Resulullah (sav) bana: "Ne ile (barsaklarını) yumuşatıyorsun?" diye sordu. Ben: "Şübrüm ile!" dedim. "Hararet de hararet!" buyurdu. Bunun üzerine ben, sonra sena otunu müshil olarak kullandım. Resulullah (sav) (bunu öğrenince): "Eğer ölüme karşı şifa taşıyan bir şey olsaydı bu, mutlaka sena'da olurdu" buyurdu.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "İsmid'i kullanmaya devam edin. Zira o, sürmelerinizin en hayırlısıdır. Görmeyi parlatır, saçı bitirir." Resulullah (sav) sürme çekince önce üç kere sağ gözüne çekerdi, onunla başlar, onunla bitirirdi. Sol gözüne de iki kere çekerdi.
Bir başka rivayette şöyle gelmiştir: "Resulullah (sav)'ın bir sürmedanı vardı. Her gece şu gözüne üç, öbür gözüne de üç kere sürme çekerdi.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hararet, cehennemden bir kabarmadır. Hararetinizi (soğuk) su ile soğutunuz."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Size humma isabet ederse, humma ateşten bir parça olduğu için, derhal su ile söndürsün. (Şöyle ki): Akmakta olan bir nehrin içine girsin. Akıntıyı karşısına alıp dursun ve sabah namazından sonra ve güneşin doğuşundan önce şu duayı yapsın: "Allah'ın adıyla! Ey Allah'ım, kuluna şifa ver ve Resulun Hz. Muhammed'in sözünü doğrula!" Nehre üç gün, üç kere bansın. Üçte şifa bulamazsa, beş, yedi, dokuz (gün)e kadar çıksın. Zira humma Allah'ın izniyle dokuz (gün)ü tecavüz etmez (şifa hasıl olur)."
Resulullah (sav), aile halkından birine humma (rahatsızlığı) gelince hamurdan çorba yapılmasını emrederdi ve çorba yapılırdı. Sonra hastalara emrederdi ve onlar da ondan ağır ağır içerlerdi. Resulullah (sav) derdi ki: "Çorba hüzünlü kimsenin kalbini takviye eder, hastanın kalbinden elemi çıkarır, tıpkı birinizin, su ile yüzünden kiri çıkarması gibi."
Ureyne kabilesinden bir grup insan Medine'ye gelmişti. Burası sıhhatlerine iyi gelmedi, hastalandılar. Resulullah (sav) da onları sadaka develerinin bulunduğu yere gönderdi ve: "Sütlerinden ve bevillerinden için!" emir buyurdu. Onlarda içtiler ve iyileştiler.
Resulullah (sav) buyurdu ki: "Kendisiyle tedavi olduğunuz şeylerin en hayırlısı sa'üt (burun damlası), hacamat (kan aldırma), ledüd (ağızdan damlatma) ve meşiyy (müshil içme)dir."
Resulullah (sav), zatülcenb hastalığının tedavisinde zeytinyağı ve vers'i methederdi." Katade der ki: "Zeytinyağı ağzın, hastalık hissedilen tarafından içirilirdi." Bir rivayette: "Resulullah (sav) bize, zatü'l cenbten kustu'l-bahri ve zeytinyağı ile tedavi olmamızı emrederdi" denmiştir."
Resulullah (sav) hacamat oldu ve hacamatı yapan doktora ücretini ödedi ve ayrıca burun damlası da kullandı.
Beraberinde Ali (ra) olduğu halde Resulullah (sav) yanıma girdi. Ali bu sırada (geçirdiği bir hastalığın) nekahet devresinde idi. Evimizde busr (hurma çağlası) salkımları asılı idi. Resulullah (sav) ondan yemeye başladı. Ali de yemek üzere kalktı. Resulullah (sav) Ali'ye yönelerek: "Ağır ol, ağır ol! Sen daha nekahet dönemindesin!" dedi ve Ali bırakıncaya kadar tekrarladık. Ümmül-Münzir, anlatmaya devam ederek: "Ben arpa ve çöğender otundan yemek pişirip getirdim. Resulullah (sav): "Ey Ali," buyurdular, "bundan al, bu sana daha faydalı!"
Resulullah (sav) Uhud savaşı sırasında yaralanınca, Hz. Fatıma (ra), mübarek yüzlerinden kanı yıkamaya başladılar. Ali de Fatıma (ra)'ya su döküyordu. Fatıma (ra) suyun kanı gittikçe artırdığını görünce bir parça hasır aldı. Onu yakıp iyice kül haline gelince yaraya bastı. Böylece kan da durdu.
Tarık İbnu Süveyd el-Cu'fi (ra), Resulullah (sav)'a hamr (alkollüler) ile tedavi hususunda sordu. Aleyhissalatu vesselam onu bundan men etti ve: "Hayır! O, deva değil, derttir!" buyurdu.
Resulullah (sav) zehir ve benzeri her çeşit habis ilacı yasakladı.
Resulullah (sav)'a boynunun iki tarafındaki damarlar ile iki omuzun ortasındaki damardan hacamat olurdu.
Tirmizi şu ziyadede bulunur: "Resulullah (sav) ayın onyedisinde, ondokuzunda ve yirmi birinde hacamat olurdu."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Haccam ne iyi kuldur; (fazla) kanı giderir, beli hafifletir, gözü parlatır." İbnu Abbas der ki: "Resulullah (sav) Mi'rac gecesinde, meleklerden mürekkep bir cemaate her uğrayışında; "Hacamat olmaya devam et! Ümmetine de hacamat olmalarını emret!" derlerdi."
Resulullah (sav), Sa'd İbnu Zürare'yi sivilce sebebiyle dağladı.
Resulullah (sav) bizi dağlama yapmaktan nehyetti. Ancak biz, (ona başvurmaya zorlayan) durumlarla karşılaştık. Birçok defalar dağlama yaptık. (Sünnete muhalefetimiz sebebiyle) rahatsızlığımızdan kurtuluş bulamadık.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.