Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 19-20 Ekim tarihlerinde “Güç ve Paradoks: 21. Yüzyılda Büyük Stratejiyi Anlamak” temasıyla bu yıl 5’incisi düzenlenen TRT World Forum 2021’in onur konuğu olarak açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Pandemi nedeniyle sanal ortamda düzenlenen forumda video konferans yoluyla katılımcılara hitap eden Erdoğan konuşmasına, “TRT World Forum 2021’in dünyamız, bölgemiz ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını Rabbim’den niyaz ediyorum. TRT yönetimi ile bu güzel programa destek veren kurum ve kuruluşlarımızı canı gönülden tebrik ediyorum” sözleri ile başladı.
İki yıldır dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgınının etkisini yitirmeye başladığını ancak halen etkilerinin sürdüğünü söyleyen Erdoğan, salgın nedeniyle yaşanan krizin normale dönmesinin zaman alacağını vurguladı. Erdoğan, “Artık dünyada hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını gördük” dedi ve şöyle devam etti:
“Küresel sistemdeki tenakuz ve paradokslar, daha önce hiç olmadığı kadar gün yüzüne çıkmıştır. Özellikle refah bakımdan dünyada üst sıralarda yer alan ülkelerin sağlık ve sosyal yardım altyapılarının ne derece kırılgan olduğu görülmüştür. Tüm insanlığın geleceğini tehdit eden bu kriz karşısında, dünyada barış ve adaleti sağlamakla görevli kurumlar bir kez daha sınıfta kalmıştır. Az gelişmiş ülkeler ve yoksul toplum kesimleri kaderlerine terk edilmiş, ticarette korumacılık artarken, tedarik zincirlerinde kırılmalar yaşanmıştır. Ekonomik sıkıntılarla birlikte batılı ülkelerde nefret suçları ürkücü boyutlara ulaşmıştır.”
Salgın nedeniyle sosyal devlet kavramının ağır yara aldığının altını çizen Erdoğan, gelir adaletinin kötüleştiğini, İslam düşmanlığı ve göçmen karşıtlığının yeniden alevlendiğini bu durumun da tüm insanlığı bekleyen tehditleri gözler önüne serdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dünya savaşları sonrası ortaya koyulan sistemin uzun süredir adalet ve istikrar üretmediğinin altını çizerek konuşmasında şunları kaydetti: “Birinci Dünya Savaşı sonrası temelleri atılan, İkinci Dünya Savaşı sonrası tahkim edilen bu sistem, uzun süredir adalet ve istikrar üretmiyor. İslam âleminin söz hakkının olmadığı, Afrika’nın, Latin Amerika’nın, Güney Asya’nın taleplerinin dikkate alınmadığı, sadece gücü elinde bulunduran 5 ülkenin çıkarlarının gözetildiği bu sistemin, hâlihazırdaki yapısıyla devam etmesi mümkün değildir. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kurumlardaki reform ihtiyacı, artık görmezden gelinemez.”
Türkiye olarak, bu reform ihtiyacının yıllardır “Dünya 5’ten büyüktür” ifadesiyle dile getirdiklerini belirten Erdoğan, “Bu konudaki somut tekliflerimizi kısa süre önce 'Daha Adil Bir Dünya Mümkün’ diyerek milletimizle ve tüm dünyayla paylaştık. Böylece sadece eleştirilmek yerine, temsilde adaletin sağlandığı ve veto imtiyazının kaldırıldığı bir Birleşmiş Milletler için ilkeli, kapsamlı, stratejik ve uygulanabilir bir model sunduk. 76’ncı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu sırasında yaptığımız görüşmelerde, ülkemizin bu çabalarının mâkes bulduğunu görmekten ayrıca memnuniyet duyduk. Tüm mazlum ve mağdurlar adına yürüttüğümüz bu mücadeleyi çok daha yukarılara taşımakta kararlıyız. İnsanı merkeze alan, adaleti ve hakkaniyeti önceleyen, güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu küresel bir düzen kurulana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.”