Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki toplantı, saat yaklaşık iki saat sürdü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantı sonrası açıklamalarda bulundu.
Son Kabine Toplantısından bu güne, her anlarını ülke ve millet için eser ve hizmetlerle dolu bir şekilde geçirdiklerini belirten Erdoğan, Türkiye'yi dünyada gururla temsil eden yurt dışı müteahhitlerle 24 Ağustos'ta bir araya gelerek başarı ödüllerini takdim ettiklerini hatırlattı.
Anadolu'daki sarsılmaz kale Ahlat'ı tarihi önemine ve ecdadın mirasına yakışır bir şekilde yeniden ihya ettiklerini vurgulayan Erdoğan, bu amaçla 25 Ağustos'ta Ahlat'ta çeşitli programlara katıldıklarını aktardı.
30 Ağustos Zafer Bayramı'nda Ankara'da bir dizi program gerçekleştirdiklerini, bu programlarda diğer davetlilerin yanı sıra Milli Mücadele kahramanlarının yakınlarıyla da bir araya geldiklerini ifade eden Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki 30 Ağustos konserinin, büyük zaferin 100. yılının şanına yakışır bir program olduğuna inanıyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı gün Milli Savunma Üniversitesinin Kara Harp Okulundaki diploma ve sancak devir teslim törenlerinde, ordunun saflarına yeni katılan teğmenlerin heyecanına ortak olduklarını, ertesi gün de İstanbul'da Deniz ve Hava Harp Okullarının diploma ve sancak devir teslim törenlerine iştirak ettiklerini hatırlattı.
Her yıl olduğu gibi 1 Eylül'de Adli Yıl Açılış Töreni'ni gerçekleştirdiklerini anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yarın Bosna Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan'ı kapsayan bir Balkan gezisine çıkacağını belirterek, "Son dönemde gerginliklerin arttığı bu coğrafyada barışın, huzurun, kalkınmanın, hakkaniyetin temsilcisi Türkiye olarak üzerimize düşen görevleri yerine getirmeyi sürdürüyoruz." dedi.
Gelecek hafta Özbekistan'da Şanghay Beşlisi'nin toplantısına iştirak ederek, Türkiye'nin hak ve menfaatlerini orta ve doğu Asya coğrafyalarında geliştirmenin yollarını arayacaklarını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir sonraki hafta da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na katılarak, hem dünya ve bölge gündemine dair görüşlerimizi dile getirecek hem de çok sayıda toplantı ve görüşme yapacağız. Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada artan gücü, etkisi ve sorumlulukları bize ufkumuzu sürekli genişletmemiz, ilişkilerimizi çeşitlendirmemiz, fırsatları değerlendirmemiz gerektiğini söylüyor. Bunun için hem ülke içinde siyasetten ekonomiye, her alanda hedeflerimize sıkı sarılmamız hem de küresel gelişmeleri kendi lehimize yönlendirmemiz gerekiyor.
Gece gündüz demeden böylesine yoğun programlarla koşturmanın tek sebebi Türkiye ve Türk milleti olarak işte bu tarihi fırsatı en üst düzeyde kullanabilmektir. Her fırsatta altını çizerek tekrar ettiğimiz gibi Türkiye güçlü olmak, gücünü sürekli artırmak mecburiyetindedir. Aksi takdirde ülkemizi, çevremizde sayısız örneğini gördüğümüz felaketlerin içine sürüklemek isteyenlere fırsat vermiş oluruz. Siyasetçisinden sokaktaki vatandaşına kadar kendini bu ülkenin bir ferdi olarak gören herkesin de bu anlayışla hareket etmesini bekliyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta açıklanan 2022 ikinci çeyrek büyüme rakamlarının, Türk ekonomisinin yükselişine devam ettiğini gösterdiğini vurgulayarak, bunun kendi kendine ortaya çıkan bir başarı olmadığını belirtti. Erdoğan, şöyle devam etti:
Kış mevsiminin yaklaşmasıyla Avrupa merkezli olarak başlayan ancak küresel etkilere sahip enerji krizinin derinleşme kaygısının, Türkiye'nin üretim ve ihracat potansiyelini daha da önemli hale getirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, artık 251 milyar dolarlık ihracat seviyesine ulaşan Türkiye ekonomisinin, küresel mal ticaretinden aldığı payın da yüzde birin üzerine çıktığını söyledi.
Güvenlik krizleri başta olmak üzere küresel dengeleri bozan gelişmelerin normalleşmeye başlamasıyla bu sorunun da üstesinden gelineceğine inandığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Yine bu çerçevede, ülkemizin enerji ihtiyacının, yerli, milli, sürdürülebilir kaynaklardan teminine yönelik çok sayıda projeyi hayata geçiriyoruz. Yeni programımızı istihdam merkezli oluşturduğumuzu her fırsatta vurguluyoruz. Son 2 yılda istihdamda net 5 milyon kişilik artışla toplam istihdamın tarihimizin en yüksek rakamı olan 31 milyon sınırına dayanmış olması, bu alandaki hedeflerimize de ulaştığımızın ispatıdır. Merkez Bankası rezervlerinden milli gelir hesaplarına kadar her alanda benzer olumlu gelişmeleri görmek mümkündür.
Vatandaşlarımıza yaptığımız, kendi paramız Türk lirasına güvenme ve sahip çıkma çağrımız, hamdolsun çok önemli bir karşılık bulmuştur. Kur Korumalı Mevduat Hesaplarına geçişe gösterilen ilgi sayesinde bir ara 239 milyar dolar seviyesine ulaşan vatandaşlarımızın yabancı para hesap tutarları geçtiğimiz ay sonu 212 milyar dolara kadar gerilemiştir. Borsamızın sürekli rekorlar kırması da sermaye piyasalarındaki güvenin ifadesidir."
Tüm bu fotoğraf içinde enflasyonun hala en ciddi sorun olmayı sürdürdüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın her ülkesinin kendi ekonomik gerçekliğine göre son 40-50 yılda, eşi benzeri görülmemiş enflasyon tehditleriyle mücadele ettiğini söyledi.
Erdoğan, Resmi Gazete'de dün yayımlanan Orta Vadeli Programın, enflasyonun düşürülmesi başta olmak üzere bu mücadelenin yol haritası olduğuna işaret etti.
Cumhurbaşkanlığının koordinasyonunda, tüm bakanlıkların ve kurumların katılımıyla hazırlanan Orta Vadeli Programın, 2023 ve 2025 yılları arasındaki çalışmaların rehberi olacağını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, maliye politikalarını, kamu açıklarını azaltma ve bütçe dengelerini güçlendirme yönünde sürekli tahkim edeceklerini bildirdi.
İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında, çevre, sosyal ve ekonomik dönüşüm politikaları ile yeşil dönüşümün gerçekleştirilmesinin de Orta Vadeli Programın önemli unsurları arasında olduğunu anlatan Erdoğan, "Program sonunda milli gelirimizi 1 trilyon doların üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Esasen son 8-9 yıldır yaşadığımız saldırılar ve bunların kur, faiz, enflasyon, şer üçgeninde yürüyen ekonomik ayakları olmasaydı bugün milli gelirimizin 1,5 trilyon doların üzerine çıkışını konuşacaktık." dedi.
Her şeye rağmen satın alma paritesi itibarıyla Türkiye'nin dünya milli gelir sıralamasında 11'inciliğe yükselmesini de önemli bir başarı olarak gördüklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, pek çok detayı bulunan Orta Vadeli Programa göre, tüm kurumların kendi bütçe hazırlıklarını başlattıklarını belirterek, "Meclisimizin de takdiriyle yürürlüğe girecek 2023 bütçemizi, ülkemizin hedeflerine doğru atmış olduğumuz yeni ve önemli adımların zemini kılmak istiyoruz. Ne seçim sürecinin ne de başka herhangi bir iç veya dış gelişmenin, 85 milyonun geleceği bakımından kritik öneme sahip bu program ve bütçe dengelerini bozmasına rıza göstermeyeceğiz. Orta Vadeli Programın ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Programın hazırlanmasında ve bütçe çalışmalarında emeği geçen Cumhurbaşkanı Yardımcımızdan Hazine ve Maliye Bakanımıza, Bütçe ve Strateji Başkanımızdan bakanlıklarımıza kadar herkesi tebrik ediyorum." diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye'nin, dünyanın neresinde olursa olsun mağdur ve mazlum duruma düşmüş herkesle dayanışma içinde olmayı, medeniyetinin ve tarihinin üzerine yüklediği bir sorumluluk olarak gördüğünü ifade etti.
Bu anlayışla ilgili resmi kuruluşlar ve sivil toplum yapılarıyla milli gelirine kıyasla dünyanın en çok insani kalkınma yardımı yapan ülkesi haline geldiklerini dile getiren Erdoğan, paylaşmanın bereketine inanan bir millet vasfıyla tüm mazlumların ve mağdurların umudu olmayı sürdüreceklerini vurguladı.
