|

Nesai Nisa Suresi Hadisleri

- Sünen-i Nesai
Kitaplar
Nesai
Konu Başlıkları
Nisa Suresi
Nisa Suresi Hadisleri
535-

Bir adamın yanında yetime bir kız vardı. Onu kendisine nikahladı. 

Kızın meyve veren bir hurma ağacı vardı. Kız, o hurma ağacında olsun, adamın başka malında olsun ona ortaktı. Adam kızı kendisi için tutuyor, kıza kendisinden (mehir olarak) bir şey vermiyordu. Bunun üzerine şu ayet indi: "Eğer velisi olduğunuz mal sahibi yetim kızlarla evlenmekle onlara haksızlık yapmaktan korkarsanız, onlarla değil, hoşunuza giden başka kadınlarla iki, üç ve dörde kadar evlenebilirsiniz..." (Nisa, 3)
Vesaya 21;
Tefsir;
Nisa 1;
23;
Nikah 1;
16;
19;
37;
Hiyel 8;
Tefsir 6;
3018;
Nikah 13;
2068;
Nikah 66 (6;
115;
116);
559-

"Ey iman edenler, Allah'a itaat edin, Peygambere ve sizden buyruk sahibi olanlara itaat edin" (Nisa 59) ayeti, Abdullah İbnu Huzafe İbni Kays İbni Adiy es-Sehmi hakkında, Resulullah (sav) onu bir seriyyeye gönderdiği esnada nazil oldu. 

Tefsir;
Nisa 11;
İmaret 31;
(1834);
Cihad 96;
(2624);
Cihad 3;
(1672);
Bey'at 28 (7;
154;
155);
562-

Abdurrahman İbnu Avf ve bir kısım arkadaşlar, Mekke'de Hz. Peygamber (sav)'e gelerek şöyle dediler: "Biz müşrik iken izzet ve itibarı olan kimselerdik. 

Müslüman olduktan sonra zelil duruma düştük. (Müsaade edin müşriklere karşı koyalım). Hz. Peygamber (sav) onlara: "Ben affetmekle emrolundum. Sakın müşriklerle mücadeleye kalkmayın" dedi. Ancak, Medine'ye hicretten sonra Cenab-ı Hakk cihad emretti. Bu sefer onlar durakladılar. Bunun üzerine şu ayet nazil oldu: "Kendilerine: "Elinizi savaştan çekin, namaz kılın, zekat verin" denenleri görmedin mi? Onlara savaş farz kılındığında, içlerinden bir takımı hemen, insanlardan, Allah'tan korkar gibi hatta daha çok korkarlar ve "Rabbimiz! bize savaşı niçin farz kıldın, bizi yakın bir zamana kadar te'hir edemez miydin?" derler. Ey Muhammed de ki; "Dünya geçimliği azdır, ahiret, Allah'a karşı gelmekten sakınan için hayırlıdır, size zerre kadar zulmedilmez" (Nisa, 77).
Cihad 1;
(6;
3);
563-

Zeyd İbnu Sabit (ra)'i şöyle derken dinledim: "Kim bir mü'mini kasden öldürürse cezası, içinde temelli kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab etmiş, lanetlemiş ve büyük azab hazırlamıştır" (Nisa, 93) ayeti, Furkan süresindeki "Onlar, Allah'ın yanında başka tanrı tutup ona yalvarmazlar. 

Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar..." (Furkan 68) ayetinden altı ay kadar sonra nazil oldu." Nesai merhumun bir rivayetinde şu ziyade mevcuttur: "Kim bir mü'mini kasden öldürürse cezası, içinde ebedi kalacağı cehennemdir" ayeti indiği zaman (ayette ifade edilen şiddet sebebiyle) çok korktuk. Bunun üzerine (bize rahatlık getiren) Furkan süresindeki "Onlar, Allah'ın yanında başka tanrı tutup ona yalvarmazlar, Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar..." ayeti nazil oldu."
Fiten 6;
(4272);
Tahrimu'd-Dem 2;
(7;
87;
88);
564-

İbnu Abbas (ra)'a: "Bir mü'mini kasden öldürenin tevbesi makbul olur mu?" diye sordum da bana "Hayır! 

