İsveç için kritik gün: 11 Mart'ta resmen başlayacak

Kasım’daki ABD seçimlerini önce bir görmek tercih edilebilirdi fakat İsveç’in NATO’ya üyeliği konusu daha fazla bekletilmeyip Meclis gündemine alındı ve karar çıktı. İsveç üyeliğe kabul edildi. Uzun zamandır Meclis’in bu konuda vereceği kararın pozitif veya negatif olması halinde hangi olası ekonomik etkiler ortaya çıkacağını çeşitli yönleriyle köşemde ele aldım. Önceki yazılarımda ortodoks politikanın Batıcı ya da bir diğer ifadeyle NATO’cu olduğunu da yazmıştım. Türkiye, genel seçim sonrası, Batı’dan

Batı Cephesi’nde geçtiğimiz 15 günde yaşanan bir seri gelişme büyük savaşın yaklaştığını anlatıyor. Fakat iddia ve senaryoların inandırıcılığı şüpheli… Bir yanda Ukrayna savaşı, İsrail-Gazze savaşı, İran kriziyle birlikte yürüyen Batı menşeli, “hazır olun/kırmızı alarm” gelişmeleri, diğer tarafta İsveç’in NATO üyeliğinin TBMM Genel Kurulu’na sevk edilmesi ve oylanması… Batı Cephesi’nde yeni bir şeyler var ama ne? Daha doğrusu, ne yapılmaya çalışılıyor? Tarafları tek başına yakalayıp sorarsanız,

İsveç İstihbarat Teşkilatı Başkanı Charlotte von Essen, İsveç'i üs olarak kullanan PKK'nın alanını daraltmak için bir dizi farklı önlemler aldıklarını söyledi. Von Essen, "PKK'nın faaliyetlerini azaltma ve önleme isteğimiz var" dedi.

Cumhurbaşkanlığı’nın, Meclis Başkanlığı’na sevk ettiği İsveç’in NATO üyeliğine ilişkin protokol bir süre daha Meclis koridorlarında bekleyecek.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İsveç'in NATO'ya katılım protokolünü imzalayarak Meclis’e sevk etti. Protokol, Meclis’te kabul edilmesi sonrasında yine Cumhurbaşkanı’nın onayı ile yürürlüğe girebilecek.

CHP’de, İsveç için ikna odası kuruldu. CHP yönetimi, İsveç’in NATO üyeliği konusunda milletvekillerinin bilgilendirilmesi için Genel Başkan Başdanışmanı Namık Tan’ı görevlendirdi.

TBMM Dışişleri Komisyonu’nda oy çokluğu ile geçen İsveç’in NATO üyeliğine ilişkin protokolün Genel Kurul’a inmesi için ABD Kongresi’nin F-16 kararına odaklanan Meclis, bir yanda da İsveç’i göz hapsinde tutacak.