Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ankara'da gerçekleştirilen, "Türkiye-Avusturya İş Konseyi Yuvarlak Masa Toplantısı"nda, iki ülke arasındaki ilişkilerin tarafların stratejik konumları, ekonomik potansiyelleri ve ortak çıkarları doğrultusunda derinliğini ve çok boyutlu yapısını kaybetmediğini söyledi.
"Arzumuz, derin ve stratejik bağları iki ülke toplumunun ortak refahı için daha da güçlendirmek. Forum, karşılıklı ticaret ve yatırım ekosistemimizin gelişmesinde ve çeşitlenmesinde bir aşama olacak. Son 3 yılda dünyanın, Kovid-19, Rusya-Ukrayna savaşı ve enflasyon gibi zorlu sınamalara maruz kaldığı bir ortamda, Türkiye ekonomisi, dayanıklılığını bir kez daha gösterdi ve büyümesini sürdürdü."
Kacır, ülke ekonomisinin, geçen 12 çeyrekte olduğu gibi, bu yılın ikinci çeyreğinde de yüzde 3,8 büyüyerek sürekli büyüme trendini devam ettirdiğini belirterek, Türkiye'nin 2023'ün ikinci çeyreğinde, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ikinci, G20 ülkeleri arasında üçüncü ülke olduğuna dikkati çekti.
"2023'ün ilk 9 ayında, küresel ticarette yaşanan durgunluk ve yaşadığımız büyük deprem felaketlerine rağmen, ihracatta geçtiğimiz yılın seviyesine yaklaştık ve 187,5 milyar doları yakaladık. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Türkiye'nin küresel üretim ve inovasyon üssü olma rolünü perçinlemeye devam ediyoruz. 60 yıldan fazladır hayalini kurduğumuz, yerli ve milli otomobilimiz Togg, şimdi yollarda. Ben huzurlarınızda Sayın Başbakan'a (Avusturya Federal Şansölyesi Karl Nehammer), takdir buyurursa, bugün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne Togg ile seyahat etmeyi teklif ediyorum."
Kacır, Türkiye'nin güneş paneli, beyaz eşya, düz cam ve çimento üretiminde Avrupa'da birinci sırada olduğunu dile getirdi.
"Girişimcilik ekosistemimiz Avrupa'nın parlayan yıldızı olarak tanımlanmakta. 2019'da ülkemizin herhangi bir Unicorn'u yokken, bugün, 7 Türk Unicorn'una, kendi tabirimizle 7 Turcorn'a ulaşmış olduğumuzu paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. Bugün 101 teknoparkımız, 9 bin 700'den fazla şirkete ev sahipliği yaparken, 1600'den fazla AR-GE ve tasarım merkezimizle, 221 bin AR-GE personelimizle, büyük bir teknoloji ekosistemi inşa ettik. 'Milli Teknoloji Hamlesi' vizyonu derken, bundan bahsediyoruz. Bu başarı, Türkiye'nin potansiyeline inanan ve güvenen herkesin başarısı."
Kacır, Türkiye Yüzyılı'nı inşa ederken, ülkeyi yüksek teknolojili ürünlerin üretim merkezi haline getirecek program ve projeleri gerçekleştirmeye devam edeceklerini belirtti.
"Türkiye, ortanca yaşı 33,5 olan nüfusu, dinamik ve genç iş gücü, terzi usulü ve cazip yatırım teşvikleri, nitelikli yatırım çekme noktasında güçlü siyasi iradesiyle yerli ve yabancı yatırımcılar için, kazandıran adres olmaya devam edecek. Türkiye, Avusturyalı yatırımcılar için yabancı bir pazar değil. Son 20 yılda Avusturyalı firmalar yaklaşık 11 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi. Türkiye'de faaliyet gösteren 1000'e yakın Avusturyalı şirkete Türkiye'nin büyüme yolculuğunda sunduğu katkılardan dolayı, teşekkürlerimi sunuyorum. Önümüzdeki dönemde bu yatırımların sayısını artırmak ve ölçeklerini büyütmek için birlikte çalışmaya, ihtiyaçlarınız için yanınızda olmaya hazır olacağız."
Hükümet olarak Türkiye'nin uluslararası yatırımlara açık olması için yasal ve idari her türlü önlemi aldıklarını vurgulayan Kacır, "Küresel ve bölgesel krizler karşısında Avusturyalı firmalar için Türkiye önemli tedarik ortağı olmuş, üretim ve lojistik kapasitesiyle öne çıkmıştır. Ticarette artan ivme bunu yansıtmakta. İkili ticaret hacmimizi, dengeli şekilde, öncelikle 5 milyar dolara çıkarmak... Ekonomilerimizin potansiyeli ve şirketlerimizin gelişmişlik kapasitesi göz önüne alındığında bu hedefe kısa zamanda ulaşacağımızdan ve daha yüksek hedefleri belirleyeceğimizden eminim. Kovid-19 döneminde artan dijitalleşmeyle önemi daha da belirginleşen hizmetler sektöründe de kapsamlı ortaklığımız çerçevesinde yüksek potansiyel olduğunu görmekteyiz." diye konuştu.
Kacır, yeşil dönüşüm, yenilenebilir enerji ve mobilite teknolojileri alanlarında işbirliğini büyük bir fırsat penceresi olarak gördüklerini belirterek, Avusturya ve Türkiye'nin üretim ve yatırım ekosistemlerini, "kazan kazan" prensibiyle karşılıklı olarak daha da genişletmeleri için Gümrük Birliği ve vize muafiyetinin en kritik iki alan olduğunu söyledi.
"Diğer yandan mevcut vize uygulamaları, Avrupa'da yatırım yapan, ihracat yapan, üretim yapan sanayicilerimizin, Avrupa teknoloji ve inovasyon ekosisteminin kalbinde yer alan girişimcilerimizin ve mühendislerimizin karşısına engel olarak çıkmakta. Umuyorum, Türkiye ve AB arasında son dönemde oluşan diyalog zeminiyle, bu iki kritik alanda da somut adımlar göreceğiz. Bizler yatırımcılarımızın ve iş adamlarımızın önünü açmak ve iki ülke ekonomik ilişkilerinin geliştirilmesi için her türlü desteği vermeye hazırız. Kapımız kurulacak her işbirliğinde Avusturyalı dostlarımıza açık olacak. "