Yazma eserlerin muhafazası için çaba sarf edenlerin başında valide sultanlar geliyor. Bazen özel istekle bir takım eserleri tercüme ettirerek, bazen de koleksiyonları için yeni kitaplar temin edilmesini sağlayarak ilme ve sanata desteklerini esirgememişler.
Büyük bir özenle korunan ve günümüze ulaşan yazma eserlerin muhafazası için çaba sarf edenlerin başında her daim hayırla yâd edilen vâlide sultanlar geliyor. Geniş çaplı yazma eser koleksiyonları oluşturan vâlide sultanlar, büyük bir emekle oluşturdukları bu koleksiyonları inşâ ettirdikleri câmi, medrese, mektep ve kütüphanelere, insanların ulaşabileceği şekilde vakfetmişler. Bugün de Türkiye Yazma Eserler Kurumu’na bağlı yazma eser kütüphaneleri içerisinde valide sultanların vakfettiği pek çok eser yer alıyor. Geçtiğimiz haftalarda kurum tarafından Rami Kütüphanesi’nde açılan “Vâlide Sultanlar Yazma Eser Sergisi” de bu zarif ve bir o kadar kıymetli mirası yeniden gözler önüne seriyor. Yapılan seçki ile hadis, tefsir, tasavvuf gibi dini eserlerin yanı sıra edebiyat, coğrafya ve tarih kitaplarının nadide nüshaları da görülebiliyor. Bu anlamda sergi, valide sultanların hayır kadar, ilme de önem verdiğini gözler önüne seriyor.
Eserlerin istinsahı ile ilgileniyorlar
Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Ayşe Hafsa Sultan, Seyyid Şerif Cürcânî’nin Hâşiye ale’lKeşşâf eserinin Muhammed b. Ali er-Rûmî tarafından hazırlanan nüshası sergide yer alıyor. III. Mehmed’in annesi olan Safiye Sultan ise kaynaklarda zeki, akıllı, zarif, hazırcevap, gayet mağrur, basiretli, uyanık ve sabırlı bir insan olarak tasvir ediliyor ve devletin dış ilişkilerinde aktif bir rol oynadığı biliniyor.Yabancı hükümdarlarla mektuplaşan, Kraliçe I. Elizabeth ile hediyeleşen Safiye Sultan, kıymetli eserlerin istinsahıyla da ilgilenmiş. Sergide görebileceğimiz, 16. yüzyılın tanınmış şairlerinden Muhammed Visâlî Kütahyevî tarafından Safiye Sultan’a ithaf edilen Gül-i Sad-Berk-i Vâlide Sultan, Hz. Peygamber’in (sav) yüz hadisini birer kıt’a ile tercüme ettiği manzum bir eser.
9273 kök kelimeli Lisânü’l-Arab
Şöhret kazandığı lakabı “Kösem” ile tanıdığımız Mâhpeyker Kösem Sultan, hem oğlunun hem de torunun hükümdarlığında sarayda olmasından dolayı “Vâlide-i muazzama” ya da “Vâlide-i kebîre” gibi daha öncesinde kullanılmayan ifadelerle anılıyor. Sergide Kösem Sultan’a ait, İbn Manzûr’un ansiklopedik Arapça sözlüğü Lisânü’l-Arab nüshası bulunuyor. Lisânü’l-Arab’ta toplamda 9273 kök kelime yer alıyor. Türevleriyle beraber hesaplandığında bu sayı 80 bine kadar çıkıyor.
Çocuk yaşta tahta çıkan oğlu IV. Mehmed’in yaklaşık otuz beş yıl süren hükümdarlığı boyunca vâlide sultan olan Hatice Turhan Sultan’ın Kâdî İyâz’ın Hz. Peygamber’i anlatan eşŞifâ’ bi-Ta‘rîfi Hukûki’l-Mustafâ adlı eseri sergilenen nesih eserler arasında. Hatice Turhan Sultan’ın vakfettiği bir diğer eser ise İbn Sînâ’nın Doğu ve Batı dünyasında yüzyıllarca tıbbın kaynağı kabul edilen meşhur eseri el-Kânûn fi’t-Tıb. Nüshanın deri zahriyesindeki madalyondan yazmanın Fatih Sultan Mehmed Hân’ın kütüphanesi için hazırlandığı anlaşılıyor.
Coğrafya kitaplarından Evrâd-ı Şerîf’e
Oğlu III. Selim’in tahta çıkmasıyla Topkapı Sarayı’na bir vâlide sultan olarak dönen Mihrişah Sultan, kurduğu vakıflar aracılığıyla oğlunun yenilikçi adımlarını daima desteklemiş. Kâtip Çelebi’nin coğrafya ve denizciliğe dair musavver eseri Tuhfetü’l-Kibâr fî Esfâri’l-Bihâr’ın Mihrişah Sultan tarafından vakfedilen nüshası da bu sergide. Denizcilik, gemiler, donanma ile ilgili teknik bilgilerin yer aldığı eserde Kâtip Çelebi, coğrafya bilgisinin öneminden ve bu bilgi sayesinde Amerika gibi kıtaların bulunabildiğinden bahsediyor. Ayrıca İstanbul fethinde donanmanın faaliyetlerini detaylı olarak ele alıyor.
Sergide vakfiyeleri ile yer alan bir diğer valide sultan üzerindeki nüfuzu hasebiyle “Ümmü’l-cihân” olarak da anılan Pertevniyal Vâlide Sultan. Osmanlı Devleti’nin 19. yüzyıldaki en yetkin hattatlarından Kazasker Mustafa İzzet Efendi tarafından yazılan Mushaf-ı Şerif ile sergide yer alıyor. Ayrıca Hattat Dürbünîzâde Mustafa Nazif Efendi’nin yazdığı ve Müzehhib Mehmed Nûri Efendi’nin süslediği Pertevniyal Valide Sultan vakfı Evrâd-ı Şerîf de ziyaretçiler tarafından görülebilir.
Osman Gazi’den Sultan II. Mahmud’a sultan tasvirleri
Oğlunun padişahlığı süresince kendisine ait gelirlerle çeşitli hayırlarda bulunana Bezmiâlem Sultan, oldukça hacimli bir vakfiyeyi ardında miras olarak bırakmış. Galata Köprüsü, Dolmabahçe Camii ve Gureba hastaneleri gibi büyük eserlerinin arasında bir de Dârülmaârif yani Valide Mektebi bulunur. Dârülmaârif öğrencileri için mektep içinde litografya matbaası kurdurmuş. Ayrıca okulun kütüphanesine 546 cilt değerli yazma kitap bağışlamış. Bezmiâlem Vâlide Sultan’ın vakfettiği ve sergide yer alan Tesâvîr-i Selâtîn-i Osmâniyye’de Osman Gazi’den Sultan II. Mahmud’a kadar olan otuz Osmanlı padişahının portrelerinin yer alıyor. Ayrıca çeşitli hattatlar tarafından yazılıp müzehhip Mehmed Şevki Efendi tarafından süslenen Delâ’ilü’lHayrât, Kasîde-i Bürde ve Hizb-i A‘zam’dan oluşan Arapça mecmua da sergide yer alan bir diğer vakfiyesi.