Trump'ın ABD'nin yeni başkanı olarak seçilmesinin ardından tüm dünyayı etkisi altına alan bir süreç tetiklenirken, ekonomi sektörünü de kapsayan değişimlerin gelecek günlerde yaşanması bekleniyor. Bu kapsamda gündeme gelen ABD-AB'nin Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı'nda yeni denklemlerin çizilmesi ve Türkiye'nin bu süreçte aktif rol oynaması bekleniyor.
Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa'nın kaderini derinden etkileyebilecek olan Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) için görüşmeler sürüyor. Sadece ticari bir anlaşma olarak görülmeyen TTIP, “ekonomik ve siyasal bir entegrasyon” olarak değerlendiriliyor. Anlaşmanın imzalanması halinde ise dünyanın ekonomik haritasının yeniden çizileceği ifade ediliyor.
Serbest ticaret anlaşmalarına karşı olduğunu belirten Donald Trump'ın ABD Başkanı seçilmesi ve Avrupa'da aşırı sağın yükselişi, müzakere sürecindeki Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) anlaşmasının önündeki en önemli engeller olarak görülüyor. Avrupa ve ABD'de ortaya çıkan yeni siyasi atmosferin anlaşmanın geleceğini nasıl etkileyeceği ise büyük bir merak konusu.
- Anlaşma tam netlik kazanmasa da dünya ticaretinin yüzde 40'nı doğrudan etkileyebilir. İki ülke dışındaki üçüncü ülkelerin ise ekonomisine ciddi zararlar verebilecek anlaşma, Türkiye başta olmak üzere tüm ülkeleri yakından ilgilendiriyor.
Center For Economic Policy Research (CEPR) tarafından yapılan araştırmaya göre 2027 yılına kadar Avrupa'daki GSYİH'nın 68 ile 119 milyar Euro, ABD'de ise 50 ile 95 milyar Euro arasında artması bekleniyor. Avrupa Komisyonu'nun yaptığı hesaplamalara göre ise TTIP'nin imzalanması Avrupa ekonomisini 120 milyar Euro, ABD ekonomisini ise 100 milyar Euro büyütecek.
Anlaşmanın dışında kalacak olan ülkeler ise büyük kayıp yaşayacak. Örneğin, Rusya'nın kaybının 44,9 milyar dolar, Çin ekonomisinin 35,2 milyar dolar ve Hindistan ekonomisinin ise 35,3 milyar dolar zarar göreceği hesaplanıyor.
- Anlaşmaların küresel büyüklükteki şirketlere önemli kazançlar sağlayacağı inancındaki bazı çevreler söz konusu anlaşmaya karşı çıkıyor. ABD Başkanlığına seçilen Trump'ın da anlaşma ile ilgili müzakereleri hedef alan açıklamaları AB başkentlerinde büyük bir gerilime yol açmış durumda. Trump'ın seçilmesinden sonra açıklama yapan Avrupa Birliği'nin Ticaretten Sorumlu Komiseri İsveçli Cecilia Malmström, “Büyük ihtimalle AB ile ABD arasında sürdürülen serbest ticaret anlaşması, TTIP görüşmeleri buzdolabına kalkar" dedi.
Türkiye'nin 1995 yılında Gümrük Birliği'ne katılması ile birlikte Türkiye ile AB arasında malların, hizmetlerin, sermayenin ve kişilerin serbest dolaşımının önü açıldı. Bu durum Türkiye ile AB arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişimine büyük katkı sağladı. Nitekim Türkiye'nin dış ticaret alanındaki en önemli ortakları da Almanya, İngiltere ve diğer AB üyesi ülkelerden oluşuyor. Bunun en önemli sebebi ise Gümrük Birliği'nin ticaret alanında ortaya çıkardığı kolaylıklar olarak dikkat çekiyor.
- Ancak son dönemde AB ile ABD arasında devam eden TTIP görüşmelerinin olumlu sonuçlanması Türkiye ekonomisini olumsuz etkileyebilir. Türkiye buna karşı tedbir almak için AB ve ABD ile görüşme masasında yer almak istiyor.
Türkiye'nin bir diğer önemli talebi ise Gümrük Birliği'nin revize edilmesi. Bu amaçla Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği konusunun yeniden ele alınacağı açıklandı.
Avrupa Politika Çalışmaları Merkezinde (CEPS) geçtiğimiz ay gerçekleştirilen “Türkiye: Siyasi-Ekonomik Gelişmeler ve Gümrük Birliğinin Geleceği" başlıklı toplantıya konuşmacı olarak katılan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Gümrük Birliği anlaşmasının revize edileceğini açıklamıştı.
Zeybekci, Gümrük Birliği'nin, Türkiye'nin karar alma mekanizmasında yer alacağı, tarım, gıda hizmetler ve kamu alımları alanlarına genişletilmiş şekilde güncellenmesi gerektiğini söyledi. Zeybekçi bu çerçevede Gümrük Birliği'ni revize etme görüşmelerinin 2017'de başlayacağını dile getirdi.
- Gümrük Birliği konusunda gerçekleştirilecek kapsamlı reformlar ile Türkiye ekonomisi için yeni bir dönüm noktasının oluşturulması bekleniyor.
AB-ABD görüşmeleri karşısında tedbir almak isteyen Türkiye, anlaşmanın imzalanması halinde Türk mallarının karşı karşıya kalabileceği rekabet dezavantajlarının ortadan kaldırılmasını ve Türk sanayicisinin ihtiyaç duyduğu hammadde ve yarı mamullerin daha uygun koşullarda temin edilmesini hedefliyor.
- Türkiye Gümrük Birliği üyesi olduğu için AB pazarlarını ABD şirketlerine açacak olan anlaşmanın hayata geçmesi, söz konusu şirketlerin doğrudan Türkiye pazarına girmesine de yol açacak. Bu durum Türkiye'nin ekonomisine olumsuz yansıyacağı gibi, ABD'nin büyük şirketleri ile rekabet etmek zorunda kalacak olan Türk şirketlerine de zarar verecek. Türkiye buna karşı AB ile bazı görüşmeler gerçekleştirerek söz konusu sorunların önüne geçmeye çalışıyor.
Son tahlilde ortaya çıkan tablo ve Türkiye'nin önündeki yol haritası şu şekilde özetlenebilir:
-Seçim kampanyası ve sonrası yaptığı açıklamalarda TTIP'e karşı olduğunu açıklayan Trump'ın anlaşma ile ilgili görüşmeleri iptal etmesi durumunda Türkiye, sadece AB ile Gümrük Birliği'ni revize etmeye odaklanacak. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi Türkiye'nin en büyük hedefi olarak ön plana çıkıyor.
-Eğer Trump döneminde de serbest ticaret anlaşmasının müzakereleri devam ederse, Türkiye görüşme masasında yer almaya çalışacak.
-Türkiye, kendisi gibi Gümrük Birliği'ne üye olan İsveç, İrlanda ve Ukrayna gibi ülkelerle koordineli hareket ederek anlaşmadan doğabilecek zararları engellemeye çalışabilir.
-Türkiye, TTIP'ye paralel olarak ABD ile doğrudan görüşerek Gümrük Birliği ile uyumlu olacak olan bir serbest ticaret anlaşması imzalayabilir.
-Türkiye AB'nin üçüncü taraflarla imzalayacağı serbest ticaret anlaşmalarına karşı yeni tedbirler alabilir.