ABD'nin 45. başkanı seçilen Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump'ın seçim kampanyasında karşı çıktığı Trans Pasifik Ortaklığı (TPP), Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması (TTIP) ile Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA) gibi uluslararası ticaret anlaşmaları ve İran ile nükleer anlaşmanın yeni dönemdeki akıbeti, Trump'ın başkanlık koltuğuna oturmasından sonra yakından takip edilecek konular arasında geliyor.
Ünlü emlak milyarderi Trump, salı günü gerçekleştirilen 58. başkanlık seçimleri sonucunda ülkenin 45. başkanı olmaya hak kazandı.
Önce Cumhuriyetçi Parti içinde, daha sonra da Demokrat rakibi Hillary Clinton ile girdiği rekabette ABD'nin halihazırda parçası olduğu bazı uluslararası anlaşmaların yeniden değerlendireceğini dile getiren Trump'ın, 20 Ocak'ta görevine başlamasından sonra bu konuda nasıl bir politika izleyeceği şimdiden merak konusu oldu.
Yeni başkan Trump'ın ülke içi ve dışındaki yatırımcıları ve uluslararası ticari merkezleri en çok düşündüren yaklaşımları, uluslararası ticaret anlaşmalarını hedef alıyor.
ABD ekonomisi ve çalışan kesime zarar verdiği gerekçesiyle tüm uluslararası ticaret anlaşmalarını gözden geçirebileceklerini belirten Trump'ın hedefinde özellikle 3 anlaşma olduğu görülüyor.
Henüz ilgili ülkelerin tamamı tarafından imzalanarak yürürlüğe girmemiş olan TPP ve TTIP'nin, Trump döneminde devam etmesinin zor olduğu değerlendirmesi yapılıyor.
TTP, Asya ve Pasifik ülkeleriyle daha geniş ekonomik ve ticari ilişkileri, TTIP ise AB ülkeleriyle daha yakın bir ticari süreci amaçlıyordu.
Seçim kampanyası döneminde Trump, mağlup ettiği Demokrat rakibi Hillary Clinton'ın eşi Bill Clinton döneminde hayata geçirilen NAFTA'yı da yeniden müzakereye açabileceğini ifade etmişti.
Ayrıca Çin ve Meksika'dan ithal edilen mallara sırasıyla yüzde 45 ve 35 tarife uygulanması gibi teklifleri de bulunan Trump'ın bu seçim dönemi vaatlerini başkanlık koltuğuna oturduktan sonra ne ölçüde gerçekleştireceğini zaman gösterecek.
Bununla birlikte her fırsatta İran ile nükleer anlaşmaya karşı olduğuna dikkati çeken Trump'ın başkanlık koltuğuna oturmasından sonra Ortadoğu'da nasıl bir denklem kuracağı da yakından takip edilecek.
Trump, ABD'nin önde gelen Yahudi lobi kuruluşu Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesinde (AIPAC) martta yaptığı konuşmada, anlaşma için "felaket" ve "gördüğüm en kötü müzakere edilmiş anlaşma" ifadelerini kullanmıştı.
Aynı konuşmada Trump, başkan olması halinde birinci önceliğinin anlaşmayı iptal etmek olacağını dile getirmiş, İran tarafı ise bu sözlere tepki göstermişti.
Cumhuriyetçi Trump, kampanyası boyunca, başkan seçilmesi halinde ABD'nin "Güney Kore ve Japonya'yı korumaya devam etmeyeceğini" ve eğer edecekse "bu iki ülkenin karşılığını ödemesi gerektiğini" de savunmuştu.
Oldukça büyük tartışmalara neden olan bu önerisinin ardından başkanlığa seçilen Trump'ın, Güney Kore Devlet Başkanı Park Geun-hye ile bugün yaptığı telefon görüşmesinde "ABD'nin desteğini teyit ettiği" bildirildi.
Gelecek yıl 20 Ocak'ta görevine başlayacak Trump'ın seçim kampanyası dönemindeki söz ve vaatlerini ne ölçüde hayata geçireceği ya da hangilerinde geri adım atacağını zaman gösterecek.