Bir adam, Resulullah (sav)'a: "Allah, kullarına kaç vakit namazı farz kıldı?" diye sordu.
Aleyhissalatu vesselam: "Allah, kullarına beş vakit namazı farz kıldı" diye cevap verdi. Adam tekrar sordu: "Bunlardan önce veya sonra başka bir şey var mı?" "Allah kullarına beş vakti farz kıldı." Bu cevap üzerine adam, bunlar üzerine hiçbir ilavede bulunmayacağına, onlardan herhangi bir eksiltme de yapmayacağına dair yemin etti. Resulullah (sav): "Bu adam sözünde durursa mutlaka cennete girecektir!" buyurdu." (Bu rivayeti, Müslim ve Tirmizi, Kitabu'l-İman'da mezkur, uzun bir hadis zımnında tahric ederler)Resulullah (sav)'ın Mirac'a çıktığı gece elli vakit namaz farz kılındı. Sonra bu azaltılarak beşe indirildi.
Sonra da şöyle hitap edildi: "Ey Muhammed! Artık, nezdimde (hüküm kesinleşmiştir), bu söz değiştirilmez. Bu beş vakit, (Rabbinin bir lüftu olarak on misliyle kabul edilerek) senin için elli vakit sayılacaktır."Allah, namazı peygamberinizin diliyle hazerde dört, seferde iki, korku halinde de dört rek'at olarak farz kılmıştır.
"Allah namazı ilk defa farz ettiği zaman iki rek'at olarak farz etmişti. Sonra onu hazer için (dörde) tamamladı.
Yolcu namazı ilk farz edildiği şekilde sabit tutuldu.Kurban bayramında kılınan namaz iki rek'attir. Fıtır (Ramazan) bayramında kılınan namaz iki rek'attir, sefer namazı iki rek'attir, cum'a namazı da iki rek'attir.
Bunlar Resulullah (sav)'ın lisanı üzere, tamamdır, kısaltma yoktur.Resulullah (sav) beni Uhud savaşı sırasında teftiş etti. O zaman ondört yaşında idim, savaşa katılmama izin vermedi. Hendek savaşı sırasında da beni gördü, o zaman ben onbeş yaşında idim, bu sefer bana (cihad) izni verdi." Nafi' der ki: "Ben Ömer İbnu Abdilaziz'e uğradım, o zaman halife idi, Kendisine bu vak'ayı anlattım. Bana: "Bu (onbeş yaş) çocukla büyüğü ayıran hududdur" buyurdu. Valilerine yazarak, onbeş yaşına basanları mükellef addetmelerini, daha küçükleri aile efradından saymalarını emretti.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim bir namaz unutacak olursa hatırlayınca derhal kılsın. Unutulan namazın bundan başka kefareti yoktur.
Buhari ve Müslim'in bir diğer rivayetinde şöyle denmiştir: "Sizden biriniz namaz sırasında yatmış idiyse veya namaza karşı gaflet etmiş (ve unutmuş) ise, hatırlar hatırlamaz onu kılsın. Zira Allah Teala Hazretleri şöyle buyurmuştur: "Beni anmak için namaz kıl!" (Ta-Ha 14).
Resulullah'la beraber bir gece boyu yürüdük. Cemaatten bazıları: "Ey Allah'ın Resulü! Bize mola verseniz!" diye talepte bulundular. Efendimiz: "Namaz vaktine uyuyakalmanızdan korkuyorum" buyurdu. Bunun üzerine Hz. Bilal "Ben sizi uyandırırım!" dedi. Böylece Resulullah (sav) mola verdi ve herkes yattı. Nöbette kalan Bilal de sırtını devesine dayamıştı ki gözleri kapanıverdi, o da uyuyakaldı. Güneşin doğmasıyla Resulullah (sav) uyandı ve: "Ey Bilal! Sözün ne oldu?" diye seslendi ve Hz. Bilal: "Üzerime böyle bir uyku hiç çökmedi" diyerek cevap verdi. Aleyhissalatu vesselam: "Allah Teala Hazretleri, ruhlarınızı dilediği zaman kabzeder, (dilediği zaman geri gönderir. Ey Bilal! Halka namaz için ezan oku" buyurdu. Sonra abdest aldı ve güneş yükselip beyazlaşınca kalktı, kafileye cemaatle namaz kıldırdı."
Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai'nin bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir: "Şunu bilin ki, uykuda ihmal sözkonusu değildir. İhmal (yani taksir), diğer bir namazın vakti girinceye kadar namazını kılmayan için mevzubahistir."
Resulullah (sav) gecenin evvelinde yürüdü, sonuna doğru uyku molası verdi. Ancak güneş doğuncaya -veya bir kısmı ufuktan çıkıncaya- kadar uyanamadı. (Uyanınca) namazı hemen kılmadı. Güneş yükselince namazı kıldı. İşte bu orta namazdır (Salatul-Vusta).
Hz. Ömer, Hendek savaşı sırasında bir keresinde güneş battıktan sonra geldi ve Kureyş kafirlerine küfretmeye başladı ve bu meyanda: "Ey Allah'ın Resulü" dedi, "güneş batmak üzereyken ikindi namazını (güç bela) kılabildim." Resulullah (sav): "Vallahi ikindiyi ben kılamadım" dedi. Beraberce kalkıp Butha'ya gittik. Orada Efendimiz abdest aldı, biz de abdest aldık. Güneş battıktan sonra ikindiyi kıldı, sonra da akşamı kıldı."
Müşrikler Hendek günü Resulullah (sav)'ı fazlaca meşgul ederek dört vakit namazı kazaya bıraktırdılar, geceden Allah'ın dilediği bir müddet geçinceye kadar onları kılamadı. Sonra Bilal (ra)'e emretti, o da ezan okudu. Sonra kamet getirdi. Resululllah öğleyi (kazaen) kıldı. (Bilal tekrar) ikamet getirdi, Resulullah ikindiyi kıldı. Sonra (Bilal tekrar) ikamet getirdi. Resulullah akşamı kıldı. Sonra (Bilal yatsı için) kamet getirdi ve Resulullah yatsıyı kıldı.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Benimle onlar (münafıklar) arasındaki ahid (antlaşma) namazdır. Kim onu terkederse küfre düşer."