Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir'deki depremde 12 can kaybı 438 yaralının olduğunu ve 17 binada arama çalışmalarının devam ettiğini açıkladı. Erdoğan, tüm imkanların seferber edildiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Konseyi Sağlık Bilim Kurulu Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, bugün Seferihisar açıklarında meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depreme maruz kalan İzmir ve çevresindeki şehirlere geçmiş olsun dileklerinde bulundu.
Depremde yıkılan binalarda hayatlarını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Son olarak buraya gelirken vefat sayımız 12 idi. Yaralı sayımız 438 idi. Bunlar içerisinde 5 vatandaşımız ameliyatta, 8 vatandaşımız yoğun bakımdaydı. Şu an itibarıyla 17 binada arama çalışmalarımız devam ediyor. Devletimiz, bakan arkadaşlarımızla tüm kurumlarıyla deprem anından itibaren yıkıntılar altında kalan vatandaşlarımızı kurtarmak ve sarsıntıdan etkilenen herkese yardımcı olmak için harekete geçmiştir. AFAD, Emniyet Teşkilatımız, sağlık birimlerimiz ve diğer ilgili kamu personeli, canla başla işlerini yapıyor. Bakanlarımız koordinasyonu bizzat yerinde sağlamak üzere süratle olay yerine ulaşmışlardır. Kurtarma çalışmalarının bir an önce sonuçlanması için tüm imkanları seferber ettik. Binaları hasar gördüğü veya olayın şokundan kurtulamadıkları için henüz evlerine giremeyen vatandaşlarımıza da gereken iaşe ve ibate desteğini sağlıyoruz."
"Gereken kaynak hemen aktarıldı"
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına gereken kaynağın hemen aktarıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hedefimiz yaraları bir an önce sarmaktır. Bu arada Katar Devlet Başkanı aramış, kendisiyle görüşmeleri yaptık ve 'Herhangi bir destek talebi gerekirse bütün imkanlarımızla yanınızdayız.' dediler. Kendilerine teşekkür ettik. Yunanistan Başbakanı Sayın Miçotakis yine aynı şekilde aradılar. Zira bu depremden Yunanistan da etkilendi fakat görüşmeyi yaptığımız anda onlarda herhangi bir ölüm söz konusu değildi. Fakat etkilendiklerini onlar da söylediler. Sağolsunlar onlar da 'Herhangi yardıma ihtiyaç varsa biz hazırız.' dediler. Biz de 'Şu anda böyle bir durum söz konusu değil, ama bize düşen bir görev varsa biz de bütün imkanlarımızla Yunanistan'ın yanındayız.' dedik. Bunun yanında yine Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev kardeşimiz aradılar. Onlar da 'Her türlü imkanımızla yanınızdayız.' dediler, onlara da şükranlarımızı bildirdik."
"İzmir'den gelen bu haber gerçekten bizi derinden üzmüştür"
"Ocak ayında meydana gelen Elazığ ve Malatya depreminin acıları hala yüreğimizde tazeyken İzmir'den gelen bu haber gerçekten bizi derinden üzmüştür." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ülkemizin en doğusundan en batısına kadar tehlikeli bir deprem kuşağında yaşadığı gerçeğini her sarsıntıyla bir kez daha hissediyoruz. Afet ve acil durumlara müdahale için uzun süredir üzerinde çalıştığımız planları kararlılıkla hayata geçiriyoruz. Kentsel dönüşüm projeleriyle depreme dayanıksız yapı stokumuzu yeniliyoruz. İnşallah ülkemizi her geçen gün afetlere karşı çok daha hazırlıklı hale getiriyoruz. Bir kez daha İzmirli kardeşlerime geçmiş olsun diyor, vefat edenlere Allah'tan rahmet, yaralananlara acil şifalar diliyorum. Bu acılı günde yardım teklifinde bulunan tüm dost ülkelere, tekrar teşekkür ediyorum."
Yerli aşı
İnşallah önümüzdeki bahar aylarında kendi aşımızı vatandaşlarımıza uygulayabilecek aşamaya gelmiş olacağız.
Türkiye bir yandan Çin, Rusya, Amerika gibi ülkelerdeki aşı çalışmalarını yakından takip ederken diğer yandan da kendi aşısını geliştirmek için yoğun çaba içerisindedir.
Yıl sonu itibarıyla dünyadaki aşı çalışmalarından bilim insanlarımızın uygun gördüğü birini veya birden fazlasını vatandaşlarımızın istifadesine sunmayı planlıyoruz.
Türkiye, salgının etkisiyle hızlanan küresel yapılanmayla ilgili analizlerde geleceğin yıldızları arasında gösteriliyor.
155 ülkenin ve 8 uluslararası kuruluşun tıbbi malzeme desteği talebine olumlu cevap vererek, elimizdeki imkanları paylaştık.
Geçtiğimiz asra gelişmiş, bu sıfatla damga vuran ülkelerin nüfus konusundaki kayıpları sebebiyle ciddi bir gelecek kaygısı içine girdiklerini görüyoruz.