Pakistan'da yaşanan sel felaketi karşısında da aynı tavrı gösterdiklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Asırlar öncesinde aynı devlet köklerine sahip olduğumuz bu coğrafya halkı her dönemde kardeşlik hukukumuza sahip çıkmış, vefasını göstermiştir. Milli mücadelede bize en büyük desteği o zamanlar Hindistan Müslümanları içinde yer alan Pakistanlı kardeşlerimizin verdiğini asla unutmadık, unutmayacağız. Cumhuriyet tarihi boyunca da başımız her sıkıştığında Pakistan halkını ve devletini yanımızda bulduk." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pakistan'da etkili olan ve ülkenin önemli bir kısmını sular altında bırakan sel felaketi sonrası ortaya çıkan görüntülerin 85 milyonun yüreğini dağladığını belirtti.
Muson yağmurlarının etkisi ve küresel ısınma sebebiyle yüksek dağlardaki buzulların erimesiyle ülke topraklarının 3'te 2'sinin sel suları altında kaldığını söyleyen Erdoğan, "Bugüne kadar 1100 kişinin ölümüne, 325 bin evin yıkılmasına, 733 bin evin hasar görmesine, 800 bin hektar ekili arazinin çamura gömülmesine, 735 bin besi hayvanının telefine yol açan bu felaket sebebiyle Pakistan halkına başsağlığı dileklerimizi ve üzüntülerimizi iletiyoruz." dedi.
Sağlıktan gıdaya, altyapıdan iskana kadar pek çok soruna yol açan bu durum karşısında Türkiye ve Türk Milleti olarak kayıtsız kalmadıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un, bölgeye giderek felaketi ve yapılması gereken çalışmaları bizzat yerinde görüp ve incelediklerini aktardı.
Erdoğan, AFAD Başkanlığı koordinasyonunda, 16 sivil toplum kuruluşunun desteğiyle 50 bin çadır, 100 bin gıda ve temizlik kolisinin bölgeye gönderilmek üzere hazırlandığını belirterek, şunları söyledi:
Türkiye'nin son 20 yılında gerçekleştirdiği kalkınma devriminin en iftihar verici sonuçlarından birinin de sağlıkta yaşandığını dile getiren Erdoğan, "Vatandaşlarımızın hemen tamamını kapsayan genel sağlık sigortası sistemimizin dünyada eşi benzeri yoktur. Ülkemizin en ücra köşelerine kadar yayılan tam teşekküllü hastanelerimiz ve herkesin erişimine açık teşhis, tedavi, ilaç temini mekanizmalarımızla vatandaşlarımıza en yaygın ve kaliteli sağlık hizmetini sunuyoruz." diye konuştu.
Şehir hastanelerinin, salgın döneminde önemi daha iyi anlaşılan ve bu sistemi bir adım daha öteye taşıyan benzersiz bir yenilik olduğunu söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Aynı düzenlemeyi üniversite hastanelerinde görev yapan sağlık çalışanlarına da teşmil ettiklerini dile getiren Erdoğan, "Böylece Sağlık Bakanlığı ile üniversite hastanelerinde çalışanlar doktorlarımız arasında ortaya çıkan farkı kapatmış oluyoruz. Sağlık hizmetlerinin kalitesinin artırılması için hayata geçirdiğimiz beyaz reformun meyvelerini 6 bin hekimimizin kamuya dönmek için müracaatıyla almaya başladık. Amacımız 85 milyonun tamamına en iyi sağlık hizmetlerini vermek ve bunu yapan sağlık çalışanlarımızın huzur içinde görevlerini yerine getirmelerini temin etmektir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamuoyuyla paylaşmak istedikleri bir başka müjdelerinin de icra takibine düşmüş dosyası bulunan vatandaşlarla ilgili olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Hükümet olarak bir yandan ülkemizin ihtiyacı olan altyapı ve üstyapı yatırımlarını yaparken diğer yandan refahı artırmak ve artan refahı adil dağıtmak için de çalışıyoruz. Milletimizin can ve mal emniyeti, huzuru, refahı, barış ve güven içinde yaşaması, her vakit olduğu gibi bugün de birinci önceliğimizdir. Bu anlayışla işçilerimizin, emeklilerimizin, memurlarımızın ücretlerinde önemli iyileştirmeler yaptık. Buğday, arpa, çay, fındık, üzüm başta olmak üzere çiftçilerimizin alın terlerinin mahsulü olan tüm ürünlere, hakları olan fiyatları vererek çiftçilerimizi memnun eden adımları attık.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir müjdelerinin de önümüzdeki hafta başlayacak 2022-2023 eğitim öğretim yılıyla ilgili hazırlıklarını yürüten ihtiyaç sahibi ailelere olacağını ifade ederek, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına, bu ailelere daha güçlü destek vermek amacıyla ilave kaynak aktarımı yaptıklarını bildirdi.
İhtiyaç sahibi ailelerin eğitim-öğretim yılı desteği için ilçelerindeki vakıflara başvurmaları gerektiğini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti: