Hiçbirinizin, namazından şeytana bir pay kalmamalıdır. Herkes namazdan çıkarken, sağından kalkmanın üzerine bir vecibe olduğunu sanır.
Halbuki ben Resulullah'ın çok kere solu üzerinden kalktığını gördüm.Resulullah (sav)'ı ayakta ve otururken su içerken gördüm, yalınayak ve ayakkabılı olduğu halde namaz kılarken gördüm. Namazdan sağı ve solu üzerine ayrılırken de gördüm.
Resulullah (sav) zamanında farz namazlardan çıkarken insanlar yüksek sesle zikrederlerdi.
Bir adam, namazın ilk tekbirine yetişerek Resulullah (sav) ile birlikte namaz kıldı. Aleyhissalatu vesselam önce sağına sonra soluna selam verdi.
(Başını öylesine çevirdi ki, gerisinde olduğumuz halde) yanaklarının beyazlığını gördük. Sonra namazdan çıktı. Kendisiyle namazın ilk tekbirine yetişen zat hemen kalkıp ilave namaza başladı. Hz. Ömer (ra) ona doğru fırlayarak adamı omuzlarından yakalayıp sarstı ve "Otur! Ehl-i kitabı helak eden şey, namazları arasına bir fasıla bırakmamalarından başka bir şey değildir!" dedi. Resulullah (sav) nazarını çevirip: "Ey İbnu'l-Hattab, Allah seni (doğruya) isabet ettirdi" buyurdu.Biz Ebu Hüreyre (ra) ile birlikte mescidde oturuyorduk. Müezzin ezan okudu.
Bir adam kalkıp yürümeye başladı. Ebu Hüreyre, adam mescidden çıkıncaya kadar gözleriyle onu takip etti ve: "Şu adam Ebu'l-Kasım (sav)'a asi oldu!" buyurdu.Cabir İbnu Semüre (ra)'ye dedim ki: "Resulullah (sav)'la beraber oturdun mu?" "Evet" dedi, "hemde çok. Sabah namazı kılınca, namaz kıldığı yerden güneş doğuncaya kadar kalkmazdı. Bu esnada (cemaat) birbirlerine cahiliye devri ile ilgili şeyler anlatırlar ve gülerlerdi. Resulullah (sav) da tebessüm buyururlardı."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bedeviler, sakın namazınızın isminde size galebe çalıp değiştirmesinler. Çünkü onun Kitabullah'taki ismi "işa" (yatsı)dır. Bedeviler develerini sağarken karanlığa kalırlar da (yatsıya ateme derler)."
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bedeviler, akşam namazının isminde sakın size galebe çalmasınlar!" (Resulullah devamla) dedi ki: "Bedeviler ona (sadece) işa derler."
Resulullah (sav) yatsıdan önce uyumayı, sonra da konuşmayı mekruh addederdi.
Resulullah (sav), Hz. Ebu Bekr (ra) ve yanlarında ben de bulunduğum halde müslümanların meselelerini (konuşmak için) gece geç vakte kadar uyanık kalırlardı.
Ashab'dan Huza'alı birinin rivayet ettiğine göre, bir gün: "Keşke (yatsı) namazımı kılıp da istirahat etseydim" diye temennide bulunmuştu. Kendisini bu sözü sebebiyle ayıpladılar. Onlara şu cevabı verdi: "Ben Resulullah'ın şöyle söylediğini işittim: "Ey Bilal, ikamet oku da bizi rahatlat!"
Hz. Ali: "Namazımı kılar istirahat ederim" demişti. Kendisini ayıpladılar. O da şu cevabı verdi: "Ben Resulullah (sav)'ı işittim. Şöyle demişti: "Ey Bilal kalk, bizi namazla istirahate kavuştur."
"Ey Allah'ın Resulü" dedim, "şeytan benimle namazımın ve kıraatimin arasına girip kıraatimi iltibas etmeme sebep oluyor, (ne yapayım?)" Aleyhissalatu vesselam bana şu cevabı verdi: "Bu Hınzeb denen bir şeytandır. Bunun geldiğini hissettin mi ondan Allah'a sığın. Sol tarafına üç kere tükür." (Osman İbnu Ebi'l-As) de ki: "Ben bunu yaptım, Allah Teala Hazretleri onu benden giderdi."