Kevser Suresi okunuşu, Kevser Suresi meali, Arapça okunuşu, tefsiri

15:3226/06/2023, Pazartesi
G: 26/06/2023, Pazartesi
Yeni Şafak
Kevser Suresi
Kevser Suresi

Kevser Suresi Arapça okunuşu, Diyanet meali, fazileti, konusu, tefsiri haberimizde. Kevser Suresi, Mekke döneminde inmiş ve 3 ayetten oluşmaktadır. Kevser, çok hayır, bereket demektir. Cennette Hz. Peygambere mahsus bir havuzun da adıdır. Surede Hz. Peygamber'e dünya ve ahirette verilen nimetlerden bahsedilmekte, kendisine Allah’a kulluk etmesi ve kurban kesmesi emredilmektedir. Ayrıca ona düşmanlık edenler kınanmaktadır. Kim bu sureyi okuyup bir işe başlarsa, istediği gibi güzel şeyler meydana gelir. Haberimizde Kevser Suresi'nin Arapçasını, Türkçe okunuşunu, Diyanet mealini, faziletini, anlamını ve tefsirini bulabilir, dinleyip ezberleyebilirsiniz.

Kevser Suresi, Mekke döneminde inmiştir. Medine döneminde indiği de rivayet edilmiştir ve 3 ayettir. İsmini birinci âyette geçen ve genel olarak “çok iyilik, çok nimet” mânasına gelen اَلْكَوْثَرُ (kevser) kelimesinden alır. Sûre اِنَّاۤ اَعْطَيْنَا (İnnâ a‘taynâ) ve اَلنَّحْرُ (Nahr) isimleriyle de anılır. Mushaf tertîbine göre 108, iniş sırasına göre 15. sûredir. Kevser Suresi, alimlere göre müminlerin kapısıdır. Surenin çok fazla sırrı ihtiva ettiği, alimlerce belirtilmiştir. Kevser Suresi’in anlamı ve manası başta olmak üzere, Kevser Suresi okumanın faziletleri neler, ne zaman indirildi gibi soruların yanıtlarını sizin için derledik.

Kevser Suresi anlamı

Kevser, çok hayır, bereket demektir. Cennette Hz. Peygambere mahsus bir havuzun da adıdır.

Kevser Suresi Arapça yazılışı ve okunuşu

﴾اِنَّٓا اَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَؕ ﴿١
﴾فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْؕ ﴿٢
﴾اِنَّ شَانِئَكَ هُوَ الْاَبْتَرُ ﴿٣

Kevser Suresi dinle

Kevser Suresi Diyanet meali

﴾1﴿
Şüphesiz biz sana bitip tükenmez nimetler verdik.
﴾2﴿
Şimdi sen rabbin için namaz kıl ve kurban kes!
﴾3﴿
Asıl soyu gelmeyecek olan, sana karşı nefret duyandır.

Kevser Suresi Türkçe okunuşu

İnna a'taynakelkevser. Fesalli lirabbike venhar. İnne şanieke hüvel'ebter.

Kevser Suresi'nin nuzülü

Mushaftaki sıraya göre yüz sekizinci, iniş sırasına göre on be­şin­ci sûredir.
nden sonra
nden önce Mekke’de inmiştir. Medine’de indiğine dair rivayetler de vardır (bk. İbn Âşûr, XXX, 571).

Kevser Suresi'nin konusu

Sûrede
Hz. Peygamber’e
dünya ve âhirette verilen nimetlerden bahsedilmekte, kendisine Allah’a kulluk etmesi ve kurban kesmesi emredilmektedir. Ayrıca ona düşmanlık edenler kınanmaktadır.

