Resulullah (sav) ile birlikte iki rek'at öğleden evvel, iki rek'at sonra, keza iki rek'at cum'adan sonra, iki rek'at akşamdan sonra, iki rek'at yatsıdan sonra namaz kıldım. Akşam ve yatsı(dan sonrakiler) evinde idi.
İki namaz var ki, Resulullah (sav) bunları ne gizli ne de aleni olarak seferde ve hazerde hiç terketmedi: Sabahtan önce iki rek'at, ikindiden sonra iki rek'at.
Resulullah (sav) sabah ve ikindi hariç her namazın arkasında iki rek'at (nafile) namaz kılardı.
Resulullah (sav) nafilelerden hiçbirine, sabah namazının iki rek'atlik nafilesi kadar aşırı ilgi göstermemiştir.
Sizi, atlılar tardedecek (kovalayacak) bile olsa o iki rek'ati terketmeyin.
Resulullah (sav) sabah namazında ezanla ikamet arasında hafif iki rek'at namaz kılardı.
Diğer bir rivayette şu ibare var: "O iki rek'atı öyle hafif tutardı ki, ben "bunlarda Fatiha'yı okudu mu?" derdim.
Resulullah (sav) sabahın iki rek'atında çoğunlukla şunları okurdu: Birinci rek'atte (mealen): "(Ey müminler) deyin ki: "Biz Allah'a, bize indirilene (Kur'an'a, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına (esbata) indirilenlere, Musa'ya, İsa'ya verilenlere ve bütün peygamberlere Rabbleri katından verilen (Kitap ve ayetlere) iman ettik. Onlardan hiç birini (kimine inanmak, kimini inkar etmek suretiyle) diğerinden ayırd etmeyiz. Biz, (Allah'a) teslim olmuş (müslümanlar)ız" (Bakara 136). İkinci rek'atte de, Al-i İmran süresindeki şu ayet (mealen): "De ki: "Ey Ehl-i kitap (Yahudiler, Hıristiyanlar) hepiniz bizimle sizin aranızda müsavi (ve adil) bir kelimeye gelin. (Şöyle) diyerek: "Allah'tan başkasına tapmayalım. Ona hiçbir şeyi eş tutmayalım. Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi Rabler (diye) tanımayalım. (Buna rağmen) eğer yine yüz çevirirlerse (o halde) deyin ki: "Şahid olun, biz muhakkak müslümanlarız" (64. ayet).
Resulullah (sav) sabahın iki rek'atında çoğunlukla şunları okurdu: "(Ey mü'minler) deyin ki: "Biz Allah'a, bize indirilene (Kur'an'a), İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına (esbat) indirilenlere, Musa'ya, İsa'ya verilenlere ve bütün peygamberlere Rabbleri katından verilen (Kitap ve ayetlere) iman ettik. Onlardan hiç birini (kimine imanmak, kimini inkar etmek suretiyle) diğerinden ayıd etmeyiz. Biz, (Allah'a) teslim olmuş (müslümanlarız." (Bakara 136). İkinci rek'atte de: "Ey Rabbimiz, senin indirdiğin (o Kitab'a) inandık, o peygambere de tabi olduk. Artık bizi (birliğini ve peygamberlerini tanıyan) şahidlerle beraber yaz." Al-i İmran 53) ayetni okurdu.
Resulullah (sav) sabahın iki rek'atinde şunları okudu: "Kul ya eyyuhe'l-Kafirun" ve "Kul hüvallahu ahad."
Resulullah (sav) sabahın iki rek'at nafilesini kıldı mı, uyanıksam benimle konuşurdu, değilsem, müezzin namaz için (ikamet okuyuncaya kadar yatardı).
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Biriniz, sabahın farzından önce iki rek'atlik sünneti kılınca sağı üzerine yatsın..."
Ravi ceddi Kays İbnu Ama'dan anlattığına göre: "Resulullah (sav) geldi ve namaza duruldu. Onunla birlikte sabah namazını kıldım. Sonra namaz bitince beni namaz kılar buldu. "Ağır ol ey Kays! dedi. Bir namaz daha mı kılıyorsun?" "Ben sabahın sünnetim kılmamıştım (onu kılıyorum)" deyince: "Öyleyse hayır, (bunda bir beis yok)" buyurdu."
Resulullah (sav) sabah namazını kılarken bir adam mescide girdi. Mescidin yan tarafında sünneti kıldı. Sonra Resulullah'a dahil olup O'nunla da farzı kıldı. Aleyhissalatu Vesselam namazı bitirince: "Ey falan, şu iki namazdan hangisini sayıyorsun? Tek başına kıldığını mı, bizimle kıldığım mı?" buyurdular.