" diye cevap verdi. Ben de kendisine, Furkan süresindeki : "Onlar ki Allah'ın yanında başka tanrı tutup ona yalvarmazlar, Allah'ın haram kıldığı cana kıymazlar... Ancak tevbe eden, inanıp, yararlı iş işleyenlerin, işte Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah bağışlar ve merhamet eder" (Furkan, 68-70) ayetini okudum. Bana şu cevabı verdi. "Senin okuduğun ayet Mekke'de nazil olmuştur. Onu Medine'de nazil olan: "Kim bir mü'mini kasden öldürürse, cezası, içinde ebedi kalacağı cehennemdir..." (Nisa, 93) ayeti neshetmiştir."
Menakıbu'l-Ensar 29;
Tefsir;
Nisa 16;
Tefsir;
Furkan 2;
3;
4;
Tefsir 16;
(3023);
Fiten 6;
(4273;
4274;
4275);
Tahrimü'd-Dem 2;
(7;
85;
86);
567-

Nesai ve Tirmizi'den gelen bir rivayette şöyle denir: "İbnu Abbas (ra)'a, bir mü'mini kasıtlı olarak öldürüp sonra tevbe edip, imana giren, güzel ameller işleyen ve hidayete eren bir kimse hakkında soruldu. Şu cevabı verdi: "Buna nasıl tevbe olur? Ben Hz. Peygamber (sav)'i şöyle söylerken işittim: "Maktul, avurtları kana bulanmış olan katile asılı olarak getirilir. Katili şöyle şikayet eder: "Ey Rabbim, buna sor bakalım beni niçin öldürdü, suçum ne idi?" İbnu Abbas (ra) ilave etti: "Allah'a kasem olsun, Allah bu hükmü indirdi, fakat neshetmedi." Bu Nesai'nin rivayetidir.

Tahrimu'd-Dem 2;
(85-87);
573-

"Mü'zminlerden oturanlarla Allah yolunda mallarıyla canlarıyla savaşanlar bir olmaz" (Nisa, 95) ayeti nazil olduğu zaman Hz. Peygamber (sav) Zeyd (ra)'i çağırdı. Zeyd bir kürek kemiği ile, ayeti yazmaya geldi. Bu sırada İbnu Mektum gözlerinin ama oluşundan yakınıyordu. Bunun üzerine ayetin devamında özür sahipleri istisna edildi: "Mü'minlerden, özür sahibi olmaksızın (evlerinde) oturanlarla Allah yolunda mallarıyla canlarıyla savaşanlar bir olmaz."

Cihad 31;
Tefsir;
Nisa 18;
Fezailu'l-Kur'an 4;
Cihad 1;
(1670);
Tefsir;
Nisa (3034);
Cihad 4;
(6;
10);
576-

Ömer İbnu'l-Hattab (ra)'a: Ayet-i kerime'de: "Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman, kafirlerin size fenalık yapacağından endişe ederseniz, namazdan kısaltmanızda üzerinize bir vebal yoktur" (Nisa, 101) buyuruluyor. Şimdi ise halk emniyet içerisinde, buna rağmen, sefer halinde niye namaz kasrediliyor (kısaltılıyor)" diye sordum. Bana şu cevabı verdi:"Senin gibi, ben de aynı şekilde merak ederek bu meselede Resulullah (sav)' sormuştum. Bana şu açıklamayı yapmıştı: "Namazın kısaltılması, Allah'ın sizlere yaptığı bir sadakadır. Rabbinizin sadakasını kabul edin."

Salatu'l-Müsafirin 4;
(686);
Tefsir;
Nisa (3037);
Salat 270;
(199);
Taksiru's-Salat 1 (3;
116);
577-

Abdullah İbnu Ömer (ra)'e şöyle demiştir: " Cenab-ı Hakk ayet'i kerimede: "Kafirlerin size fenalık yapacağından endişe ederseniz, namazdan kısaltmanızda üzerinize bir vebal yoktur" (Nisa, 101) diyerek (savaş ve korku halinde) kısaltmaya izin verdiği halde, seferde namaz neye dayanılarak kısaltılır?" İbnu Ömer (ra) şu cevabı verdi: Ey kardeşimoğlu! Bizler hep dalalette iken Reshulullah (sav) bize geldi ve dinimizi öğretti. Bize öğrettikleri arasında namazı sefer sırasında iki rekat kılmak da var" Nesai'de yer alan rivayet [Taksiru's-Salat Fi's-Sefer 1 (3, 117)] bu manadadır. Hadisin lafzen bu şekli Nesai'nin es-Sünenü'l-Kübra'da yer almış olabilir.

Taksiru's-Salat Fi's-Sefer 1 (3;
117);