201);
4281-

Resulullah (sav), fetih günü dört erkek iki kadın dışında, herkese (hayatını bağışladı ve) eman tanıdı. Bu dörtler arasında İbnu Ebi Sarh da vardı. 

Hz. Osman'ın yanında saklandı. Resulullah (sav) halkı, kendisine biat etmeye çağırınca, Hz. Osman (ra) onu da getirip Resulullah (sav)'ın yanında durdurdu ve: "Ey Allah'ın Resulü! Abdullah'tan biat al!" dedi. Aleyhissalatu vesselam (hiç ses çıkarmadan) üç sefer başını kaldırıp ona baktı. Her seferinde bey'at'tan imtina ediyordu. Üç seferden sonra, onunla da biat etti. Sonra ashabına yönelip: "İçinizden elimi bey'at için vermekten imtina ettiğimi görünce kalkıp öldürecek aklı başında bir adam yok muydu?" buyurdular. Ashab: "İçinizden geçeni nasıl bilelim. Keşke bize gözünüzle bir imada bulunsaydınız!" dediler. Bunun üzerine: "Bir peygambere hain gözlü olmak yaraşmaz" buyurdular. [Ebu Davud der ki: "Abdullah, Hz.Osman'ın süt kardeşiydi."]
Cihad 127;
(2683);
Tahrimu'd-Dem 14;
(7;
105;
106);
4283-

Resulullah (sav), Fetih sırasında Ömer İbnu'l-Hattab'a, Batha'da iken Ka'be'ye gelip oradaki bütün suretleri ortadan kaldırmasını emretti. Resulullah (sav) oradaki bütün suretler ortadan kaldırılmadıkça Ka'be'ye girmedi. 

Libas 48;
(4156);
4285-

Allah Teala Hazretleri, Resul-i Ekrem (sav)'e Mekke'nin fethini nasib edince, halkın içinde kalkıp, Allah'a hamd ve sena ettikten sonra dedi ki: "Allahu Zülcelal Hazretleri, Mekke'yi filin girmesinden korumuştur. Mekkelilere Resulünü ve mü'minleri musallat etti. Mekke(de savaşmak) benden önce hiç kimseye helal edilmedi. Bana da bir günün muayyen bir zamanında helal edildi. Benden sonra da kimseye helal edilmeyecek. Onun avı ürkütülmemeli, otu yolunmamalı, ağacı kesilmemeli. Buluntular da ancak sahibi aranmak kasdiyla alınabilir. Kimin bir yakını öldürülmüşse, o kimse iki husustan birinde muhayyerdir: Ya diyet alır, ya da ölünün ailesi kısas ister (katil öldürülür)." Abbas (ra): "Ey Allah'ın Resulü! İzhir otu bu yasaktan hariç olsun! Zira biz onu kabirlerimizde ve evlerimizde kullanıyoruz!" dedi. Aleyhissalfitu vesselam da: "İzhir hariç!" buyurdu.

İlm 39;
Lukata 7;
Diyat 8;
Hacc 447;
(1355);
Menasik 90;
(2017);
4286-

Hz. Cabir (ra)'e sordum: "Mekke fethedildiği gün, herhangi bir şey ganimet kılındı mı?" "Hayır! cevabını verdi."

Haraç 25;
(3023);
4287-

Resulullah (sav) Mekke'ye girdiğinde sancağı beyaz, üzerindeki sargı da siyahtı.

Cihad 76;
(2692);
Cihad 9;
(1679);