Büyük can ve mal kaybına neden olan 17 Ağustos 1999'daki Marmara Depremi'nin ardından zararların en aza indirilmesi amacıyla getirilen Zorunlu Deprem Sigortası'nda hedeflere adım adım yaklaşılırken, Türkiye'deki konutların yüzde 52'si Zorunlu Deprem Sigortası kapsamında bulunuyor. Devletin güvence olarak sunduğu Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), konutları depreme ve depremin doğrudan neden olduğu yangın, infilak, yer kayması ve tsunami gibi afetlere karşı güvence altına alıyor.
DASK istatistiklerine göre, ülkede kentleşmenin en yoğun yaşandığı Marmara, deprem sigortasına en fazla ilgi gösteren bölge oldu. Bölgedeki konutların yüzde 63'ünde Zorunlu Deprem Sigortası bulunuyor. Marmara Bölgesi'ni yüzde 53 ile Ege, yüzde 49 ile İç Anadolu, yüzde 46 ile Akdeniz, yüzde 44 ile Karadeniz, yüzde 39 ile Doğu Anadolu ve yüzde 38 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi izledi. Bugüne kadar Türkiye genelindeki konutların yüzde 52'si için deprem sigortası yaptırıldı. DASK'ın kurulduğu Eylül 2000'den bu yana meydana gelen hasarlar sonrası hasar sahiplerine 190 milyon liralık ödemede bulunuldu.
Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Koordinatörü İsmet Güngör, 1999 Marmara Depremi’nin üzerinden geçen 20 yılda, Türkiye'de sigortalılık anlamında çok büyük adımlar atıldığını belirterek, özellikle 18 Ağustos 2012’de yürürlüğe giren Afet Sigortaları Kanunu ile birlikte konut kredisi ve tapu işlemlerinin yanı sıra su ve elektrik abonelik işlemlerinde de Zorunlu Deprem Sigortası'nın aranmaya başlandığını, bu durumun, sigortalılık oranlarına da yansıdığını ifade etti. 1999 yılında depreme karşı güvence altına alınmış konut sayısının 500 bin civarında iken, bugün bu rakamın 9 milyonu ve sigortalılık oranlarının yüzde 50’yi aştığını belirten Güngör, 20 senede gelinen bu noktayı çok değerli bulmakla birlikte, kapsama giren tüm konutların sigorta ile depreme karşı korunmasını hedeflediklerini kaydetti.
Güngör, operasyonel hazırlıkların yanı sıra muhtemel depremlere karşı hasar ödeme gücünü de artırmayı sürdürdüklerini ifade ederek, "Sigortalılarımıza verdiğimiz teminat boyutu ile uyumlu olarak büyük bir deprem karşısında birikmiş deprem rezervimiz ve reasürans imkanları sayesinde 20 milyar TL tutarında hasar ödeyebilme kapasitesine sahibiz. Devlet kaynaklarından tamamen bağımsız olarak oluşturulan bu ödeme kapasitesini büyük depremlerde kamu bütçesine gelebilecek yükü hafifletebilmek adına çok önemli görüyoruz" diye konuştu.
DASK Koordinatörü Güngör, topraklarının büyük çoğunluğu çeşitli derecelerde deprem riski barındıran Türkiye'de depreme karşı önlem almanın kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:"Zorunlu Deprem Sigortası ile depremin ve deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, tsunami ve yer kaymasının doğrudan neden olacağı maddi zararları teminat altına alıyoruz. DASK olarak hedefimiz ülke genelinde depreme karşı finansal önlem olarak Türkiye kumbarasını oluşturmak. Bunun için sadece günde ortalama 37 kuruş ayırmak yeterli. 100 metrekare betonarme bir bina için ortalama prim senelik 133 lira olarak hesaplanıyor."
İsmet Güngör, DASK'ın ödeme gücünün ve depremlerden sonra hızla hasar ödemelerine başlamasının da vatandaşlar için teşvik edici olduğuna işaret eden Güngör, Van depreminden sonra kısa bir süre içinde hasar ödemelerine başladıklarını, depremin olduğu dönemde yüzde 9 sigortalılık oranına sahip ilde 135 milyon lira hasar ödemesi yaptıklarını, şu anda Van’da sigortalılık oranının yüzde 40’ları aştığını söyledi.