Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis grup toplantısında Türkiye’nin Suriye’de verdiği mücadeleyi eleştirenlere yönelik önemli mesajlar verdi: Şehitler tepesi boş kalmayacak sözünü anlamak için imanın yanında bağrından çıktığınız toplumun kültürünü bilmeniz gerekir. Merhum Arif Nihat Asya’nın o şiirini okuyup da hala ısrarla ‘Şehitler tepesi boş kalacak’ diyen kişi bu ülkeyi düşmana teslim etme, milletimizin boynuna esaret zincirini geçirme peşinde demektir.
Suriye tartışması, ülkemizdeki beşinci kol faaliyetlerinin nerelere kadar uzandığının en somut göstergesidir. Bunlara en güzel cevabı aslında milletimiz veriyor. Evet ben inanarak, atalarımızdan ilham alarak şehitler tepesi boş kalmayacak dedim, diyorum, diyeceğim.
Bu zihniyet, ‘bugün Suriye’ye savaş açsak banko Esed’i tutarım’ diyerek karşımıza sürekli terör örgütlerinin tezleriyle çıkarak, yerini yıllar önce zaten belli etmiştir. Kimin nerede olduğu çok dikkatle takip edilmelidir. Bay Kemal’in yeri bellidir. Bay Kemal’in yeri ne vatan ne de millettir. Onun yeri Esed’in yanıdır. Bir de onu tavsiye ediyor ya, buyur sen git. Zaten yanında da bay monşerler var, onlarla beraber güzel bir yolculuğu gerçekleştirirsin. Kendisi bizi tahrik ettiğini sanırken aslında ülkemize ve milletimize olan kinini kusuyor.
Kılıçdaroğlu’nu acaba kimler keyifle dinliyordur. Mesela Esed, Kılıçdaroğlu’nu tarifsiz bir sevinçle takip ediyordur. Darbeci Hafter, alkışlayarak dinliyordur. PKK’sından FETÖ’süne kadar tüm terör örgütleri, Kılıçdaroğlu’nu şükranla izliyordur. Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için her gün envai çeşit oyunlar sergileyen ABD, Avrupa, Rusya, İran’daki bazı çevreler, Kılıçdaroğlu’nu taktirle takip ediyordur.
Bu zat dün de çıkmış o gece neredeydiniz diye soruyor. Madem merak ediyor söyleyeyim. O gece bu ülkenin Cumhurbaşkanı sabaha kadar görevinin başındaydı. O gece sağlık kurumlarından, güvenlik birimlerimize kadar herkes görevlerinin başındaydı. Kılıçdaroğlu CHP Genel Merkezinde kahve içip televizyon seyrederken ülkeyi yönetenler yüreklerindeki acıya rağmen şehitlerimizin kanlarını yerde bırakmamak için canla, başla çalışıyordu.
Kılıçdaroğlu, mevcut tutumuyla Esed’in Suriye’de, İsrail’in Filistin’de hayata geçirmeye çalıştığı insansızlaştırma politikasına destek veren bir yerde durmaktır. Türkiye’nin bu tarihi mücadelesini sürekli fitneyle, yalanla iftirayla lekelemeye çalışan her kim olursa olsun açık ve net söylüyorum, haysiyetsizdir, onursuzdur, şerefsizdir, alçaktır haindir. Bir insanın kendi ülkesine ve kendi milletine böylesine derin bir kin beslemesi için ya geçmişte ağır bir travma yaşaması yada daha başka çıkar hesabının pençesine düşmesi olması lazım. Sanıyorum karşımızdaki zatta her iki durum birden söz konusudur.
Erdoğan, “Bir yandan Esed’le dans eden, öteki taraftan ‘Türkiye’nin Suriye’de ne işi var?’ diyen, beri taraftan ‘niye diplomasiyi kullanmıyorsunuz?’ dokundurmaları yapan birisi elbette Türkiye’nin çıkarlarının nerede olduğunu göremez” dedi. 2023 seçimleri için Kılıçdaroğlu’na “Hodri meydan” diyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Kılıçdaroğlu, eğer bu ülkenin yönetiminde sorumluluk almak istiyorsa kendisine bunun yolunu hemen göstereyim. Bu iş öyle sufle gerisinden saldırarak, birilerini öne sürüp arkadan kıs kıs gülerek olmaz. Malum olduğu üzere 2023 yılında cumhurbaşkanlığı seçimi var. Yüreğin yetiyorsa çıkarsın meydana, ‘ben ülkeyi yönetmeye talibim dersin’ milletten de yetkiyi alabilirsen söylediklerini yaparsın, olay bu kadar basit. Yeter ki hezeyanlarıyla milletimizin acılı yüreğini kanatmasın, sinirlerini germesin, tepesini attırmasın.”
