Türkiye, son iki gündür Antalya, Mersin, Adana, Osmaniye, Maraş, Muğla, Kütahya, Kocaeli, Aydın, Hatay, Kayseri ve Kilis’te meydana gelen yangınlarla mücadele ediyor. Özellikle, Antalya Manavgat’ta çıkan yangın yerleşim yerlerine ulaşarak 4 kişinin hayatını kaybetmesine ve büyük bir hasara neden oldu.
Eş zamanlı çıkan yangınlar sabotaj iddialarını güçlendiriyor. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli de bu yönde şüphelerinin bulunduğunu ve soruşturma yürütüldüğünü belirterek “Bizim şu anki işimiz yangını kontrol altına almak ve söndürmek. Bununla alakalı Hatay Valiliği çok yönlü soruşturmayı bir yandan sürdürüyor. Bazı görgü tanıkları olduğuna dair bazı söylemler var” açıklamasında bulunmuştu.
Yangınların terör örgütü PKK’nın sabotajları olduğuna yönelik çok sayıda emare bulunuyor. Geçtiğimiz yıl Hatay’da çıkan ve büyük hasara yol açan yangınları PKK’lı ‘Ateşin Çocukları İnisiyatifi’ üstlenmişti. Son günlerde çıkan yangınlar da benzer şekilde PKK’lı ‘Ateşin Çocukları İnisiyatifi’ tarafından üstleniliyor. Sosyal medyada PKK sempatizanları bu yönde paylaşımlar yapıyor.
Dün Ankara'nın Polatlı ilçesinde yer alan Topçu ve Füze Okulu Komutanlığı'ndaki otları, dışarıdan yakarak yangın çıkarmaya çalışan 28 yaşındaki K.Ü.Y. vatandaşlar tarafından kıskıvrak yakalanmıştı. Zanlının birçok suç kaydı bulunduğu ve terör örgütü PKK sempatizanı olduğu ortaya çıkmıştı.
PKK'nın orman yangınlarını diğer terör örgütleri gibi bir yöntem olarak kullandığı biliniyor. Terör örgütü, Türkiye’de güvenlik güçlerine yönelik ilk eylemini 1984’te gerçekleştirmiş olmasına rağmen orman sabotajlarını bir strateji olarak özellikle 1990’lardan itibaren benimsiyor. SETA tarafından hazırlanan "Çevre Terörizmi ve PKK'nın Orman Sabotajları" isimli rapor, bu gerçeği gözler önüne seriyor.
SETA'nın raporuna göre, orman sabotajlarının yaşandığı ilk dönemlerde Yunanistan’daki kamplarda hem ideolojik olarak hem de patlayıcı gibi teknik konularda eğitim gören teröristler, Türkiye’de özellikle turistik bölgelerde orman yangınları çıkarmıştır. 1994’ten itibaren Türkiye’nin özellikle turistik bölgelerinde PKK’nın yangın çıkardığı medyada kendisine genişçe yer buldu.
Yalnızca 1995’in ilk yarısında 950 hektar ormanlık alanın PKK tarafından yakılması sonucu hedef alınan şehirlerde birer kriz komitesi oluşturulmuş ve orman giriş-çıkışları kontrol altına alınmıştır. 90’lı yıllarda PKK çoğunlukla Ege ve Akdeniz’de orman sabotajlarına devam etmiştir. Terör örgütü 1997’de bir gecede Antalya’da 650 hektar ormanlık alanı ve 200 hektar bahçeyi yakmış, eş zamanlı olarak Manavgat ve Belek’te de sabotaj girişiminde bulunmuştur. Bu yangınlarda maalesef iki kişi hayatını kaybetmiştir.
1990’lardan itibaren orman sabotajlarını bir terör eylemi olarak benimseyen PKK bu yöntemi 2000’lerde de kullanmaya devam etmiştir. Bunlardan akla ilk geleni ise Ağustos 2006’da Akdeniz’de çıkarılan orman yangınlarıdır. 5 gün içerisinde Bodrum, Kaş, Nazilli, Kuşadası, Selçuk ve Adana’da çıkan orman yangınlarıyla toplam 4 milyon ağaç yok olmuştur. Bodrum’da 700, Kaş’ta 500, Nazilli’de 40, Kuşadası’nda 300, Selçuk’ta 350 ve Adana’da da 100 hektar olmak üzere toplam 2 bin hektarlık ormanlık alan bu yangınlar sonucu zarar görmüştür. Beş gün içerisinde art arda çıkan bu orman yangınları yine PKK tarafından üstlenilmiştir.
2019’un Temmuz başında İstanbul-Kartal’da, Muğla-Dalaman ve Milas’ta gerçekleşen orman yangınlarını PKK’ya bağlı “Halkların Birleşik İntikam Milisleri” (HBİM) tarafından PKK’nın haber ajansı ANF’de yayımlanmış olan bir bildiriyle örgüt tarafından açıkça üstlenilmiştir.