Filistin’de Gazze ve ilk kıblemiz Mescid-i Aksa işgalci güç İsrail’in saldırıları ve bombaları altında yeni bir soykırım ve Nekbe tehdidiyle karşı karşıya. İşgalci gücün elektriksiz, susuz ve gıdadan mahrum bıraktığı her gün çoğu kadın ve çocuk yüzlerce kişinin kaçacak bir yeri olmadığı için bombalar altında can verdiği, Batılı ülkelerin katliama göz yumduğu ve insanlığa sırt çevirdiği günlerden geçiyor. Tarihin en karanlık dönemlerinden biri Filistin topraklarında yaşanıyor. Füzeler, uçaklar, roketler ve tanklar sivilleri vuruyor, katliamlar oluyor, bir millet yeniden topraklarından sürülmek isteniyor. Tüm bunlar olurken, dikkatler Washington’a, Londra’ya, Paris’e çevriliyor, oradan gelecek haberlere, talimatlara kulak veriliyor. Kuruluş noktası Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’nın dirliği olan 57 Müslüman ülkeyi aynı çatı altında birleştiren tek organizasyon olan İslam İşbirliği Teşkilatı’nın harekete geçme zamanı geldi de geçiyor. 6 gündür Gazze’yi hedef alan teröre karşı güçlü bir duruşun vakti geldi. İslam dünyasını temsil eden İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) hemen toplanıp, dünyayı kendine getirecek, Filistinli bebek, çocuk, kadın ve yaşlıların katledilmesini durduracak, onları insanlık dışı muameleye maruz bırakanlardan hesap soracak adımı atmalı.
Tüm İslam dünyası, 57 ülkeden, çok geç olmadan bir an önce harekete geçmesini bekliyor. Kınamadan öteye geçmesini ve gücünü somut olarak Filistinli mazlum halktan yana koymasını bekliyor. Bunun dışında örgütün herhangi bir girişimine tanık olduk mu? Hayır! O zaman ne işe yarar bu örgüt? Niye var? En zor zamanlarda ortada olmayacaksa, çözüm üretmeyecekse, kendini gizleyecekse bu dev yapı niye var?
Açlığa, susuzluğa, karanlığa, velhasıl topyekün ölüme terk edilen 365 kilometre karede yaşayan yüzde 50’si çocuk 2,3 milyon Filistinlinin yardım çağrısı arşa yükselirken, İİT üyesi 57 ülkenin vakit geçmeden tüm güçleriyle yardım konvoylarını yola çıkarması gerekiyor. Artık söz değil eylem vakti. “Konuştular ve dağıldılar” algısını kırarak İİT, ümmetin onurunu kurtarmak için harekete geçmeli.
21. yüzyılın dünya düzeninin ağırlık merkezini oluşturan ve yüzyılın görüntüsünü belirleyecek olan bu coğrafya, hiçbir siyasi, askeri ve ekonomik gücün ilgi ve müdahale alanının dışında değil. Geleceğe yönelik bütün bloklaşmalar ve ayrışmalar bu coğrafyadaki gelişmelerle bağlantılı. İİT artık mevcut gücünü farketmeli, Müslümanların yaşadığı coğrafyanın gür sesini dünyaya hissettirmeli.
Güç paylaşımlarının, dengelerin yeniden tesis edildiği bir dönemde İİT Kudüs’ün eksen olduğu bir gücü ortaya koymalı. İlk olarak da Gazze’nin bir soykırımdan kurtarmak için elindeki tüm ekonomik, siyasi ve hatta askeri güçle harekete geçmeli. 57 ülkenin tamamı tek yumruk gibi harekete geçmeli. Müslümanların yaşadığı bir coğrafya, 2,3 milyon Müslümanın yeni bir Endülüs faciasını yaşamasının önüne geçemiyorsa, bu üzücü olmaktan ziyade kahredici.
Eğer bunlar dahi insanlığın en kara günlerinden biri yaşanırken hayata geçirilemeyecekse, İslam İşbirliği Teşkilatı adı çok fazla anlam ifade etmiyor. İslam dünyası için bu kritik dönüm noktasında yaşanan katliama karşı harekete geçilemeyecekse, bunun vicdani sorumluluğunun hesabını nasıl vereceğiz? Bir kez daha bahanelere sığınıp, kafamızı kuma mı döneceğiz, yoksa harekete geçip, ümmetin onurunu kurtaracağız.
Karar 57 ülkenin.