Hz. Ömer (ra)'in bir müezzini geceleyin ezan okumuştu.
Ezanı iade etmesini emretti.Hz. Bilal güneş doğmazdan önce ezan okumuştu.
Resulullah (sav) ona: "Haberiniz olsun kul uyudu" diye nida etmesini emretti.Resulullah (sav): "Sabah vakti iyice belirinceye kadar ezan okuma!" dedi ve ellerini yanlara doğru açarak: "Şöyle!
" diye gösterdi.Bir kimse, Resulullah (sav)'a sabah namazının vaktini sormuştu. O da Hz.
Bilal'e emretti. Şafak sökerken ezan okudu. Ertesi gün ortalık ağarıncaya kadar sabah ezanını tehir etti. Sonra ikamet okumasını emretti ve namazı kıldı. Sonra da adama: "İşte bu, (sabah) namazının vaktidir" dedi.Sabah ezanının ilk vakti girince, Resulullah (sav) bana emretti, ben de ezan okudum ve: "İkamet de getireyim mi ey Allah'ın Resulü?" diye sordum.
(Soruma hemen cevap vermeyip) doğu tarafına, fecre bakmaya başladı ve: "Hayır!" dedi. Ne zaman ki şafak söktü Hz. Peygamber (bineğinden) indi, abdest bozdu. Sonra bana doğru geldi. (Bu ara Ashabı da toplandı.) Abdestini aldı. Bilal ikamet okumak istedi. Resulullah (sav): "Sudai'nin kardeşi ezan okudu, ezanı okuyan ikameti getirsin!" dedi. Ben de ikamet getirdim.Bilal, güneş (öğlede, batı cihetine) kayınca ezan okurdu. Resulullah (sav) odasından çıkıncaya kadar ikamet getirmezdi. Odasından çıkınca, O'nu görür görmez ikamet getirirdi.
Resulullah (sav)'ın iki müezzini vardı: Biri Bilal diğeri İbnu Ümmi Mektum el-A'ma.
Resulullah (sav) Bilal (ra)'e: "Ezan okuduğun zaman ağır ağır oku. İkamet getirdiğin zaman da peş peşe seri oku. Ezanla ikametin arasına, yemek yiyenin yemeğinden, içenin içmesinden, üzerine sıkışarak helaya girmiş olanın heladan fariğ olacağı bir zaman fasılası koy" diye talimat verdi. Şunu da ilave etti: "Beni görünceye kadar da (ikamet için) kalkmayın."
Beni Neccar'dan bir kadın demiştir ki: "Benim evim, Mescid-i Nebevinin etrafındaki en uzun ev idi. Bilal (ra), sabah ezanını evimin damında okurdu. Seher'den gelip, dama oturur vaktin girmesini gözetlerdi. Vaktin girdiğini görünce gerinir, sonra da: "Allah'ım sana hamdediyor, dinini (müslümanların) ikame etmeleri için, Kureyş'e karşı yardımını diliyorum" der, arkadan ezan okurdu." Kadın devamla der ki: "Vallahi, onun bu duayı terkettiği tek gece bilmiyorum!"
Namaz için ezanı ancak abdestli olan okusun.
Bir diğer rivayette şöyle buyrulmuştur: "Ezanı ancak abdestli olan okusun." Tirmizi der ki: "Önceki rivayet daha sahihtir."
Resulullah (sav)'ın bana en son vasiyetlerinden biri de, ezanına mukabil ücret almayan bir müezzin tutmamdı.
Resulullah (sav) ile birlikte sabah namazı için beraber çıktık. Uğradığı her adama namaz için sesleniyor veya ayağı ile dürtüyordu.
(Bir seferinde) Bilal (ra) ikamete başlamıştı. Kad kameti's-salat deyince Resulullah (sav): "Allah onu (namazı) ikame etsin ve daim kılsın!" buyurdu, İkametin geri kısmında, müezzinin söylediklerini tekrar ediyordu.
İbnu Ömer (ra) sefer sırasında ikamete sadece sabah namazından hem ezan, hem de ikamet her ikisini okurdu. Derdi ki: "(Seferde ezana hacet yok, çünkü) ezan, kendisine cemaat gelecek olan imama mahsustur."
Anlattığına göre, Hz. Bilal (ra)'i ezan okurken görmüştür. Der ki: "Ben, ezan okurken, onun ağzını şu tarafa, bu tarafa (sağa sola) dönerken takibe koyuldum." (Tirmizi'nin rivayetinde şu ziyade mevcuttur: "İki parmağı kulaklarının üzerinde olduğu halde...")
Ebu Davud'da şu ifadeye yer verilmiştir: "(Bilal), hayye ala's-salat, hayye ala'l-felah cümlesine gelince boynunu sağa ve sola çevirdi, bizzat kendi dönmedi."