Hastalıkların her geçen gün artması bunun yanı sıra insan ömrünün her geçen gün uzaması ve insanların maddi olarak zenginleşmesi ile daha kaliteli ve hastalıksız bir hayat geçirmek isteyen insanların sayısı günden güne artmakta. Beraberinde sağlıklı beslenmeyle ilgili kimi doğru kimi yanlış fikirler ortaya atılıyor ve insanlar neyi nasıl yiyeceğini bilmediği için sağlıklı olayım diye sağlığını kaybedebiliyor. Belki ömrü uzayabiliyor ama sıkıntı ve hastalıkla geçen kalitesiz bir yaşam da sürebiliyor.
KALİTELİ BİR YAŞAM İÇİN ÖNERİLİYOR
Kafaların bu kadar karışmasına pek de gerek yok aslında. İşin az ve öz tarafından bakarak daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürebiliriz. Bunun için ise bir ömür boyu belli başlı bizim için şifa olarak yaratılmış yiyecekleri düzenli tüketmeliyiz. Efendimiz (SAV) 'ın Hadis-i Şerif'inde bahsettiği ölüm hariç her derde deva dediği çörek otundan bahsedeceğiz bugün.
Anavatanı Anadolu ve Akdeniz havzası olan çörek otu düğünçiçeğigiller familyasındandır. Diğer adları; cöcce, Cüccam, Cuccum'dur. Türkçe'de ise adını bitkinin tohumlarının çöreklerin üzerine serpilmesinden almış.
Eski Mısır'da Kleopatra cildinin güzelliği ve canlılığı için çörek otuna başvururmuş.
İbn-i Sina ise tedavi amaçlı çörek otuna başvururmuş. Hindistan'da çok eskiden bu yana mutfakta ve halk hekimliğinde kullanılırmış.
Hadislerde ise, Efendimiz (SAV) buyurdular ki: "Ölüm dışında hiçbir hastalık yoktur ki çörek otunda onun için bir deva bulunmasın." [Buhârî, Tıbb 7; Müslim, Selam 89, (2215); Tirmizî, Tıbb 5, (2042), 22, (2071) ve "Çörek otu ağızda çiğnenir ve üzerine bal şerbeti içilirse karın ağrısı geçer" şeklinde bahsedilmektedir.
Yazıyı yazmaya başlarken çörek otu mu, çöre otu mu karar veremedim. Meğerse Anadolu'da bu sağlıklı baharata farklı isimler verilmiş. Mesela Manisa ve Urfa'da çöre otu denirken, Muğla'da karacaot denilirmiş. Çörek otu da İstanbul ağzı sanırım. Hayatımızın her alanında bu mucize yiyeceği kullanmalı; hem kendimiz hem ailemizi tüketimi konusunda teşvik etmeliyiz. Belki de düzenli kullanıldığında hem Hadis-i Şerif'in tavsiyesine uymuş oluruz hem de ömür boyu kaliteli ve sağlıklı bir yaşama kavuşuruz.
Kim bilebilir? Denemeye değer bence.
İstanbul'da sabahları aç karnına 9 -10 adet çörek otunun yutulması ya da bir çay kaşığı çörek otu yağının içilmesinin kolestrolü düşürdüğü, İzmir'de mide ağrısına kavrulmuş çörek otu dövülüp bal ve karbonatla karıştırılarak toz halinde yutulmasının iyi geldiği ve nezlede çörek otu kavrulup burnuna çekildiğinde iyileştirdiği, Urfa'da ise ezilerek yada çiğnenerek yendiğinde bağırsakları çalıştırdığı, Trabzon'da ise böbrek taşlarını düşürdüğüne inanılır.
Çörek otu kullanımını bir yaşam biçimi haline getirdiğimizde hayatı daha sağlıklı ve lezzetli süreceğimize inanıyorum. Çörek otunu her gün her yerde kulanabiliriz. Eskiden annelerimiz evde yaptığı çöreklerin, kurabiyelerin üzerinde olurdu. Pişmiş çörek otunun faydası ne kadardır bilemiyorum ama çiğ olarak tüketmenin daha sağlıklı olduğuna inanıyorum. Ben en çok çorbaların, salataların özellikle de yiyeceğim balın üstüne atarak tüketiyorum.
5 gr çörek otu, 5 gr anason,5 gr kimyon,5 gr kişniş,5 gr hardal, 10 gr sinameki bir kg suda kaynatılıp sabahları aç karnına 1 çay bardağı içilir