Erdoğan, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, söz konusu merkezle ülkenin her türlü siber saldırıya karşı çok daha hazırlıklı hale geldiğine inandığını belirtti.
Bilgi ve teknolojinin dünyada en hızlı büyüyen sektör olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye'de bu sektörün hacminin 17 yılda 20 milyar dolardan 132 milyar dolara yükseldiğini, sektörün ülkedeki yatırımlarının 100 milyar lirayı aştığını söyledi.
Mobil hizmetlerden faydalanan abone sayısının nüfus ile aynı rakama yani 83 milyona ulaştığını vurgulayan Erdoğan, geniş bant internet abonesi sayısının 77 milyonu, sabit geniş bant abone sayısının 14 milyonu, fiber abone sayısının 3,2 milyonu, makineler arası iletişim abone sayısının 6 milyonu geride bıraktığını aktardı.
Bu tabloda internet erişimine imkan veren mobil tarifelerin fiyatlarındaki düşüşün çok büyük etkisinin olduğuna dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yaklaşık 10 yıl önce mobil operatörlerimizin dakikası 11,7 kuruş olan ortalama tarife ücreti, bugün 1,5 buçuk kuruşa geriledi. Nereden nereye... Bir başka ifadeyle vatandaşlarımız çok daha kaliteli hizmeti bugün neredeyse 10 kat daha az ödemeyle alabiliyor. Bu sürecin devam ettirilebilmesi için altyapı yatırımlarının en etkin ve verimli şekilde yürütülmesi şart. Elektronik haberleşme altyapı bilgi sistemi çerçevesinde yürütülen çalışmaların geliştirilerek sürdürülmesiyle bunu da sağlayabileceğimize inanıyorum. Hedefimiz ülkemizde haberleşme altyapısının kapsama alanına girmeyen tek karış yer bırakmamaktır.
Türkiye'nin ilk yerli ve milli baz istasyonu ULAK'ı bu amaçla ürettik. Bugün ülkemizde yaklaşık 190 bin baz istasyonu bulunuyor. ULAK'ın kullanıldığı baz istasyonu sayısı ise henüz 1000 civarındadır. Her ne kadar çeşitli operatörlerimizin verdiği 3 bin 400 adetlik bir ULAK siparişi varsa da henüz bu konuda katetmemiz gereken çok mesaj olduğu ortadadır. Tüm mobil operatörlerimizi ülkemizin yerli ve milli baz istasyonu ULAK'ı daha etkin şekilde kullanmaya davet ediyorum."
"5G'de daha yüksek yerlilik oranlarına ulaşmalıyız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2016 yılında 4,5G ihalesini yaparken kademeli olarak yüzde 30, yüzde 40 ve yüzde 45 yerlilik şartı getirdiklerini anımsattı.
Maalesef yüzde 23 ile henüz bu yerlilik oranlarının çok uzağında olduklarını anlatan Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"Önümüzde 5G süreci var. Kritik bir alan olan mobil teknolojide, 5G'de daha yüksek yerlilik oranlarına ulaşmak mecburiyetindeyiz. Endüstride hızlı bir dönüşümü beraberinde getirecek 5G akıllı şehirler, akıllı ulaştırma sistemleri, akıllı hastaneler gibi nice alanın temel altyapısını oluşturacaktır. Bunun için 5G'nin etkileyeceği tüm sektörlerle ilgili kapsamlı bir çalışmayı da hızla yürütüp geleceğin teknolojisine bir an önce hazır hale gelmeliyiz. 5G konusunda geciktiğimiz her günün ülkemize yıllara sari maliyetinin olacağını aklımızdan çıkarmayalım. Yerli 5G teknolojisi altyapısını kurmadan 5G'ye geçemeyiz. Bunun için tüm kurumlarımızın ve firmalarımızın hızlı etkin ve kararlı bir şekilde hareket etmesi şarttır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geliştirdikleri ve güvenli hale getirdikleri mobil altyapı sayesinde elde ettikleri kazanımlardan birinin de önemli bir bölümünü dijital ortama taşımak olduğunu dile getirdi.
e-Devlet hizmetlerinde sağladıkları gelişmenin bu güçlü altyapı ile vatandaşlara hizmetleri çok hızlı ve kolay bir şekilde ulaştırabileceklerini en güzel ispatı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, bu alanda 2 yıl gibi kısa bir sürede dünyada 68'inci sıradan 53'üncü sıraya yükseldiklerini bildirdi.
Bugün 5 binin üzerinde e-Devlet hizmetinden yaklaşık 45 milyon vatandaşın istifade edebildiğine dikkati çeken Erdoğan, dijital teknolojilerin hızlı geliştiği dönemde bu dönüşümün güvenlik boyutunun en az ülkelerin fiziki savunması kadar önemli hale geldiğini aktardı.
Türkiye'nin teknoloji sadece tüketen değil asıl olarak bulan, tasarlayan, geliştiren, üreten ve dünyaya pazarlayan bir ülke haline gelmesini hedeflediklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Milli teknoloji hamlesini işte bunun için başlattık. Yerli ve milli yenilikçi teknolojilerin kamu başta olmak üzere ülkemizdeki tüm kurumları ve bireyleri kucaklayacak şekilde gelişmesi için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Teknolojinin insanlığa faydalı yüzü yanında suçu bir endüstri haline getiren yönü de vardır. Geçmişte basit amaçlar ve üst düzey yetkinlikte kişiler tarafından yapılabilen siber saldırılar, artık devletler düzeyine kadar çıkmıştır. Bu durum siber saldırıların çok güçlü altyapı ile ve güçlü kadrolarla yürütülebilmesine, dolayısıyla hedef odaklı ve çok daha yıkıcı hale gelmesine yol açıyor.
Türkiye son dönemde siber saldırılara en çok hedef olan ülkelerin başında geliyor. Mesela, 2016 yılında 9 bini bulmayan ülkemize yönelik siber saldırı sayısı geçtiğimiz sene 136 bini aşmıştır. Sınırlarımızın güvenliği ne kadar önemliyse elektronik sistemlerimizin ve buralarda saklanan verilerin güvenliği de o derece önemli. Yapay zeka destekli insansız hava araçları ve robotik sistemler başta olmak üzere her türlü teknolojik ürünün hayatımızda giderek daha çok yer edineceği bir döneme girdik. Bu işin güvenlik boyutunu artık çok daha önem vermeliyiz. Aksi takdirde ülkemizin hem teknoloji çöplüğü haline dönüşmesine engel olamayız hem de tüm kritik sistemlerimizi başkalarının eline teslim etmiş oluruz."
Recep Tayyip Erdoğan, veri güvenliğinin de bu işin önemli bir parçası olduğunu, günümüzde verinin en az petrol kadar önemli hale geldiğini anlattı.
"Veri güvenliğini yabancı çözümlerle sağlamaya çalışmak sınır güvenliğini yabancı askerlere emanet etmekle eşdeğerdir." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu gerçekten hareketle veri güvenliği konusundaki yerli ve milli çözüm çalışmalarını hızlandırıyoruz. Türkiye'nin verisi Türkiye'de kalmalı anlayışıyla başlattığımız çalışmalarda henüz istediğimiz yere gelemediğimiz bir gerçektir. Kamu ve özel sektöre ait veri merkezlerini mutlaka bir düzene sokmamız şart. İlgili kurumlarımızdan bu konuda gereken çalışmaları süratle tamamlamalarını bekliyorum."
"Akıllı sistemlerle yapılan saldırıları püskürtmenin özellikle yolu daha akıllı sistemleri geliştirmek ve kullandırmaktır." ifadesini kullanan Erdoğan, siber saldırılara konvansiyonel sistemlerle veya yöntemlerle karşı koymaya kalkmanın, kurşunu kağıtla durdurmaya çalışmak gibi olduğunu söyledi.
Teknolojiye hükmedenin her sisteme ve onu üreten, kullanan, saklayan her unsura nüfuz edebildiği bir döneme girildiğine işaret eden Erdoğan, bu amaçla Cumhurbaşkanlığı olarak Bilgi ve İletişim Güvenliği Genelgesi yayımladıklarını dile getirdi.
Erdoğan, kurumlar ve kamu görevlileri için bağlayıcı olan bu genelgenin tüm unsurlarıyla uygulanmasına önem verdiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Açılışını yaptığımız Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezimiz yılın 365 günü, günün 24 saati kesintisiz çalışacaktır. Burada yerli ve milli imkanlarla geliştirdiğimiz siber güvenlik sistemlerini kullanarak hem saldırıları engelliyor hem de önceden tedbir alıyoruz. Savunmadan iletişime, sağlıktan enerjiye, finanstan eğitime kadar tüm sektörlerdeki kritik kurum ve kuruluşlarımızda siber olaylara müdahale ekipleri oluşturduk. Bu ekipleri her geçen gün daha da yaygınlaştırıyor ve güçlendiriyoruz. Şu anda 1300 kurumumuzda yaklaşık 4000 uzmanla siber güvenlik faaliyetleri yürütülüyor. Bu ekipler, istihbarat paylaşımından güç birliğine kadar her alanda dayanışma içinde çalışıyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, siber savunmada yapay zeka ve makine öğrenmesi tekniklerinin giderek önem kazandığına dikkati çekerek, "Bu doğrultuda 'Kasırga, Avcı, Azad' gibi uygulamalar geliştirdik. Ülkemize yönelik siber saldırıların pek çoğu işte bu ekipler ve uygulamalarla çok defa kimsenin haberi olmadan sessiz sedasız bir şekilde bertaraf ediliyor." diye konuştu.
