Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Çocuk Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Semra Çetinkaya, çocuğun, yemek yeme ve aktivite alışkanlıklarını aileden öğrendiğini belirterek, "Fiziksel aktivite de obezite gelişimi için önemlidir. Günde üç saat ve üzeri televizyon izlemek, obezite sıklığını, bir saat ve altında izlemeye göre iki kat arttırmaktadır." dedi.
Prof. Dr. Semra Çetinkaya, obezitenin vücutta aşırı yağ depolanmasıyla ortaya çıkan, fiziksel ve ruhsal sorunlara neden olabilen bir metabolik hastalık olduğunu ifade etti.
Obezitenin önlenebilir bir problem olduğu halde görülme sıklığının giderek arttığını dile getiren Çetinkaya, "Obezite, kalp hastalığı, kan yağlarında bozulma, şeker hastalığına artmış eğilim, yüksek tansiyon ve erken ateroskleroz gibi ciddi hastalıkların gelişmesinde önemli bir risk faktörüdür. Bu nedenle özellikle de çocukluk yaş grubunda artma eğilimindeki obezitenin yakından izlenmesi, bizler için büyük önem taşımaktadır" diye konuştu.
Çetinkaya, obezite sıklığının 1976'dan sonraki her 10 yılda yüzde 50 oranında artış gösterdiğini vurgulayarak, bu durumda televizyonun, reklamların ve market kampanyalarının etkisinin büyük olduğunu ifade etti.
Obezite gelişiminde aile ve ev ortamının da önemli olduğunu aktaran Çetinkaya, şöyle devam etti:
Çetinkaya, çocukluk çağında görülen obeziteyle mücadelede, başlangıçta çocuğa yaşına ve boyuna uygun, büyümesini olumsuz etkilemeyecek bir miktarda kalori içeren 3 ana, 3 ara öğünden oluşan sık beslenme planı verdiklerini belirterek, "Burada önemli olan çocuğun beslenme listesine birebir uyması değildir. Ayrıca ailenin çocuğa 'onu yeme, bunu yeme' gibi kısıtlamalar getirmesi ve durumu bir aile çatışmasına dönüştürmesini de istemeyiz. Verilen beslenme planı ailenin çocuğuna hangi besin ögesinden ne miktarda vereceğini bilmesi için bir yönlendiricidir. Evde kilolu kişiler varsa, yanlış beslenme alışkanlığı olan var ise onların da çocukla birlikte beslenme planına uymalarını isteriz. Beslenme planı verilirken çocuğa her ağzına aldığı lokmayı iyice çiğnemesi, sonra yutması, sonra diğer lokmayı çatal, kaşığına almasını tembihleriz. Aslında bu beslenme alışkanlığı bebeklik döneminde başlamalı, çocuklar hep küçük lokmalarla beslenmeli ve ağzındaki lokma bitmeden yeni lokma ağzına verilmemelidir" diye konuştu.
Çocuk, gerekenden çok fazla besin tüketiyorsa olması gereken miktara yavaş yavaş inilmesi gerektiğini söyleyen Çetinkaya, "Her akşam yarım saat egzersiz yapılmasını öneririz. Burada önemli olan egzersizin belli bir düzende, aksatılmadan yapılmasıdır" dedi.
Kepekli ekmeğin kalorisinin diğer ekmeklerden farklı olmadığını ancak ekmek içindeki kepeğin bağırsak hareketlerini düzenleyici etki gösterdiğini, bu nedenle de esmer ya da tam tahıllı ekmeklerin tercih edilebileceğini ifade eden Çetinkaya, su tüketiminin önemine değinerek, hazır meyve sularının tüketilmemesi, evde hazırlanan ürünlerin de aşırı tüketiminden kaçınılması gerektiğini bildirdi.
Semra Çetinkaya, cips, hamburger, döner, pizza gibi hazır yiyeceklerin, trans yağların ve gazlı içeceklerin tüketilmemesinin önemine vurgu yaparak, şunları kaydetti: