Buhari Gazveler - Fetih Hadisleri

- Sahih-i Buhari
Kitaplar
Buhari
Konu Başlıkları
Gazveler - Fetih
Gazveler - Fetih Hadisleri
4276-

Resulullah (sav) beni, Zübeyr'i ve Mikdad'ı gönderdi ve dedi ki: "Gidin Ravzatu Hah nam mevkiye varın. Orada bir kadın bulacaksınız. 

Onda bir mektup var, mektubu ondan alın gelin." Gittik. Atımız bizi çabuk götürdü. Ravza'ya geldik. Kadınla karşılaşınca: "Mektubu çıkar!" dedik. Kadın: "Bende mektup yok!" dedi. "Ya mektubu çıkarırsın yahut senin elbiselerini soyarız!" diye ciddi konuştuk. Saç örgülerinin arasından mektubu çıkardı. Onu Resulullah (sav)'a getirdik, içerisinde şu vardı: "Hatib İbnu Ebi Belte'a tarafindan, Mekke'de olan bazı müşriklere yazılmıştı. Resulullah (sav)'ın (sefer hazırlığı ile ilgili) faaliyetlerini haber veriyordu. Resulullah (sav) (Hatib'ı çağırarak): "Ey Hatib, bu da ne?" diye sordu. Hatib: "Ey Allah'ın resulü, bana kızmada acele etme. Ben Kureyş'e dışardan katılan bir adamım. Ben onlardan değilim (aramızda kan bağı yok). Senin beraberindeki muhacirlerin (Mekke'de) akrabaları var. Mekke'deki malları ve fiilelerini himaye ederler. Bu şekilde nesebten gelen hamilerim olmadığı için oradaki yakınlarımı himaye edecek bir el edineyim istedim. Bunu katiyyen küfrüm veya dinimden irtidadım veya islam'dan sonra küfre rızamdan dolayı yapmadım" dedi. Resulullah (sav): "Bu bize doğruyu söyledi" dedi. Hz. Ömer atılarak: "Ey Allah'ın Resulü! Bırak beni, şu münafığın kellesini uçurayım!" dedi. Resulullah (sav) da: "Ama o Bedr'e katıldı. Ne biliyorsun, belki de Allah Teala Hazretleri Bedir ehlinin haline muttali oldu da: "Dilediğinizi yapın, sizleri mağfiret etmişim" buyurdu. Bunun üzerine Allah Teala Hazretleri şu vahyi indirdi: "Ey iman edenler! Benim düşmanımı da kendi düşmanlarınızı da dostlar edinmeyin. (Kendileriyle aranızdaki) sevgi yüzünden onlara (peygamberin maksadını) ulaştırırsınız (değil mi?) Halbuki onlar Hak'tan size gelene küfretmişlerdir" Mümtehine 1).
Meğazi 9;
Cihad 141;
195;
Tefsir;
Mümtehine 1;
İsti'zan 23;
İstitabe 9;
Fedailu's-Sahabe 161;
Cihad 108;
(2650;
2651);
Tefsir;
Mümtahine. (3302);
4277-

Resulullah (sav) Feth gazvesini Ramazan ayında yaptı. 

Megazi 47;
Savm 34;
Cihad 106;
Sıyam 88;
(1113);
4278-

Resulullah (sav) Fetih senesinde (Mekke'ye müteveccihen) yürüyünce, bu haber Kureyş'e ulaştı. Ebu Süfyan İbnu Harb, Hakim İbnu Hizam, Büdeyl İbnu Verka haber toplamak üzere şehrin dışına çıktılar. 

Yürüyerek ilerleyip Merrü'z-Zehrto nam mevkie kadar geldiler. Bir de ne görsünler; her tarafta ateşler yanıyor, tıpkı Arafat'ta hacıların yaktığı ateşler gibi. Ebu Süfyan şaşkın: "Bu da ne? Sanki Arafat'taki ateşler!" der. Büdeyl İbnu Verka, "Beni Amr'ın ateşleri olmasın?" der. Ebü Sufyan: "Ama, Beni Amr'ın ateşi bundan az olmalı!" der. Resulullah (sav) devriyelerinden bazıları bunları görür, yaklaşır ve tevkif edip, Resulullah (sav)'a getirirler. Ebu Süfyan müslüman olur. Yürüdükleri zaman Abbas (ra)'a: "Sen Ebu Süfyan'ı şu dağın burnunda durdur da müslümanları görsün!" buyurur. Tenbih edildiği şekilde Hz. Abbas, Ebu Süfyan'ı (hakim bir noktada) durdurur. Kabileler, Resulullah (sav)'la birlikte bölük bölük Ebu Süfyan'ın önünden geçmeye başlarlar. Bir bölük geçer, Ebu Süfyan sorar: "Ey Abbas bunlar kim?" "Bunlar Beni Gıfar!" der. Ebu Süfyan: "Bana ne Gıfar'dan!" der. Sonra Ceheyne kabilesi geçer. Ebu Süfyan aynı şekilde sorar, aldığı cevaba benzer mukabelede bulunur. Arkadan Süleym geçer. Ebu Süfyan aynı şekilde sorar, aldığı cevaba benzer mukabelede bulunur. Derken bir bölük gelir ki, bu öncekilerden çok farklıdır. Yine sorar: "Ey Abbas bunlar kim?" "Bunlar," der Abbas, "Ensardır. Başlarında Sa'd İbnu Ubade, beraberlerinde de bayrak var!" Sa'd der ki: "Ey Ebu Süfyan, bugün savaş günüdür. Bugün Kabe'nin helal addolunacağı gündür!" Ebu Süfyan Abbas'a: "Ey Abbasi (Sen Mekkelisin) bugün muhafaza vazifeni yapacağın en iyi fırsat. Görelim seni (şehri yağmalatma)" der. Derken bir bölük daha geçer. Bu geçenlerin sayıca en küçüğü. Bunların içinde Resulullah (sav) ve (yakın) ashabı var. Resulullah'ın sancağı da Zübeyr İbnü'l-Avvam (ra)'ın elindedir. Resulullah (sav) Ebu Süfyan'ın yanından geçerken, Ebu Süfyan: "Sa'd İbnu'l-Ubade'nin söylediğini biliyor musun?" der. Resulullah (sav): "Ne demişti?" diye sorar. Ebu Süfyan: "Şunu şunu söyledi" diyerek (yukarıda kaydedilen sözlerini) hatırlatır. Bunun üzerine Resulullah: "Sa'd İbnu Ubade yanıldı. Bilakis, bugün Allah'ın Ka'be'nin şanını yücelttiği bir gündür; bugün Ka'be'ye örtünün giydirildiği bir gündür!" dedi. Resulullah (sav), sancağının (Mekke'nin Batı ve Kuzey cihetinde yer alan iki dağdan biri olan) el-Hacun'a dikilmesini emretti. Halid İbnu Velid (ra)'e, şehre Mekke'nin üst kısmından, Keda'dan girmesini ferman buyurdu. O gün Halid İbnu Velid'in süvarilerinden iki kişi öldürülür: Hubeyş İbnu'l-Eş'ar ve Kürz İbnu Cabir el-Fihri (ra).
Megazi;
48;
4280-

