Sağlık veya estetik problemler nedeniyle yapılan burun ameliyatlarında kendi burnunuzdan çıkan kıkırdak yeniden kullanılıyor fakat burundan kıkırdak çıkmadığı zamanda vücudunuzun başka yerinden kıkırdak alınıyor. Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu, vücudun başkasından alınan kıkırdağı kabul etmediğini belirterek, burun ameliyatlarında kullanılan kıkırdakları aslında kendi vücudumuzun ürettiğini söyledi.
Kıkırdaklar üzerinde yaptığı çalışmayla, Türkiye’de en başarılı bilimsel çalışma ödüllerinden birini almaya hak kazanan ve bu çalışması dünyanın en saygın bilim dergilerinde yer alan KBB ve Yüz Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu, “Geri dönüşüm, canlıların ve hatta dünyanın geleceği için oldukça önem arz eden bir konu. Kağıtları, camları hatta plastik ürünleri korumak için geri dönüşüm yapıldığını hepimiz biliyoruz. Bu çabaların da tek amacı da dünyamızı korumak. Demek ki değerli tüm nesneleri korumanın yolu, onları tekrar kullanıma kazandırmaktan geçiyor. Biz cerrahlar da burun ameliyatlarında elde ettiğimiz kıkırdak ve kemiklerin geri dönüşümünü sağlıyoruz.” dedi.
Ham madde kendi burnunuzda saklı
Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu, “Sağlık veya estetik problemler nedeniyle bize başvuran hastalarımızın burun ameliyatlarında kıkırdak iskeletini yeniden inşa ediyoruz. Bunu yaparken, hastaları hem sağlıklı hem de en doğal görünüme kavuşturmak için kıkırdak dokuya ihtiyaç duyuyoruz. Yani bir sağlık sorunu olarak algılanan kıkırdak ya da kemik eğriliklerini, aslında ameliyatlarımızda yeni bir burun yapmak için kullanılıyoruz.
Kullanılacak olan en ideal malzeme ise hastanın kendi vücuduna ait kıkırdak dokudur. Eğer, burun içinde kıkırdak varsa, 'septum' denilen orta bölümdeki kıkırdak kullanılır. Burnunuzu yeniden inşa ederken kullanılması gereken ham madde, aslında yine kendi burnunuzda saklıdır. Septum’un yeterli olmadığı durumlarda ise, uygun hastalarda kulak ya da kaburgadan alınan kıkırdaklar yeni burnun inşasında kullanılıyor. Özetle operasyonlarda vücudumuz kendi kıkırdak fabrikamız diyebiliriz” açıklamasını yaptı.
Vücut başkasının kıkırdağını kabul etmiyor
Kayabaşoğlu, “İnsan vücudu çok titiz olmakla beraber, aynı zamanda acımasızdır da. Yabancı maddeleri içinde barındırmıyor, hatta kişinin kendi anne-babasından, sevdiklerinden bile kıkırdak almasına maalesef izin vermiyor. Örnek vermek gerekirse, böbrek hastaları ele alınabilir. Böbrek nakli için bekleyen onca insan, neden kolayca sevdiklerinden böbrek alamıyor? çünkü doku uyumu çok önemli.
Burundaki kıkırdaklar da bu yüzden çok önemli. Estetik burun ameliyatlarını da bir inşaat gibi düşünebilirsiniz. Kendi ham maddelerinizi kullanmakla sınırlı olduğunuz bir inşaat. Yani aslında malzeme neyse, ürün de o oluyor. O yüzden her burun ameliyatı aynı başarıya ulaşamıyor” sözlerini ifade etti.
Bu konuda bilim insanları çalışıyor
Hatta bazen kendi vücudumuzdan çıksa bile, doku uyumsuzluk riski sıfır olsa bile, burun kıkırdaklarımız yeni yerlerinde mutlu olmayabilirler. Yani beslenme sorunu yaşayabilir ve küçülebilir, eğrilebilir hatta yok bile olabilirler. Vücuttan çıkarılan kıkırdakların ameliyat sırasında çeşitli işlemler görmesi (kesilmesi, tıraşlanması, ezilmesi, parçalara ayrılması) ise canlı kalma ihtimalini daha da azaltıyor.
Bu konuda ben de dahil olmak üzere bilim insanları çok fazla sayıda çalışma yapıyoruz. Türk hekimleri birçok konuda olduğu gibi, burun ameliyatlarında da dünyada öncülük yapmakta. Bu konuda birçok çalışma yapıldı, tabii ki her zaman daha fazlasına da ihtiyaç var. Artık hangi işlemden geçirilen kıkırdakların daha fazla sağ kalma şansı olduğunu biliyoruz, böylece burun ameliyatlarının hastalara sürpriz yaşatma şansı daha da azaldı” dedi.