Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İsrail’in Gazze’deki katliamlarına son vermek için diplomatik temaslarını sürdürüyor. Bu kapsamda Erdoğan dün ilk olarak İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede, İsrail-Filistin arasındaki çatışmalı süreç, bölgede artan gerilim ve çözüm için atılması gereken adımlar ele alındı.
Görüşmede Erdoğan, çatışmaların bir an önce sona ermesinin bölge ve dünya barışı adına önemli olduğunu, Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması için Türkiye'nin yoğun çaba sarf ettiğini, gerilimi artırıcı adımlardan uzak durulması gerektiğini ve İsrail-Filistin meselesinde karşılıklı atılacak müspet adımların kalıcı çözümü beraberinde getirebileceğini ifade etti. Ardından Erdoğan, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Görüşmede, İsrail-Filistin çatışmalarının geldiği nokta, barışın bölgede tesisi için izlenmesi gereken politikalar ve ağır insani krizin çözümüne yönelik acil tedbirler ele alındı. Erdoğan görüşmede, Gazze'deki insan hakları ihlallerine karşı, başta Batılı ülkeler olmak üzere, uluslararası toplumun etkin çıkışlar yapması gerektiğini, krizi derinleştiren kışkırtıcı adımlar yerine yıllar boyunca Filistin'e verilip tutulmayan sözlerin hatırlanması ve gereğinin yerine getirilmesinin önemli olduğunu söyledi.
Gün boyu diplomasiye devam eden Erdoğan, akşam saatlerinde de Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Erdoğan, Türkiye’nin bölgesel ve küresel çapta son derece olumsuz sonuçları olabilecek bu çatışmalı sürecin sonlandırılması için her türlü gayreti gösterdiğini ve buna devam edeceğini ifade etti. Erdoğan, bölge ülkelerinin de barışı korumanın yanı sıra çatışmaların ve insan hakları ihlallerinin durdurulması için çaba gösterip dünyaya bu yönde mesaj vermesi gerektiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Tahıl Koridoru sayesinde küresel açlık krizi tehlikesinin önüne geçtiğini söyledi. 2023 Dünya Gıda Günü programına video mesaj gönderen Erdoğan, “Su hayattır, su gıda demektir. Kimseyi geride bırakma” temasıyla düzenlenen etkinliklerin hayat kaynağı suya ilişkin farkındalığı artıracağına inandığını söyledi.
Türkiye'nin su stresi çeken bir ülke olarak elindeki kaynakları en verimli şekilde kullanmanın gayreti içerisinde olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti: “Suyumuzu korumakla vatanımızı korumak arasında mahiyet itibarıyla hiçbir fark görmüyoruz. Bu amaçla hükümet olarak son 21 yılda ülkemizin su ve gıda güvenliğini garanti altına alacak pek çok önemli projeyi hayata geçirdik. Kuraklıkla mücadele stratejisi ve eylem planımızı bu yıl yenileyerek yol haritamızı oluşturduk. Bunun için kendi vatandaşlarımızla birlikte tüm insanlığı su tüketiminde tasarruflu davranmaya davet ediyoruz.”
Erdoğan, son dönemde Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölgede yaşanan savaş ve çatışmaların da gıda krizini derinleştirdiğini ifade ederek, şunları kaydetti: “Birleşmiş Milletler ile birlikte başlattığımız Karadeniz girişimiyle dünya piyasalarına 33 milyon ton tahıl ürünün sevk edilmesini sağlayarak küresel açlık krizi tehlikesinin önüne geçtik. Başta Afrika olmak üzere açlık tehlikesi ile karşı karşıya olan coğrafyaların yükünü hafifletmeye yönelik çabalarımızı devam ettiriyoruz.”
“Kalkınma yardımları konusunda dünyanın en cömert ülkeleri arasında yer alan Türkiye'nin her konuda, gıda ve su krizinin çözümünde de sorumluluk üstlenmekten çekinmeyeceğini ifade etmek istiyorum. Ayrıca tüm mevkidaşlarımı eşim Emine Erdoğan tarafından başlatılan ve Birleşmiş Milletler çatısı altında küresel bir harekete dönüşen 'sıfır atık' hamlesinin başlıklarından olan 'gıdada sıfır kayıp' hedefi doğrultusunda inisiyatif almaya davet ediyorum. Yarın değil bugünden, 16 Ekim Dünya Gıda Günü'nden başlayalım, gıdamızı koruyalım, gıda israfına son verelim.”
İnsanlığın Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin en önemli başlıkları arasında yer alan “2030’da sıfır açlık” yaklaşımından giderek uzaklaştığını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: “Tarım ve Gıda Örgütü değerlendirmelerine göre, dünyada her 9 kişiden 1’i açlıkla boğuşuyor. Halbuki dünya genelinde yıllık olarak 4 ile 5 milyar ton gıda üretilmektedir. Bu miktarın 2050 yılı için öngörülen dünya nüfusuna bile yeteceği hesaplanırken maalesef günümüz dünya nüfusuna kafi gelmiyor. Çünkü dünya genelinde her saniye üretilen 127 ton gıdanın 21 tonu zayi oluyor. Bu rakam bizlere şu an açlık çeken 735 milyon insanı tam 4 kez doyurabileceğimizi ifade ediyor.”