"Nitelikli uzmanlar yetiştirmeyi ihmal etmiyoruz"
Tüm bu çalışmalar sayesinde Türkiye'nin Global Siber Güvenlik Endeksi'nde dünyada 20'nci, Avrupa'da 11'inci sıraya yükseldiğini anlatan Erdoğan, Türkiye'nin, Almanya, İtalya, Belçika gibi ülkelerin önünde yer aldığı bu sıralamada daha da yukarılara tırmanmakta kararlı olduğunu söyledi.
Erdoğan, siber güvenlik alanında milli hassasiyetlere sahip, nitelikli uzmanlar yetiştirmeyi de ihmal etmediklerini kaydederek, bunun için BTK Akademi'yi kurduklarını, eğitim dahil herhangi bir ön şart aranmaksızın tüm gençlere açık akademide siber güvenlik ve 5G teknoloji başta olmak üzere sektörün nitelikli insan kaynağı ihtiyacını karşılamaya yönelik çalışmalar yaptıklarını belirtti.
"Siber Yıldız" yarışmaları ile yetenekli gençleri keşfettiklerini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"İnşallah ülkemizi siber güvenlikte dünya çapında bir marka haline dönüştüreceğiz. Mobil dönüşüm sürecinin en önemli unsurlarından biri de frekans kullanımının düzenlenmesi ve denetlenmesidir. Milli Monitör Merkezi'ni bunun için hayata geçirdik. Bu merkezde kablosuz haberleşme sistemlerine zarar veren her türlü kaçak ve zararlı sinyalleri kaynağında tespit ederek önüne geçiyoruz. Haberleşme alanındaki faaliyetlerin ana kaynağı uzaydaki uydular haline gelmiştir. Türkiye olarak uzay faaliyetlerimizi güçlendiriyor ve derinleştiriyoruz. Bu amaçla Türkiye Uzay Ajansını kurduk.
Uydu pozisyonları ve frekans haklarımızla ilgili çalışmaları uluslararası kuruluşlar nezdinde yakından takip ediyoruz."
Erdoğan, halen uzayda Türksat 3A, Türksat 4A ve Türksat 4B olmak üzere 3 haberleşme uydusunun faaliyet gösterdiğini hatırlatarak, bu uyduların, 118 ülkede 3 milyar kişiye yayıncılık hizmeti verilebilme imkanı sağladığına işaret etti.
"Teknoloji bağımlılığı tehdit"
Üretimi tamamlanan Türksat 5A'nın bu yılın sonuna doğru uzaya fırlatılacağı bilgisini veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türksat 5B'yi de önümüzdeki yıl uzaya gönderiyoruz. İlk yerli haberleşme uydumuz olacak Türksat 6A'nın tasarımı tamamlandı, mühendislik çalışmaları sürüyor. İnşallah bunu da 2022 yılında uzaya göndermeyi planlıyoruz. Böylece Türkiye, dünyada haberleşme uydusu üretebilen 10 ülkeden biri haline gelmiş olacaktır." şeklinde konuştu.
İnternet ve teknolojinin, insanların hayatını kolaylaştıran yönünün yanında, pek çok yeni tehditleri de içinde barındıran bir alan olduğuna dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu bakımdan internetin sorumlu değil, sorunlu kullanımı giderek daha çok önemli hale gelmeye başladı. Teknoloji bağımlılığı bu tehditlerden sadece biridir. Günümüzde teknoloji bağımlılığı sebebiyle adeta modern kölelere dönüşen yığınlarla karşı karşıyayız. Önce gençlerde başlayan teknoloji bağımlılığının artık her kesimi kuşatıyor olmasını üzüntüyle takip ediyoruz. Halbuki biz baktığımızda modern köleler değil, teknolojiyi bilinçli kullanan özgür bireyler görmek istiyoruz. Aynı oda içinde dahi konuşarak değil, mesajla iletişim kuran insanların gerçek hayatla bağı giderek zayıflıyor. İnsanlarımızın gerçek hayatla bağlarını güçlendirecek çalışmaları desteklememiz, özendirmemiz gerekiyor."
Bir başka önemli sıkıntının ise siber zorbalıkların çeşitlenip artması olduğuna değinen Erdoğan, "Özellikle sosyal medya bu bakımdan tam bir çöplük, tam bir başıboş mecra haline dönüşmüştür. İnsanların taciz edildiği, dolandırıldığı, onurlarının kırıldığı, lince tabi tutulduğu, her türlü haklarının ihlal edildiği böyle bir sanal dünyaya asla teslim olmayacağız." diye konuştu.
