Sosyal medya yasası gündeme geldiği günden beri konuyla ilgili birçok vatandaş desteklediğini dile getirmişti. Areda Survey'in yayınladığı anket bu desteğin çok yüksek oranda olduğunu gösterdi.
“Sosyal medya linci ve algısı” araştırma konusu oldu. Araştırmadaki “Sosyal ağlarda sahte hesaplar açılmasını engelleyen bir düzenleme hayata geçirilmeli mi?” sorusuna vatandaşın yüzde 91'i "evet" yanıtını verdi. Anket sonuçlarına göre çoğunluk Türkiye’de sosyal medya düzenlemesine ihtiyaç olduğunu düşünüyor.
Yapılan araştırmada katılımcıların çoğunluğu sosyal medyayı en çok gündemi takip etmek için kullandığını belirtirken, aynı zamanda “Aile müessesesine zarar veren bir tehdit” olarak gördüklerini de söyledi. Halkın yüzde 75,4'ü ise Türkiye'de yalan, iftira, hakaret, özel hayatın dokunulmazlığı, kişisel verilerinin korunmasına yönelik bir sosyal medya düzenlemesine ihtiyaç olduğunu düşünüyor.
Herkesin merak ettiği konu olan sosyal medya düzenlemesine ve algısına yönelik işte o araştırmadan önemli başlıklar:
Yapılan araştırmada “Sosyal medya denildiğinde aklınıza ilk olarak ne geliyor?” sorusuna katılımcıların yüzde 29,4'ü “iletişim” yanıtını verdi. Yüzde 27,7'lik kesim ise sosyal medya denilince aklına ilk “anlık erişim” geldiğini söyledi. Katılımcıların yüzde 16,8'i “özgürlük” derken, yüzde 12'si “paylaşım”, yüzde 8,3'ü “taciz/hakaret veya linç”, yüzde 3,2'si “eğlence”, yüzde 2,5 ise “diğer” seçeneklerini işaretledi.
Araştırmadaki diğer soru ise “Sosyal medyayı en çok hangi amaçla kullanıyorsunuz?” şeklindeydi. Katılımcıların büyük çoğunluğu (yüzde 82,2) sosyal medyayı “gündemi takip etmek” için kullandığını söyledi. Yüzde 9,2'lik kesim “paylaşımlarda bulunmak (fotoğraf, video vs. yüklemek)” yanıtını verirken, katılımcıların yüzde 4'ü “arkadaşlarımı takip etmek” için, yüzde 0,9'u “yeni arkadaşlar bulmak” için kullandığını söyledi.
“Sosyal medyayı nasıl bir tehdit olarak görüyorsunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 26,4'ü sosyal medyayı “aile müessesesine zarar veren” bir tehdit olarak gördüklerini söyledi. Yüzde 23,1'i “nefret söylemi barındıran”, yüzde 22,5'i “gençlere zarar veren”, yüzde 15,2'si “milli güvenliği tehlikeye atan”, yüzde 5'i ise “çocuk istismarına yol açan” tehdit seçeneklerini işaretledi. Son olarak “sosyal ağlarda Türkiye'ye yönelik siyasi, askeri ve istihbari operasyonların yapıldığını düşünüyor musunuz?” sorusuna ise yüzde 64,6'lık kesim “evet”, kalanlar ise “hayır” yanıtını verdi.
Ankete katılanların yüzde 69,5'lik kesimi, sosyal medya düzenlemesinden haberdar olduğunu belirtirken, yüzde 13'ü ise bu düzenlemeyle ilgili bilgi sahibi olmadığını ifade etti. “Türkiye'de sosyal ağlara temsilci bulundurma zorunluluğu getirilmeli mi?” sorusuna vatandaşın yüzde 70,5'i “evet, getirilmeli” dedi. Sosyal medyada yer alan zararlı içeriklerin 24 saat içerisinde ortadan kaldırılması, aksi takdirde para cezası verilmesi uygulamasına geçilmesi ile ilgili soruya da yüzde 70,7'lik oranda “evet” yanıtı geldi.
“Irk, din, cinsiyet veya engellilik konularında nefret söylemi barındıran içeriklerin 24 saat içerisinde, çocuk istismarı ve terör propagandası barındıran içeriklerin ise bir saat içerisinde yayından kaldırılması ve benzeri uygulamalara geçilmeli mi?” sorusuna yüzde 90,2 oranda “evet” cevabı geldi. “Sosyal ağlarda sahte hesaplar açılmasını engelleyen bir düzenleme hayata geçirilmeli mi?” sorusuna yüzde 91,1 oranda “evet” karşılığı verildi. Katılımcıların yüzde 8,9'u ise “hayır” yanıtını verdi.
“Sosyal medya şirketlerinin Türk vatandaşlarıyla ilgili verilerin bulunduğu sunucuları Türkiye'de tutmaları zorunlu hale getirilmeli mi?” sorusuna ise yüzde 78,3 oranda evet yanıtı verilirken, yüzde 21,7'lik kesim de “zorunlu olmasın” dedi. Araştırmada halkın yüzde 75,3'ü sosyal medyanın yalan, iftira, hakaret özel hayatın dokunulmazlığı, kişisel verilerinin ifşasına yol açtığını düşündüğünü açıkladı. Yüzde 79,3'lük kesim, sosyal medyada kişisel hakların ihlali ve özel hayatın gizliliği kapsamındaki içeriklere yönelik engelleme getirilmeli şeklinde yanıt verdi. Halkın yüzde 75,4'ü ise Türkiye'de yalan, iftira, hakaret, özel hayatın dokunulmazlığı, kişisel verilerinin korunmasına yönelik bir sosyal medya düzenlemesine ihtiyaç olduğunu söyledi.