ABD’de sansür, yasak ve fişleme: Liberal faşizm
Düşünce ve fikir özgürlüğünün araçları olarak pazarlanan Twitter, Facebook, Youtube gibi sosyal medya platformları ile teknoloji devleri Google, Apple ve Amazon sansür araçlarına dönüştü. Twitter, ABD Başkanı Trump’ın hesabını askıya alırken taraftarlarına karşı cadı avı tüm hızıyla sürüyor. ABD’li muhafazakarların Twitter’a alternatif olarak kurduğu Parler, Google Play ve App Store’dan (Apple) kaldırıldı. Amazon Web Services de hizmet sunmayacağını bildirdi. Forbes dergisinin editörü Trump yönetiminde yer alan kişilere şirketlerin de yer vermemesi için çağrı yaptı.
ABD’de Kongre baskını sonrasında Başkan Donald Trump’a ve destekçilerine yönelik baskı politikası hızla devam ediyor.
Trump, Cumhuriyetçi Parti ve muhafazakâr seçmeni özellikle dijital mecralar üzerinden hedef almaya ve adeta varlıklarını son vermeyi hedef alan yasaklama yöntemleri, ABD’nin övündüğü liberal değerler üzerinden bir saldırıya dönüştü. Trump ve destekçilerinin ifade ve girişim özgürlüğü tam anlamıyla ablukaya alınmış durumda. Bunun en dikkate değer örneği ise Twitter’a alternatif olarak 2018 yılında kurulan Parler adlı sosyal medya mecrasını hedef alan adımlarda görülüyor.
ABD’li muhafazakâr seçmenin Twitter ve Facebook gibi mecralardaki sansür girişimlerinden kaçarak tercih ettiği ve ABD’de teknoloji tiranlığına başkaldırı diye nitelenen Parler, önce Google Play ve App Store’dan (Apple) kaldırıldı. Son olarak ise Amazon Web Services, Parler’ın web sitesinde paylaşılan şiddet içeriklerindeki artış nedeniyle hizmet şartlarını ihlal ettiğini söyledi ve artık hizmet sunmayacağını belirtti. Böylece Parler’a yalnızca mobilden değil web üzerinden de ulaşma imkânı olmayacak.
TEKNOLOJİ DEVLERİNİN KOORDİNELİ PLANI
Amazon tarafından Parler’a gönderilen e-postada, “Başkalarına karşı şiddeti teşvik eden veya teşvik eden içeriği etkili bir şekilde tanımlayamayan ve kaldıramayan bir müşteriye hizmet sağlayamayız.
Parler hizmet şartlarımıza uyamadığından ve kamu güvenliği için çok gerçek bir risk teşkil ettiğinden, Parler’in hesabını 10 Ocak Pazar 23:59 PST itibarıyla askıya almayı planlıyoruz” ifadeleri yer aldı. Parler CEO John Matze ise “Yeni bir servis sağlayıcıya geçmek için elimizden gelenin en iyisini yapacağız, ancak Amazon, Google ve Apple bunu, seçeneklerimizin sınırlı olacağını bilerek koordineli bir şekilde kasıtlı olarak yaptı” dedi.
CUMHURİYETÇİLER KULLANIYOR
Parler’in kurucusu John Matz, Amazon’un kararına ilişkin, “Sosyal ağımız bir hafta boyunca erişim sorunu olabilir.
Hızlı bir şekilde yeni bir tedarikçi bulmak için her şeyi yapacağız” diye konuştu.
Ancak son zamanlarda Cumhuriyetçi parlamenterler de dahil olmak üzere daha geleneksel muhafazakar kesim de bu uygulamaya yöneldi.
SANSÜR SONRASINDA İLGİ ARTTI
Kongre baskını sonrasında Demokrat Parti ve liberallerin baskısına boyun eğen Twitter, Facebook, YouTube, Instagram, Snapchat gibi birçok belli başlı sosyal medya uygulamasında Trump ve taraftarlarına uygulanan sansür sonrasında Parler uygulaması, hafta içinden itibaren mobil uygulamalar arasında en çok indirilen aplikasyondu.
Uygulama, ABD’de 8,1 milyon yeni kullanıcı oranıyla da en fazla indirilen 10 sosyal medya uygulaması arasında yer aldı. Parler, Fransızcada “konuşmak” anlamına geliyor.
Öte yandan Trump karşıtı Cumhuriyetçi Lincoln Projesi (Lincoln Project) adlı bir grup ABD’de yeni bir cadı avının başladığını adeta ilan etti.
Grubun resmi Twitter hesabından, Trump yönetimindeki yetkili ve çalışanlarının rollerine ilişkin detayların yer alacağı ve şu an hangi konumda bulunduklarına ilişkin bir bilgi havuzunun oluşturulduğu
ve rollerine dair sorumluluktan kaçmalarına engel olunacağı belirtilerek, adeta fişlendikleri ilan edildi.
Amerikan Forbes dergisinin baş içerik editörü Randall Lane de skandal bir yazıya imza atarak, Trump yönetiminde görev alan kişilere hiçbir şirkette görev verilmemesi çağrısında bulundu.
Lane, Trump yönetiminde özellikle sözcülük makamında yer alan üst düzey isimleri hedef aldığı yazısında Amerikalı şirketleri, “Eğer bu kişileri işe alırsanız Forbes, şirketiniz bahsettiği her konunun yalan olduğunu varsayacağız.” sözleriyle adeta tehdit etti.