Sen Gittin Ya Ben Çok Güzelleştim isimli kitabıyla son günlerde adından sıkça söz ettiren sosyal medya fenomeni Nilgün Bodur, alıntıladığı bir sözü kendi sözleriymiş gibi kitabında yer verince sosyal medyada alay konusu oldu. Hakkında konuşulanlara tepki veren Bodur, “Türk edebiyatına katkıda bulunmak gibi bir niyetim hiç olmadı” açıklamasını yaptı.
Instagram’da yazdığı yazıları ve paylaşımlarıyla tanınan Nilgün Bodur, sosyal medya fenomeni ve yazar olarak karşımıza çıkan bir isim. 'Sen Gittin Ya Ben Çok Güzelleştim' kitabını yazdıktan sonra çok satanlar listesinden düşmeyen Bodur, kitabında İkinci Dünya Savaşı’nda toplama kamplarında öldürülmüş olan Anne Frank’tan alıntı yaparak kaynak göstermediği iddia edildiği için gündem oldu. Sosyal medyadan yapılan eleştirilere cevap veren Bodur, “Anonim olduğunu sandığım bir sözü uzun bir yazının içinde kullandım ve başlık olarak editörüm o cümleyi seçmiş ve tüm başlıkların altında ismim ve kitabın ismi yazıyor. Yani bu cümle bana aittirin açıklaması değildir altında bulunan imza” ifadelerini kullandı.
Kısa sürede alay konusu haline gelen Bodur, hakkındaki intihal iddialarına tepki göstererek edebiyata hizmet etme gibi bir niyetinin olmadığını söyledi. Bodur’un açıklaması devamı ise şu şekilde:
- “Hakkımda çıkan intihal iddiaları üzerine bir açıklama yapmak istedim. 250 sayfalık kitabım kendimi iyileştirmek için yazdığım denemelerin bir araya toplanmış halidir. Türk edebiyatına katkıda bulunmak gibi bir niyetim hiç olmadı. O satırlar sizlere de iyi geldi ki kitabım 150 bin adet bastı ve sattı. Okuyan herkes hayatının değiştiğini söyledi ve ben o zaman iyileştim. Bazen iyileşmek için iyileştirmek gerekiyormuş."
"Kitabım aforizmalarla, atasözleri ve deyimlerle bezeli. Kimisi dilime pelesenk olmuş sözler ve konuşurken de kullandığım cümleler. Kaldı ki bir gün benim de cümlelerim kullanılırsa çok sevinirim. Anonim olduğunu sandığım bir sözü uzun bir yazının içinde kullandım ve başlık olarak editörüm o cümleyi seçmiş ve tüm başlıkların altında ismim ve kitabın ismi yazıyor. Yani bu cümle bana aittirin açıklaması değildir altında bulunan imza. Cümle uzun bir yazının içinde geçmektedir."
"Bazen siz beni kendi yazılarımda etiketliyorsunuz ve ben yazdıklarımı bile unutmuş olduğumu anlıyorum zaman içerisinde. Kitabı okuyanlar bilir ki intihal edildiği söylenen cümleyi referans göstererek yazdığım uzun bir yazım var. Tüm kişisel gelişim kitapları böyle referanslarla bezeli. Benim dikkatimi çeken kitabımın çıktığı ilk günden beri süren karalama kampanyaları. Kitabımın satması birilerini çok rahatsız etti. Beni ailem ve sevdiklerim takdir etsin. Twitterda klavye arkasında kahramanlık yapanların onayına ihtiyacım yok. 250 sayfa o kitap ve benim hikayem ve ben hikayemi yaşadığım şekliyle yazdım. Kitabımı tuvalet kâğıdıyla bir tutan kötü kalpleri Allah’a havale etmişim ben. İntihal ile suçlayanları mı etmeyeceğim. Kimse uğraşmasın, yorulmasın. Ben bütün hatalarımı düzeltmek için yaşayan biriyim. Hala kendimle savaşım. Kimsenin hatasını göremiyorum bu sebeple. Benim hatalarımı bulmak için çabalayan yüzlerce boş insana da teşekkür ederim. Bu sayede daha iyi bir insan olma şansım var ama ne yazık ki sizin öyle bir şansınız yok."
19 Kasım 1974 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi. 12 yaşında kek satarak Avusturya Lisesi’nde okudu. "Sıradaki Teşekkürüm Bana Yanlış Yapanlara", "Sen Gittin Ya Ben Çok Güzelleştim" adlı iki kitabı bulunuyor. 20 yıl boyunca markalar için kurumsal iletişim yöneticiliği yaptı. Hayatı boyunca kurumsal iletişim sektöründe faaliyet gösteren Nilgün Bodur, kendi mesleğinde de bilinen biri.
Nilgün Bodur, verdiği bir röportaj da ise kendini şöyle tanıtıyor:
"20 yıl boyunca dünya markaları için kurumsal iletişim yöneticiliği yaptım. Hayatım kurumsal iletişimdi. Bir markayı parlatmak, cilalamak, satışını artırmak, 360 derece yani... Sosyal medyasından halkla ilişkilerine kadar her şeyini yürütüyordum. Kendi mesleğimde de bilinen biriydim. Sabah 5’te kalk, gece 11’de gel şeklinde inanılmaz yoğun bir tempom vardı. Hayat benim için çok değerli. Bir gün “Ben 40 yaşına gelince bu işleri bırakacağım. Allah bana bir kapı açsın” dedim. Ve ben bir ara boşandım. Bahçeşehir’de 20’nci katta oturuyordum. Boşandığımda kıştı. Kış aylarında boşanmamak gerekiyor. Çok sıkıcı. Ayrıldığım eşim kanserdi. 5 sene tedavisi sürdü. O kanserken ben ona sağlıklı yemekler yapıyordum. Ama her şeyi sadece onun için yapıyordum."