Resulullah (sav) Medine'yi şu şu yer arasında kalan kısımlarıyla haram ilan etti. "Kim bu haramı ihlal edecek bir davranışta bulunursa, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun, Allah Kıyamet günü o kimseden ne farz ne nafile (hiçbir hayır) kabul etmesin"(buyurdu).
Yine Sahiheyn'in bir rivayetinde anlatıldığına göre, Resulullah (sav) (Medine'nin dışına doğru) yürüdü, önünde Uhud görünmüştü: "Bu dağ var ya, o bizi çok seviyor, bizde onu seviyoruz" buyurdular. Medine'ye yönelince de: "Ey Allahım!
Hz. İbrahim Mekke'yi haram kıldığı gibi, ben de [Medinciyi] iki dağı arasıyla haram kılıyorum. Allahım, (Medine halkını) müdd ve sa'larınla mübarek kıl" buyurdular.Biz Resulullah (sav)'dan Kur'an-ı Kerim ve bir de şu sahifede olandan başka bir şey yazmadık. (Bu sahifede bulunana gelince) Resulullah (sav) buyurmuştu ki: "Medine Ayr dağı ile Sevr dağı arasında kalan hudud içerisinde haramdır.
Kim orada bir bid'atte bulunur veya bid'atçiyi himaye ederse, Allah, melekler ve bütün insanların laneti onun üzerine olsun. Allah onun farz, ne nafile hiçbir hayrını kabul etmesin. Müslümanların garantisi birdir, en düşükleri de bu garantiye sahiptir. Kim bir müslümana garantisinde ihanet ederse, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti üzerine olsun. Onun (Kıyamet günü) ne farz ve ne nafile hiçbir hayrı kabul edilmez." [Bu rivayetin metni Sahiheyn'e uygundur. Ebu Davud'da şu ziyade var: "Otu yolunmaz, av hayvanı ürkütülmez, yitik malı, onu ilan edecek olan alabilir. Hiç kimseye kıtal maksadıyla orada silah taşımak caiz olmaz. Oradan ağaç kesilmez. Kişi devesini otlatabilir.]Resulullah (sav) buyurdular ki: "Medine'nin sıkıntı ve meşakkatlerine ümmetimden sabır gösteren herkese, Kıyamet günü şefaatçi ve (hayır ameline) şahid olacağım.
"Resulullah (sav) buyurdular ki: "Yemen fethedilecek. Bir grup insan, Medine'den oraya aileleri ve kendilerine tabi olanlarla gidecekler.
Halbuki bilselerdi Medine onlar için hayırlıydı. Şam da fethedilecek. Bir kavim Medine'den aileleri ve kendilerine tabi olanlarla oraya göç edecekler. Bilselerdi Medine onlar için hayırlı idi. Irak da fetholacak. Bir grup kimse ailesi ve kendilerine tabi olanlarla Medine'den oraya taşınacaklar. Halbuki bilselerdi Medine onlar için hayırlı idi."Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ben karyeleri yiyen karye(ye hicret)le emrolundum. Buna Yesrib diyorlar. Burası Medine'dir. Medine, tıpkı körüğün cürufu ayırması gibi insanların kötüsünü) defedip ayırır."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Medine'de ölmeye muktedir olan orada olsun. Zira ben, orada ölene şefaat ederim."
Resulullah (sav) Medine'ye geldiği vakit Ebu Bekr ve Bilal (ra) hastalandılar. Ben yanlarına gittim: "Ey babacığım," dedim. "Kendini nasıl hissediyorsun? Ey Bilal sen nasılsın?" diye sordum. Hz. Ebu Bekr (ra) hummaya yakalanınca: "Her insana "sabahın hayırlı olsun" denmiştir. Halbuki ölüm ona ayakkabısının bağından daha yakındır" derdi. Hz. Bilal (ra) da humma nöbetinden çıkınca sesini yükseltir ve (Mekke'ye hasretini ifade eden şu beyitleri) terennüm ederdi: "Bilmem ki! Mekke vadisinde etrafımı izhir ve celil otları sarmış olarak bir gece daha geçirebilecek miyim? Macenne suyuna ulaşacağım bir gün daha gelecek mi? (Mekke'nin) Şame ve Tafil dağları bana bir kere daha görünecek mi?" [Sonra Bilal şöyle beddua etti: "Allahım, bizi yurdumuzdan çıkarıp bu vebalı diyara süren Şeybe İbnu Rebi'a, Utbe İbnu Rebi'a ve Umeyye İbnu Halef'e lanet et!] Hz. Aişe der ki: "(Ben gidip, bunlardaki Mekke hasretini) Resulullah (sav)'a haber verdim. O, şöyle dua buyurdu: "Allahım bize Medine'yi sevdir. Tıpkı Mekke'yi sevdiğimiz gibi, hatta fazlasıyla! Allahım onun havasını sıhhatli kıl. Onun müddünü, sa'ını hakkımızda mübarek eyle. Onun hummasını al, Cuhfe'ye koy!"
Resulullah (sav) şöyle dua buyurdular: "Allahım! Mekke'ye verdiğin bereketi iki katıyla Medine'ye de ver."
Resulullah (sav)'a (yılın turfanda) ilk meyvesi getirildiği zaman şöyle buyururlardı: "Allahım, bize Medine'mizi, meyvelerimizi, müddümüzü, sa'mızı bereket üzerine bereketle mübarek kıl. Allahım, İbrahim senin kulun, peygamberin ve halilindir. Ben de senin kulun ve peygamberinim. O sana Mekke için dua etti. Ben de Medine için, onun Mekke hakkında yaptığı duayı bir misli ziyadesiyle aynen yapıyorum." Resulullah bu şeklide dua ettikten sonra getirilen meyveyi, orada hazır olan çocuklardan en küçüğüne veerirdi.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Medine'ye geçit veren dağ gediklerinde [birbiriyle kenetlenmiş] melekler var. [Her gedikte (kınından çekilmiş) kılıçlarıyla bekleyen iki meleğin korumaları sebebiyle] Medine'ye ne veba ve ne de Deccal giremez." [Müslim'in rivayetinde şu ziyade var: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Mesih Deccal, doğu tarafından gelir. Kasdı Medine'dir. Uhud'un arka tarafına iner. Derken (Medine'yi bekleyen) melekler, onun yüzünü Şam tarafına çevirirler ve orada helak olur."]
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Mekke ve Medine hariç Deccal'ın çiğnemeyeceği memleket yoktur. Mekke ve Medine'ye geçit veren yolların herbirinde saf tutmuş melekler var, buraları korurlar. (Deccal) es-Sebbiha nam mevkie iner. Sonra Medine ahalisini üç sarsıntı ile sarsar. Bunun üzerine (şehirde bulunan) bütün kafir ve münafıklar (şehri terkederek Deccal'e) gelirler."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Evimle minberim arası cennet bahçelerinden bir bahçedir. Minberim havuzumun üzerindedir."
İki kişi "takva üzerine kurulmuş olan mescid" hakkında münakaşa ettiler. Biri: "Bu Kuba mescididir!" dedi. Diğeri de: "O, Resulullah (sav)'ın mescididir!" dedi. (Bu münakaşayı işiten) Aleyhissalatu vesselam: "Şu benim mescidimdir!" buyurdular.
Resulullah (sav) buyurdular ki: "İslam şehirlerinden en son harap olacak olan Medine'dir."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Medine'yi, taşıdığı yüce hayra rağmen terkedecekler. Onu rızık arayanlar yani kuşlar ve kurtlar istila edecek, Oraya [en son gelecek] iki çoban bu maksadla Müzeyne'den çıkıp koyunlarını ayarlayacaklar. Fakat Medine'yi vahşi hayvanlarla dolmuş bulacaklar. Seniyyetü'l-Veda'ya ulaştıkları vakit yüzüstü düşe(rek ölecekler)."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "İman Medine'ye çekilecek, tıpkı yılanın deliğine çekilmesi gibi."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri Medine'yi Tabe diye tesmiye buyurdu."
Resulullah (sav) bir seferden dönünce, Medine'nin duvarlarına bakar, develerini hızlandırırdı. Eğer bir bineğin üzerinde ise, onu tahrik ederdi. Bu davranışı Medine'ye sevgisinden ileri gelirdi.
Resulullah (sav) Tebük'ten dönünce, (sefere katılmayıp Medine'de kalmış olan) mütehallifinden bazıları onu karşıladılar. Bu sırada toz kaldırdılar. Bunun üzerine beraberinde bulunanlardan bazıları burunlarını sardı. Resulullah (sav) yüzündeki sargıyı çıkardı ve: "Nefsimi kudret elinde tutan zata yemin olsun. Medine'nin tozu, her hastalığa şifadır!" buyurdu ve O'nun devamla "Cüzzamdan, barastan (ala terlikten)" diye saydığını gördüm. [Rezin tahric etmiştir.]
Resulullah (sav) her cumartesi günü Kuba Mescidini binekli ve yaya olarak ziyaret ederdi ve içinde iki rek'at namaz kılardı.
Resululah (sav) buyurdular ki: "Kim evinden çıkıp Kuba mescidine gelir ve orada iki rek'at namaz kılarsa bu ona bir umreye bedel olur."
Resulullah (sav) buyurdu ki: "Uhud öyle bir dağdır ki biz onu severiz, o da bizi sever."
Resulullah (sav), Zü'l-huleyfe'de, vadinin içinde istirahatgahında iken yanına gelip kendisine: "Sen mübarek Batha'dasın!" diyen olmuş. Musa İbnu Ukbe der ki: "Salim rahimehullah, Abdullah'ın devesini indirdiği mescidin yanına bizim de devemizi ıhdırdı. Abdullah İbnu Ömer orada Resulullah'ın istirahat ettiği yeri araştırmak gayesiyle devesini ıhtırırdı. Orası, vadinin dibindeki mescidin aşağısında, mescidle kıble arasında orta bir yerdir."
İbnu Abbas, Hz. Ömer (ra)'den naklen anlatıyor: "Resulullah (sav)'ın Akik vadisinde olduğu sırada şöyle söylediğini işittim: "Bana Rabbimden bir elçi geldi ve "Bu vadide namaz kıl ve Hacc için de umre(ye niyet ediyorum) de!" emretti."
İmam Malik'ten nakledildiğine göre, şöyle demiştir: "Medine'ye giden hiç kimseye, en az iki rekat namaz kılmadan Mu'arras'ı geçmesi muvafık olmaz. Çünkü bana ulaştığına göre, Resulullah (sav), orada gecelemiştir. Orası Medine'ye altı mil mesafededir."