Kevser Suresi tefsiri

Kevser kelimesi
“çokluk
” mânasına gelen “
kesret
” kökünden türemiş olup çok değerli ve çok önemli şeyleri ifade eder. Tefsirlerde kevser,
“çok hayır
, Kur’an-ı Kerîm, Kur’an’la ilgili ilimler ve mümine dinî hayatında tanınan kolaylıklar, peygamberlik, makam-ı mahmûd (bk. İsrâ 17/79), cennetteki bir nehir veya havuz,
Hz. Peygamber’in
nesli, ashabının ve ümmetinin çokluğu, duasının kabul olması, şanının yüceliği, başkasını kendine tercih etme, kalbin nuru, şefaat, mûcizeler, kelime-i tevhid, din konusundaki bilgi, beş vakit namaz, İslâm dini” gibi çeşitli anlamlarda yorumlanmıştır (bk. Taberî, XXX, 208-209;
Şevkânî
, V, 593).
Ancak biz, bunlar içinde
Şevkânî
’nin de tercihi olan,
“çok hayır
” anlamına uygun düşen
“bitip tükenmez iyilik
” şeklindeki kapsamlı anlamı tercih ettik.
Râzî
, buradaki kevser kelimesiyle
nden buraya kadar doğrudan veya dolaylı ifadelerle
Cenâb-ı Hakk’ın
, resulüne lutfettiği, her biri dünyalara değer nimetlerin, şan ve şeref sebeplerinin kastedildiğini belirterek dolaylı bir ifadeyle ona, “Sen de bu lütufkâr rabbine ibadet etmek ve kullarını kendileri için en iyi olan yola çağırmakla meşgul ol” buyurulduğunu söyler. Aynı müfessire göre kevser kelimesi, Allah’ın,
Resûl-i Ekrem’i
düşmanlarına karşı koruyup kendisine zaferler nasip edeceği, dünya ve âhirette bol nimetler bağışlayacağı yönünde müjdeler de içermektedir (daha fazla bilgi ve başka yorumlar için bk.
Râzî
, XXXII, 119-128).
Erkek çocuğu yaşamadığı için kendisine “
sonu yok, nesli kesik
” diyen müşriklerin sözlerinden dolayı üzülmüş olan
Hz. Peygamber’e
kevser, yani bitip tükenmez nimetler verildiği müjdelenerek üzüntüsü giderilmiş, müşriklerin bu konudaki dedikoduları reddedilmiş ve
Hz. Peygamber’in
şanının yüceliği gösterilmiştir.
2. âyette, kendisine pek çok hayır lutfedilmiş olan
Hz. Peygamber’in
bu nimetlerin şükrünü eda etmek üzere sadece Allah’a yönelerek namaz kılması ve O’nun rızâsı için değerli mallarından kurban kesmesi emredilmiş; bu suretle putlar için kurban kesen müşriklerin çok tanrılı inancını silip tevhid inancını yerleştirmesi ve kesilen kurbanlar sayesinde sosyal yardımın sağlanması amaçlanmıştır.
Bilindiği gibi namaz, azdan çoğa göre arttırılarak Mekke döneminde, yaygın kanaate göre hicretten üç yıl kadar önce gerçekleşen
mi‘rac
olayı sırasında farz kılınmış; kurban ibadeti ise
Hz. Peygamber
tarafından hicretten iki yıl sonra uygulanmaya başlanmıştır. Bu âyette geçen namazın beş vakit namaz mı, bayram namazı mı olduğu konusunda farklı tesbit ve değerlendirmeler vardır. Âyetteki kurbanın da vâcip veya sünnet kurban mı yoksa nâfile de dahil mutlak kurban mı olduğu tartışmalıdır. Bize göre âyette vurgulanan husus, belli bir namaz ve kurban olmayıp bütün namaz, kurban ibadetlerinin, yalnızca Allah’a, bütün nimetlerin sahibine özgü kılınması, yalnızca rabbe ibadet edilmesidir.
Kurban kes”
diye çevirdiğimiz cümleye, “Namaz kılarken göğsün kıbleye dönük olsun, tekbirlerde ellerini göğüs hizasına kadar kaldır” mânaları da verilmiştir (
Şevkânî
, V, 594).
Araplar erkek çocuğu olmayan kimseyi
“sonu yok, soyu kesik
” gibi sıfatlarla niteler ve bu tür lakaplarla anarlardı. Tefsirlerde anlatıldığına göre
Hz. Peygamber’in
erkek çocukları ölünce müşrikler onu da ebter lakabıyla anmaya başlamışlar ve “Bırakın onu; o, sonu gelmeyecek, soyu kesik bir adamdır!” diyerek hakaret etmek istemişlerdir (bk. Taberî, XXX, 212). İşte 3. âyet, onların bu davranışlarını kınamakta, her ne kadar erkek çocukları bulunsa da asıl soyu kesileceklerin kendileri olduğunu haber vermektedir. Çünkü onlar kıyamete kadar lânetle anılırken
Hz. Peygamber
rahmetle anılmakta, ismi dünyanın her tarafında günde beş vakit ezanda Allah’ın adıyla birlikte okunmaktadır. Mekke putperestleri, olayların sadece dış yüzüne baktıkları için
Hz. Peygamber’i
arkasız ve güçsüz, kendilerini kalabalık ve güçlü görür ve buna dayanarak Resûl-i Ekrem’in davasının sonuçsuz kalacağından emin olduklarını söylerlerdi. Ama –Râzî’nin ifadesiyle– “Allah durumu onların aleyhine çevirdi; asıl güçlü olanın, Allah’ın destekledikleri ve güçsüz olanların da Allah’ın zillete uğrattıkları olduğunu bildirdi. Böylece
kesret
ve kevser (geniş topluluk ve bol nimet) Hz. Muhammed’in olurken ona düşman olanların payına da ebterlik, alçalış ve zillet düştü” (XXXII, 134). Bu ifadeler, dolaylı olarak
Hz. Peygamber’in
yolunu izleyen, inanç ve kararlılığını devam ettiren müminler için de bir müjdedir.

Fatiha ve Kısa sureler

#Kevser Suresi
#Diyanet
#Kevser Suresi okunuşu