Şaibeli İstanbul seçimlerinin tekrarından rahatsız olan Batılı ülkeler Türkiye’yi tehdit için sıraya girdi. Bir yerel seçimin neden bu kadar önemsendiği ve “küresel kriz ya da müdahale aracı” haline getirildiği merak konusu. İçeride de buna paralel yeni Gezi ittifakı oluşması dikkat çekiyor.
Türkiye’de herhangi bir vatandaşın gündeminde “New York ya da Berlin’e belediye başkanı kim olacak?” sorusu yer almazken, İstanbul seçimleri ABD ve Avrupa ülkelerinin neredeyse tamamında gündem oldu. Batılı liderlerin birçoğu, YSK’nın kararını Türkiye’ye saldırmanın bahanesi yaptı.
YSK'nın İstanbul'da seçimlerin yenilenmesi kararı, Türkiye'nin iç işlerine karışmayı görev edinen batılı ülkeleri harekete geçirdi. Batı medyası İstanbul seçimlerinde belgelenen usûlsüzlükleri, oy hırsızlıklarını ve bu konudaki hukuki kararları görmezden gelip Türkiye'yi antidemokratik karar almakla suçladı.
Avrupa Birliği ise her zaman olduğu gibi, bu kez İstanbul seçimlerini Türkiye'nin üyelik müzakerelerini engelleme niyetine malzeme yaptı. Adaletin ve demokrasinin hamisi olduklarını iddia eden ancak İstanbul'daki seçim sürecini Türkiye'ye saldırmak için bahane yapan bu ülkelere toplumun her kesimi aynı soruyu soruyor: Size ne bizim belediyeden?
NE ALAKASI VAR?
İstanbul'da seçimlerin yenilenmesi kararına en büyük tepki Avrupa ülkelerinden geldi. Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, YSK'nın seçimlerin geçersiz sayılmasını gerektirecek ikna edici bir gerekçe ortaya koyamadığını iddia ederek "Türkiye'nin geleceğine büyük değer veren biri olarak YSK'nın İstanbul seçimlerini tekrar etme kararından ciddi endişe duyuyorum" dedi.
Steinmeier'i takip eden Avrupa Birliği temsilcileri ise YSK kararını Türkiye’nin üyelik müzakerelerine endeksleyen sözleriyle şaşırttı. Türkiye'nin AB üyeliğini engellemeye malzeme arayanlar biz kez daha iç işlerimize müdahale ederek bir belediye başkanlığı için seçim sonucunu etkilemeye çalıştı. Avrupa Birliği Dış Politika Şefi Federica Mogherini, "Özgür, adil ve şeffaf bir seçim süreci sağlamak herhangi bir demokrasi için hayatidir ve Avrupa Birliği'yle Türkiye arasındaki ilişkilerin merkezindedir" ifadelerini kullandı.
ÜYELİKLE TEHDİT
Avrupa Parlamentosu'nda liberal grubun lideri ve Belçika eski Başbakanı Guy Verhofstadt da bu kervana katıldı. Verhofstadt, seçim yenileme kararının AB müzakerelerinin yürütülmesini imkansız hale getirdiğini iddia etti. AP Türkiye Raportörü Kati Piri ise "Erdoğan yenilgiyi kabul etmiyor ve halkın iradesine karşı çıkıyor. AKP İstanbul seçimlerini yenilemesi için YSK'ye baskı yaptı. Bu, Türkiye’de seçimler yoluyla iktidarın demokratik değişiminin güvenilirliğinin sonu demek" iddiasında bulundu.
Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland da YSK kararının 'seçmenlerin güvenine ciddi şekilde zarar verecek potansiyelde olduğunu' savundu. Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz ise YSK kararını AB müzakerelerine taşıyanlar arasına katılıp "Demokratik seçimleri kabullenmeyenlerin AB'de yeri yoktur" açıklaması yaptı.
DARBECİ DE SÖZ ALDI
EVET DOĞRU: TÜRK SEÇMEN KARAR VERİR
Alman Sosyal Demokrat Partili (SPD) Avrupa İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Michael Roth ise iptal kararının Türk demokrasine yönelik yeni bir saldırı olduğunu belirtti. Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili Michael Brand da seçimlerin yenilenmesi kararını, 'demokrasinin başka yöne evrilmeye çalışılmasında başka yeni bir adım' olarak değerlendirdi.