Resulullah (sav) ailesine katık sormuştu. "Yanımızda sirkeden başka bir şey yok!
" dediler. Aleyhissalatu vesselam onu istedi ve gelince yemeye başladı. Hem yiyor, hem de: "Sirke ne iyi katık! Sirke ne iyi katık! Sirke ne iyi katık!" diyordu.Resulullah (sav) buyurdular ki: "Zeytinyağını yeyin ve onunla yağlanın. Zira, o mübarek bir ağaçtandır.
"Bir terzi, Resulullah (sav)'ı onun adına hazırladığı bir yemeğe davet etti. Beraberinde ben de gittim.
(Ev sahibi sofraya) arpa ekmeği, içerisinde kabak bulunan bir çorba ve kadid (kurutulmuş t) getirdi. Ben, Resulullah (sav)'ın tabağın etrafından kabağı araştırdığını gördüm. O günden beri kabağı sevmeye devam ediyorum.Tebük'te Resulunah (sav)'a hristiyanların yaptığı peynir (kalıbı) getirilmişti. Bir bıçak istedi.
Besmele çekip kesti ve yedi.Resulullah (sav), bir miktar arpa (ekmeği) aldı. Üzerine bir hurma koydu ve: "Bu şuna katıkdır!
" buyurdu.Resulullah (sav) kavunu taze hurma ile yer ve: "Bunun hararetini şunun serinliğiyle, şunun serinliğini de bunun hararetiyle kırıyoruz!" buyururdu.
Resulullah (sav)'ı salatalıkla birlikte taze hurma yerken gördüm.
Annem, Resulullah (sav)'la evleneceğim zaman beni şişmanlatmak istedi. Ancak bana hurma ile birlikte salatalık yedirinceye kadar arzu ettiği diğer şeylerden (ilaçlardan) hiçbirine icabet edemedim. O ikisinden (muntazaman yemeye devam edince) güzel bir şişmanlık kazandım.
Resulullah (sav) yanımıza girdi. Biz kendilerine tereyağı ve hurma ikram ettik. Aleyhissalatu vesselam yağla hurmayı severdi.
Resulullah (sav) helva ve balı severdi.
Resulullah (sav)'ın en çok sevdiği yiyecek ekmekten yapılan tirid ve hays'dan yapılan tirid idi.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Biriniz et satın alınca suyunu biraz fazla kılsın. (Yemek sırasında) yiyenlerin çokluğu sebebiyle ete rastlamayıp suya rastlasa (bu ona yeterlidir), zira su da, iki etten biri olmuştur.
Resulullah (sav)'a bir et parçası getirilmişti. Kendisine bunun bud kısını sunuldu. Aleyhissalatu vesselam bud severdi. Bu bud gelince hemen ondan ısırarak yedi.
Koyunun ön budu Resulullah (sav)'ın hoşuna giderdi. (Bir defasında) ön buda zehir konuldu. Bu zehiri yahudilerin koyduğu görüşündeydi.
Biz cuma günü olunca sevindirdik. Çünkü bizim yaşlı bir kadın akrabamız vardı. Pazı kökü bulur, tencereye koyar, üzerine de arpa öğütüp ilavede bulunurdu. Vallahi, bunun içinde ne kuyruk yağı ne de iç yağı olurdu. Cuma namazını kıldık mı, mescidden ayrılır, o ihtiyar kadına selam verip hanesine girerdik. O da mezkur yemeği önümüze koyardı. İşte bu sebeple biz cuma olunca sevinirdik.
Resulullah (sav)'la birlikte Merrü'z-Zahran'da erak ağacının kebas denilen meyvesinden topladığımızı hatırlıyorum. Resulullah (sav) o zaman bize: "Siyahlarını toplayın, onlar daha iyidir!" tavsiyesinde bulunmuştu. Ben kendilerinden "Siz koyun da güttünüz mü?" diye sordum. "Hiç koyun gütmeyen peygamber var mı?" cevabında bulundu.