CHP lideri Kılıçdaroğlu 27 Şubat gecesi KRT TV’de canlı yayın konuğuydu. Saat 20.30’da başlayan program 22.10’da bitti. Saatler 21.30’u gösterirken Kılıçdaroğlu, Türk askerinin İdlib’de konuşlanmasını değerlendirirken, “İdlib’de niye bulunuyoruz. PKK’lı var mı? PKK da yok. Niye orada duruyoruz? Gözlem noktalarının şu anda bildiğim kadarı ile 7’si Esad’ın askerlerinin aldığı bölgedae ve onların korumasında. Bir anlamda Esad’ın askerleri bizim askerleri koruyor orada” sözlerini sarfetti. Bu skandal sözlerin üzerinden dakikalar sonra İdlib’de görev yapan askerlerimizin Esed rejiminin alçakça saldırısına uğradığı bilgisine ulaşıldı. 34 Mehmetçik bu hain saldırıda şehit oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 34 şehidin verildiği 27 Şubat’taki saldırının ardından, Avrupa’ya gitmek isteyen mültecilere sınırları açma kararı aldıklarını hatırlattı. AB’nin, şu anki mülteci akınına ilişkin “350, 350 milyon avro olmak üzere para yardımı, bunun yanında bot, silah, asker göndermeye hazırız” dediğini aktaran Erdoğan, “Peki, 10 yıldır 4 milyon mülteciyi topraklarında barındıran Türkiye’ye böyle bir destek verdiniz mi de bunun kararını anında alabiliyorsunuz? Bugün geliyorlar, konuşacağız. Vermediler, vermiyorlar. Çünkü ikircikli davranıyorlar. Bunların tek yüzü yok. Maalesef birkaç yüzü var. Dürüst davranın. Verecekseniz verirsiniz, vermeyecekseniz vermezsiniz ama bizi aldatmaya kalkmayın” diye konuştu.
Erdoğan, “Türkiye, hem kendi güvenliği ve huzuru hem de Suriyeli masumların hayatlarını kurtarmak için bilfiil sahaya çıkmıştır. İdlib’deki çatışmalar sürerken bölücü terör örgütünün Suriye’nin diğer alanlarındaki güvenli bölgelerimize saldırmaya başlaması arka plandaki büyük oyunun işaretidir. Bu durum, İdlib’den ve diğer güvenli hale getirdiğimiz bölgelerden çekilirsek teröristlerin doğrudan ülkemiz topraklarını hedef alacağının en somut ifadesidir. Suriye’de vermediğimiz mücadeleyi kendi topraklarımızda çok daha ağır ve büyük bedeller ödeyerek vereceğimizi görmek için daha neyi yaşamamız gerekir?” dedi.
Erdoğan’ın grup toplantısında, 100 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk’ün İstanbul’un işgaline karşı halkı direnişe geçirmesi ve ardından gelen Çanakkale Zaferi’ndeki ‘Size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum’ sözlerinin vurgulandığı belgeselde, Yeni Şafak’ın ilk sezonunda 88 şehidin yer aldığı, yapımcılığını Ender Çınar’ın yaptığı ‘Tabuta Sığmayanlar’ programından kesitler de gösterildi. Şehit anneleri ve şehit babalarının vakur duruşunu ortaya koydukları bölümler AK Parti grubundakileri de ağlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB Konseyi Başkanı Charles Michel’i, kabul etti. Yaklaşık 2 saat süren görüşmede mülteci krizi ele alındı. Erdoğan, ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Kelly Craft’ı da kabul ederek basına kapalı olarak görüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede, İdlib ve mülteciler meselesi ele alındı.