Fahrettin Altun, konuşmasında, Kovid-19 krizinin dünyayı Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana olabilecek en kötü zamanda vurduğunu belirterek, 2020’de dünyanın farklı yerlerinde birçok uluslararası çatışmanın çözümsüz kaldığını ifade etti.
Salgın başladığında uluslararası iş birliği fikrinin en düşük noktasında bulunduğuna işaret eden Altun, “Her ülke tek taraflı hareket etmeyi tercih etti, tıbbi ekipman söz konusu olduğunda korumacılık yöntemini izledi ve krize müşterek yanıt verecek bir çerçeve geliştiremedi. Ayrıca Kovid-19 krizi, dünyadaki mevcut eşitsizliklerin sadece az gelişmiş ülkeler için değil, tüm dünya için büyük bir tehdit olduğunu da gösterdi. Kaynakların ve ekipmanların adil dağıtımı olmadan mevcut salgının sona ermeyeceği anlaşıldı” diye konuştu.
Altun, Son yirmi yılda terörden insani meselelere, iklim değişikliğinden Kovid-19’a kadar küresel krizlerin ortaya çıkmasının, bütün ulusların büyük stratejilerini tasarlamada yeni bir yaklaşıma ihtiyacı olduğunu gösterdiğini vurguladı.
Ayrıca uluslararası kuruluşların insani felaketlerden küresel iklim değişikliğine kadar, küresel sorunları daha verimli bir şekilde ele alabilmeleri için acil bir reforma ihtiyaç duyduğunun görüldüğünü aktaran Altun, her ülkenin büyük stratejisinde, reforma yardımcı olacak ve bu kurumları daha etkili hale getirecek bir madde olması gerektiğinin altını çizdi.
Devletlerin küresel sorunların küresel çözümler gerektirdiğini kabul etmesinin şart olduğunu vurgulayan Altun, küresel sorunlara küresel çözümler üretmeden istikrar ve güvenlik hedefine ulaşmanın imkânsız olduğunu söyledi.
Türkiye’nin uluslararası sistemdeki zorlukları takip ettiğini ve bunlara cevap vermek için adımlar attığını anlatan Altun, şunları kaydetti:
“Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, dış politika stratejimizi sadece acil güvenlik kaygılarımıza değil, bölgesel ve küresel sorunlara da çözüm üretecek şekilde revize ettik. Yakın çevremizdeki çatışmaların çözümünü dış politikamız için önemli bir öncelik haline getirdik. Türk dış politika yapıcıları Suriye, Libya ve Irak'taki çatışmaları çözmek için farklı girişimlerde bulundular. Ayrıca, Doğu Akdeniz ve Azerbaycan-Ermenistan ihtilafı da dahil olmak üzere bütün kriz alanlarında ilgili tarafları diyalog ve yapıcı diplomasiye katılmaya davet ettik. Sayın Cumhurbaşkanımız, ülkelere bu alanlardaki anlaşmazlıkları müzakere etmek ve çözmek için uluslararası konferanslar gerçekleştirme çağrısında bulundu.”
Fahrettin Altun, Türkiye’nin uluslararası kurumlar için reform sürecinin önemini de bildiğini belirterek, mevcut yapılarıyla uluslararası kuruluşların küresel sorunlara çözüm üretemediğine dikkati çekti.
BM Güvenlik Konseyi reformunun uzun süredir arzu edildiğini ancak henüz gerçekleştirilemediğini belirten Altun, “Son birkaç yılda bu konseyin kararlı adımlar atamamasının önemli bölgesel sorunlara yol açtığını gördük. Güvenlik Konseyi için bir reform sürecini destekliyoruz ve bunun hem Türkiye’nin hem de dünyadaki diğer ülkelerin çıkarına hizmet edeceğini düşünüyoruz” dedi.
Türkiye’nin Kovid-19 krizinin en başından itibaren küresel sorunların küresel çözümler gerektirdiği fikrini desteklediğini belirten Altun, uluslararası dayanışma ve iş birliğinin bu sorunları çözmenin anahtarı olduğunu vurguladı. “Türkiye, bu salgın krizi sırasında diğer ülkelerle iş birliği yapmak ve onları desteklemek için her adımı atmıştır ve buna devam edecektir” diyen Altun, etkin bir yük paylaşımı ve iş birliği yapılmamasının bu krizin uzamasına sebep olacağını dile getirdi.
Küresel salgın ve büyük güç rekabeti çağında, ulusların dış politikalarını ve büyük stratejilerini yeniden gözden geçirmelerinin önem taşıdığını belirten Altun, şöyle devam etti:
“Öncelikler ve hedefler, son yirmi yılda dünyada olup bitenleri dikkate almalıdır. Dış politikalarımızın küresel sorunları ele alacak vizyona sahip olması gerekmektedir. Uluslararası rekabet, ülkeleri statükoyu korumaya yöneltebilir. Ancak, söz konusu yirmi yılda bu yaklaşımın başarısızlığına şahit olduk. Önümüzde bir süper güç rekabeti dönemi olmasına rağmen, diğer uluslar daha sorumlu davranarak küresel krizlere yanıt verebilmek için uluslararası bir koordinasyon oluşturma fikrine stratejilerinde yer vermelidir.”
Altun, kriz zamanlarında süper güçlerin liderlik rolünü oynamasını beklemek yerine, bu hedeflere ulaşmak için diğer ulusların güçlerini birleştirmesi gerektiğini ifade etti.
Devletlerin birbirine bağlı bu dünyada bir alandaki istikrarsızlığın ve krizin eninde sonunda yayılacağı gerçeğiyle yüzleşmesi gerektiğini dikkati çeken Altun, “Yapıcı ve yenilikçi diplomasi ve uluslararası katılım, bu zorlukların kontrol altına alınması sürecinde kilit rol oynayacaktır. Türkiye bu anlamda sorumluluklarını yerine getirmektedir ve bundan sonra da diğer uluslarla birlikte çalışmaya hazırdır. Farklı krizler ve zorluklar esnasında uluslar arasında iş birliği ve diyaloğun nasıl sağlanacağı konusunda örnek teşkil etmeyi amaçlamaktadır. Bu alanda rekabeti memnuniyetle karşılarız” dedi.
Altun, TRT World Forum’daki konuşmaların ve tartışmaların da bu hedeflere ulaşmaya yardımcı olması temennisinde bulundu.