Koronavirüs vakalarının hızlı bir şekilde artış göstermesinin ardından Bilim Kurulu üyeleri, sonbahar-kış döneminde mevsimsel hastalıkların görülecek olması ile birlikte 21 Eylül’de düşünülen yüz-yüze eğitimin başlaması konusunda da ailelerin çocuklarının bağışıklık sistemini güçlü tutmak için kullandıkları balık yağı için ciddi uyarılarda bulundular. Bilim Kurulu üyeleri, uzun yıllardır çocuk gelişimi- bağışıklığı için ilk tercih olarak kullanılan balık yağının kullanımında uyarıda bulunarak “Balık yağının havadaki oksijenle birleşmesiyle oksidasyon oluşur. Koku ve içeriği değiştiren, etkinliğinin azalmasına neden olan bu durumu önlemek için kullanırken oksijenle temas etmemesi önemlidir. Aksi takdirde olumsuz sonuçları olabilir” dedi.
“BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN ZIRHI: OMEGA 3”
- “Normal koşullarda bir çocuk 6-8 yaşına kadar olan dönemde yılda 6 ila 8 kez üst solunum yolu enfeksiyonu geçirebilir. Çocukların sağlıklı gelişim süreci içinde belirli oranda yağlara ihtiyacı vardır. Bu süreç aslında anne karnına düşmeden önce başlar. Beyin ve bağışıklık sisteminin oluşum ve gelişimi, fonksiyonlarının devamı, sinirlerin birbirleri konuşabilmesi, iletişiminin de en ideal şekilde devamı için mutlaka doğru oranda DHA’ya, belli oranlarda da EPA’ya ihtiyacı vardır. Omega 3, EPA, DHA’nın dışarıdan çocuğa bir şekilde verilmesi gerekir.Çünkü Omega 3 yağ asitleri vücutta sentezlenmeyen, dışarıdan alınması gereken uzun zincirli yağ asitleridir. Yapılan bilimsel çalışmalarda anne karnında, doğum sonrasında Omega 3 alımının bebeğin bağışık sistemini güçlendirerek ileride ortaya çıkması olası hastalıkları önlemede yararlı olduğunu gösteriyor. Ayrıca Omega-3 eksikliği yaşayan bebeklerde ileri ki yaşlarda kronik hastalıklar, kalp damar sistemi hastalıkları, şişmanlık, tip 2 diyabet, kanser gibi hastalıklar diğer bebeklere oranla daha fazla görüldüğü belirtiliyor.”
“EPA-DHA ORANI ÇOK ÖNEMLİ”
“OKSİDASYONA DİKKAT”
Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Cihan Avaroğlu, balık yağı ve oksidasyon konusunun geçmişinin aslında uzun yıllara dayandığını söyledi. Konu ile ilgili olarak Dr. Cihan Avaroğlu şunları söyledi:
- “İzlanda, Güney Kore, Yeni Zelenda, Avusturalya’da yapılmış çok sayıda bilimsel çalışmaların sonuçlarına göre; uzun zincirli ve doymamış yağ asitleri olan Omega 3 balık yağları oksidasyona daha da yatkındır. Ayrıca Omega 3 balık yağlarında raf ve kullanım ömrü arasındaki fark gözden kaçırılmamalıdır. Üretim aşaması tamamlanan ürünün son kullanıcıya kadar olan sürede değer kaybına uğramaması, tüketicinin kullanmaya başladığı andan itibaren ürünün bitimine kadar olan sürede de etkinliğini yitirmemesi gerekir. Oysa balık yağlarında tüketicinin kapağı açması ile birlikte oksidasyon başlar. Kaldı ki bir kere açılıp, bırakılmaz, günlük olarak kullanılır.Bu durum göz önüne alındığında Omega 3 balık yağlarının ne kadar hızlı oksidasyona uğrayarak renk, koku, görünüm, tat ve içerik olarak değişime uğrayacağı aşikardır. Yaklaşık 20-24 günde değerlerde bozulma başlar. Doğal olarak da çocuk içmek istemez. Bu nedenle güncel teknolojilerle üretilmiş, tek tek paketli formlar tercih edilmelidir.”
“OMEGA 3 ÖĞRENMEYİ KOLAYLAŞTIRIR”
“Araştırma sonuçları Omega 3 yağ asidinin bilginin beyin hücreleri arasındaki boşluklardan daha kolay atlamasını sağlayarak; öğrenmeyi çabuklaştırdığı, hafıza ve dikkat yeteneğini geliştirdiğini ortaya koydu. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) sorunu yaşayan çocuklarda konsantrasyon güçlüğü, aşırı motor aktivitesi gibi çok çeşitli bulgular görülebilmektedir. 2018 yılında yapılan sistematik bir derlemede DEHB olan çocuklarda Omega 3 düzeylerinin eksik olduğu, alımın artırılması ile klinik semptom ve bilişsel performansları iyileştirdiğine dair kanıtlar vardır. Ayrıca esansiyel yağ asitleri eksikliğinin saldırgan/agresif davranışlar için de bir risk faktörü̈ olduğu ileri sürülmektedir. Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) 2-18 yaş arasında çocuklar için günlük 250 mg EPA DHA miktarında Omega3 alımını öneriyor. DHA çocuklarda beyin fonksiyonlarını güçlendirdiği için DHA değerinin EPA’ya göre daha yüksek olmasına dikkat edilmelidir.”
BEYİN-GÖZ SAĞLIĞI İÇİN OMEGA 3
“Bebeğin sağlıklı dünyaya gelmesi ve bunu sürdürebilmesinde anne karnındaki beslenmesi çok önemlidir. Organlar dokulardan, dokular hücrelerden oluşur. Hücrenin çocuğun bilişsel, görme fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için o hücrenin tam olması gerekir. Bu da ancak hücrelerin yapıtaşında bulunan Omega 3, DHA’yla gerçekleşir. (Omega-3 yağ asitleri; EPA-DHA’dır) Retinadaki DHA birikimi doğumla tamamlansa da beyindeki birikim doğumdan sonraki ilk iki yıl boyunca devam eder. Burada bilinmesi gereken nokta; çocuğun sağlıklı gelişimi için balık yağının önemli bir role sahip olduğu, balık yağının da balığın yağ dokusundan elde edildiğidir. Çünkü DHA denilen esansiyel yağın en iyi kaynağı balıktır ve haftada iki kez 150-250 gram balık yenmelidir. Derin deniz balıklarının dışında ülkemizde sardalya, uskumru, hamsi de Omega 3 vardır. Balık dışında ise keten tohumu, semiz otu gibi bitki-sebzelerde bulunur. Bunlar tüketildiğinde de yeterli olmayabilir. Bu durumda dışarıdan destek alınmalıdır. Çünkü her balık yenildiğinde Omega 3 alınmış olunmaz.”
“ETİKET OKUMAYI ÖĞRENMEK GEREKİYOR”
Uzman Eczacı Levent Gökgünneç tüketiciyi bilinçli olması konusunda uyardı. Gökgünneç, “İnsan hayatının her döneminde Omega 3 farklı bir rol üstlendiği için takviye şarttır. Ancak Omega 3 söz konusu olduğunda dünya pazarında bir kirlilik yaşanıyor. Eczaneden güvenilir olanı bulup, almak zorlaştı. ‘Omega 3 satıyorum’ diyen çok sayıda markanın içeriğinde Omega 3 yok. Omega 3, EPA-DHA söz konusu olduğunda biraz pahalı bir ham maddeler dolayısıyla çok ucuz olduğunda bilinmelidir ki Ayçiçek yağı alınması ihtimali yüksektir.