Resulullah (sav), Fetih günü, Mekke'ye başında miğferiyle girdi. Onu çıkardığı zaman, bir adam gelerek: "İbnu Hatal Ka'be'nin örtüsüne sarınmış (vaziyette yakalandı), affedelim mi? 

" dedi. "Onu öldürün!" emr buyurdular.
Megazi 48;
Cezau's-Sayd 18;
Cihad 169;
Libas 17;
Hacc 450;
(1357);
Hacc 247;
(1;
423);
Cihad 127;
(2686);
Cihad 18;
(1693);
Hacc 107;
(5;
201);
4282-

Resulullah (sav) fetih günü, (Mescid-i Haram'a) girdiği zaman Beytullah'ın etrafında üç yüz altmış tane dikili (put) vardı. Elindeki çubukla onlara dürtüyor ve: "Hak geldi, batıl zeval buldu. 

Batıl zaten zeval bulucudur" (İsra 81); "Hak geldi, batıl hiçbir şeyi yoktan varedemez, gideni de getiremez" (Sebe' 49) diyordu.
Megazi 48;
Mezalim 32;
Tefsir;
Beni İsrail 12;
Cihad 87;
(1781);
Tefsir;
Beni İsrail;
(3137);
4284-

Resulullah (sav), Fetih günü Mekke'nin yukarı kısmından, devesinin üzerinde olarak ilerledi. Terkisinde de Üsame İbnu Zeyd (ra) vardı. Beraberinde Hz. Bilal ve (Kabe'nin) haciblerinden olan Osman İbnu Talha da vardı. Mescid-i Haram'da devesini ıhtırdı. Osman'a Kabe'nin anahtarını getirmesini emretti. Osman annesine gitti. Ancak kadın anahtarı vermekten imtina etti. Osman: "Vallahi, ya anahtarı verirsin ya da şu kılıç belimden çıkacaktır!" dedi. Kadın anahtarı verdi. Osman Resulullah'a getirdi. Aleyhissalatu vesselam kapıyı açıp, Beytullah'a girdi. Onunla birlikte Hz. Üsame, Bilal ve Osman da girdiler. Gündüzleyin içinde uzun müddet kaldı,sonra çıktı. Halk (içeri girmede) yarış etti. Abdullah İbnu Ömer ilk giren kimseydi. Girince, Bilal (ra)'i kapının arkasında ayakta duruyor buldu. "Resulullah (sav) nerede namaz kıldı?" diye sordu. Bilal, Aleyhissalatu vesselam'ın namaz kıldığı yeri işaret ederek gösterdi. Abdullah der ki: "Kaç rek'at kıldığını sormayı unuttum."

Cihad 127;
Salat 30;
81;
96;
Teheccüd 25;
Hacc 51;
52;
Megazi 77;
48;
Hacc 389;
(1329);
4285-

Allah Teala Hazretleri, Resul-i Ekrem (sav)'e Mekke'nin fethini nasib edince, halkın içinde kalkıp, Allah'a hamd ve sena ettikten sonra dedi ki: "Allahu Zülcelal Hazretleri, Mekke'yi filin girmesinden korumuştur. Mekkelilere Resulünü ve mü'minleri musallat etti. Mekke(de savaşmak) benden önce hiç kimseye helal edilmedi. Bana da bir günün muayyen bir zamanında helal edildi. Benden sonra da kimseye helal edilmeyecek. Onun avı ürkütülmemeli, otu yolunmamalı, ağacı kesilmemeli. Buluntular da ancak sahibi aranmak kasdiyla alınabilir. Kimin bir yakını öldürülmüşse, o kimse iki husustan birinde muhayyerdir: Ya diyet alır, ya da ölünün ailesi kısas ister (katil öldürülür)." Abbas (ra): "Ey Allah'ın Resulü! İzhir otu bu yasaktan hariç olsun! Zira biz onu kabirlerimizde ve evlerimizde kullanıyoruz!" dedi. Aleyhissalfitu vesselam da: "İzhir hariç!" buyurdu.

İlm 39;
Lukata 7;
Diyat 8;
Hacc 447;
(1355);
Menasik 90;
(2017);
Yerel hava durumu bilgisini ve ezan vakitlerini görmek için tarayıcı ayarlarında konum bilgisine izin vermelisiniz.