"Kabus ikliminden çıkartmakta kararlıyız"
Erdoğan, gerçek hayatta suç olan her şeyin, internet ortamında da aynı karşılığı bulmasının şart olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Ülkemizi yalan haberin, iftiranın, hakaretin, tehdidin, dolandırıcılığın, provokasyonların adeta bir çığ gibi toplumumuzun üzerine çöktüğü bu kabus ikliminden çıkartmakta kararlıyız. Daha 2007 yılında başbakanlığım döneminde, bu konuda gereken önlemlerin alınmasını talep etmiştik ancak aradan geçen bunca zamana rağmen henüz işe yarar bir hukuki ve teknik altyapı oluşturamadığımızı da üzüntüyle görüyoruz. Adalet ve İçişleri Bakanlıklarımızla, ilgili kurumlarımız tarafından bu çerçevede yürütülen hazırlıkların süratle neticelendirilmesini istiyoruz.
Vatandaşlarımızı da özellikle çocuklarımızı korumak için güvenli internet hizmetlerinden daha çok faydalanmaya davet ediyorum."
"Gençlerimizden faydalı içerikte öne çıkmalarını bekliyoruz"
"Kopyala-yapıştır" mantığıyla içerik üretiminin ağırlıkta olmasının internetteki kirliliğin en önemli sebeplerinden birisi olduğuna işaret eden Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Halbuki bizim gerçekten üretken, kabiliyetli, cevval gençlerimiz var. Gençlerimizden internetin sağladığı imkanları en iyi şekilde kullanarak doğru ve faydalı içerik üretiminde öne çıkmalarını özellikle bekliyoruz. Bu çerçevede gençlerimizin internetten elde ettikleri bilgiyi, ürüne dönüştürerek hem kendileri hem de ülkeleri için faydalı sonuçlar ortaya koyma çabalarını destekleyeceğiz.
Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesinde bu doğrultuda elde edeceğimiz başarıların çok büyük katkısı olacaktır."
Teknolojinin insanlara sağladığı kimi kritik imkanların hakkını da teslim etmek gerektiğini belirten Erdoğan, "Son dönemde yaşadığımız afetlerde bu imkanlardan büyük ölçüde faydalandık. Yıkıntıların altındaki vatandaşlarımızla kurulan cep telefonu bağlantıları ve sinyal takipleri çalışmaların hızlı ve etkin şekilde yürütülebilmesini sağlamıştır." dedi.
"Ulusal Uyarı Sistemi ilgili kurumların kulanımına açılacak"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Ulusal Mobil Uyarı Sistemi'nin hayata geçirilmesinin bu çerçevede atılan önemli bir adım olduğunu dile getirerek, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ulusal Uyarı Sistemi ile gerektiğinde ülkemizdeki tüm kullanıcıların cep telefonlarına bir saat içinde mesaj gönderebilecek bir altyapı oluşturduk. Elbette bu sistemi sadece belirli bölgelerimize, belirli illerimize, belirli ilçelerimize göre sınırlandırarak da kullanabiliyoruz. Afetlerde ve her türlü acil durum hallerinde bu sistemden göndereceğimiz mesajlarla vatandaşlarımızı ikaz edebilecek, bilgilendirebilecek, yönlendirebileceğiz. Yakında bu sistemi inşallah ülkemizdeki ilgili kurumların kullanımına açıyoruz.
Türkiye'nin maziden atiye kurmuş olduğu köprüde dijital dünya çok önemli bir yere sahip hale gelmiştir. Karşımızdaki hakikatleri sırtımızı dönemeyeceğimize, dünyanın akışını tersine çeviremeyeceğimize göre geleceğe bakacağız. Milletimiz tarihin her döneminde devrin yeniliklerini, gelişmelerini, bilim ve teknoloji birikimini en güzel şekilde değerlendirmeyi bilmiştir. Bugün de aynı başarıyı göstereceğimizden ben şüphe duymuyorum. Nitekim teknoloji altyapısında siber saldırılara kadar bu alanda geldiğimiz yeri sizlerle paylaştık.
İnşallah önümüzdeki dönemde her alanda olduğu gibi bilgi ve iletişim teknolojilerinde de Türkiye'yi dünyanın en önde gelen ülkeleri arasına sokacağız. Yüksek teknolojiye dayalı ürünler tasarlayan, geliştiren, üreten ve tüm dünyaya satan bir Türkiye için hep birlikte çalışacağız."
Açılışı yapılan Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezinin hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, projede emeği geçenleri tebrik etti.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın okuduğu duanın ardından merkezin açılışı gerçekleştirildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurdele kesimi sırasında "Bu güzel hizmet kurumu iletişim dünyamıza hayırlı, mübarek olsun." dedi.
Törene TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile çok sayıda davetli katıldı.