1944-46 Yılları arasında bağımsız bir cumhuriyet olan Doğu Türkistan’ın, dünden bugüne yaşadıkları ilk cumhurbaşkanı Alihan Töre Saguni’nin yazdıkları ile gün yüzüne çıkarıldı. Ailesi tarafından saklanan günlük daha sonra yine oğlu tarafından tamamlanarak okurla buluştu.
Esir illerimizden birisi Doğu Türkistan. Neredeyse bir asrı bulan ve feryadını sessizce içine gömen bu coğrafya farklı gerekçelerle ihmal edildi. Dünya Doğu Türkistanlı, Uygurlu Türklerin yaşadıkları asimilasyonu görmezden geldi. Çok az şey yazıldı, belki de yaşananları anlatmaya kelimeler kifayetsiz kaldı. Doğu Türkistan’ın öncü liderlerinden İsa Yusuf Alptekin’in (1901-1995) yaşadıkları “Esir Doğu Türkistan İçin İsa Yusuf Alptekin’in Mücadele Hatıraları” (Haz. M. Ali Taşçı, Doğu Türkistan Neşriyat Merkezi, 1985) ismiyle kitaplaşmıştı. Bu yayının üzerinden Doğu Türkistan davasını ilk ağızdan anlatan başka yayın çıkmamıştı. Ancak geçtiğimiz günlerde Doğu Türkistan’ın ilk Cumhurbaşkanı Alihan Töre Saguni’nin (Kırgızıstan/Balasagun, 1885-Özbekistan/Taşkent, 1976) hatıratı yayınlandı ve bu konuda yaşananları bütün çıplaklığı ile gözler önüne serdi. Türkistan Kaygısı adı verilen eser, hem ilk Cumhurbaşkanı Alihan Töre Saguni’nin yaşadıklarını göstermesi açısından önemli, hem de Doğu Türkistan coğrafyasının yaşadıklarını belgelemek noktasında hususiyet taşıyor.
SÜRGÜNDE KALEME ALINAN ESER
Alihan Töre Saguni’nin sürgünde iken yaşadıklarını kendi ifadesiyle “harmandan bir dane, denizden bir damla misali de olsa” sayfa sayfa, gizlice yazdığı, her sayfası ayrı yerlerde saklanan eser, oğlu Aslıhan Alihantöreoğlu tarafından tamamlanmış ve beşinci oğlu Kutlukhan Şakirov tarafından yayına hazırlanmış, Oğuz Doğan ise Türkiye Türkçesine aktarmış.
İki bölüme ayrılan eserin ilk bölümü 1969 yılında yazarın kendi kaleminden çıkmış. Modern Özbekçe döneminde yazılmış olmasına rağmen eserin dili Çağatayca’dır. İkinci bölüm ise 1969-80 yıllarında yazarın talimatıyla oğlu Aslıhan Alihantöreoğlu tarafından yazılmış ve iki eser tek bir kitap olarak bir araya getirilerek neşredilmiş. Kitabın ilk baskısı aslında Almanca olarak 2006 yılında yapılıyor.
HATIRATIN ÖNEMİ
Eseri yayına hazırlayan Kutlukhan Şakirov eserin iki açıdan hususiyet taşıdığı ifade ediyor. Birincisi yazarın Batı ve Doğu Türkistan’da 1917-1950 yılları arasında yaşanan olayları ele alması, o dönemde bölgede yaşanan gelişmelerin bilinmeyen yönlerini aydınlatması ki bu eseri tarihi ve siyasi açıdan kıymetli kılmaktadır. İkincisi yazarın tabiriyle Çağatayca denilen klasik Özbek dilinde, kendine özgü bir üslupla, yani Babürname geleneklerini icadi tarzda geliştirerek kaleme almış olmasıdır. İşin dile dair boyutunu Şakirov şöyle özetliyor: “Eserin meydana geldiği dönemde komünistlerin, Türkçe konuşan halkların lisanını Büyük Rus şovenizmi ve Sovyet ideolojisi temeline oturtarak, Kırgızca, Kazakça, Özbekçe vs. diye parçaladıklarını düşünürsek, bu yapıtın dilbilim ve edebiyat açısından taşıdığı mana kendiliğinden ortaya çıkar.” (s.10)
Alihan Töre Saguni’nin ibretlik ve mücadelelerle dolu bir hayatı var. 1885 dünyaya geldiği Kırgızistan’ın Tokmak şehrinde medrese tahsiline başlıyor, ardından Mekke, Medine ve Buhara’da medreselere devam ediyor. Ulema sınıfından, aynı zamanda tabip. Türk, Arap, Fars dilleri uzmanı. Öyle ki Arapça ve Farsça’yı konuşma ve yazma ve çeviri düzeyinde çok iyi bilen bir isim. 1916 yılında halk ayaklanmalarına katıldığı için Sovyet ve Çin hükümetlerince defalarca hapsedilmiş. Doğu Türkistan’ın bağımsızlık mücadelesi için teşkilatlanmayı tercih etmiş ve bu maksatla “Azatlık Teşkilatı”nı kurmuş. Verilen tüm mücadeleler sonucunda ise 1944 yılında kurulan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti’nin kurucusu olarak vazife almış bir isim. Hatıratında yaşadıklarını tüm detayları ile anlatan Saguni 1946 yılı Haziran’ında Stalin ve Mao işbirliği ile SSCB tarafından kaçırılmış. Sonrasında ise Çin Ordusu Doğu Türkistan’ı işgal etmiş.
DOĞU TÜRKİSTAN DAVASININ ÇÖZÜMÜ
Alihan Töre Saguni, Özbekistan’ın Taşkent şehrinde vefatına kadar 30 yıllık bir sürgün hayatı yaşamış. Sürgün yıllarında ise 1917-1950 yılları arasındaki dönemi de içine alan Orta Asya tarihine ilişkin anılarını kaleme almış. Bu hatıraların tamama ermesi ise oğlu Aslıhan tarafından mümkün olabilmiş. Baba ve oğlun birbirini tamamlayan metinleri, Türkistan coğrafyasının tarihine kayıt düşen çok kıymetli bir kitaba dönüşmüş durumda. Kutlukhan Şakirov’un ifadesiyle “Bu devletin reisi (Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti) Alihan Töre Sagunî bütün hayatını Türkistan halklarının hürriyeti için mücadeleye adamış XX. Yüzyıl Türklüğünün kahraman liderlerindendir. O Doğu Türkistan’ı bağımsızlığına kavuşturma yoluyla bütün Türkistan halkına hürriyet kazandırma gayesini güden uzak görüşlü devlet adamıydı. Onun hayatını bilmek, düşüncesini araştırmak, tarihi tecrübelerinden sonuçlar çıkarmak, gerçeklememiş büyük arzusuna varislik etmek hâlâ güncel olan Doğu Türkistan probleminin adaletli çözümünde ve genç bağımsız Türk Cumhuriyetlerinin istikbaliyetlerini pekiştirmede büyük öneme maliktir.” (s.365) Kitabın sırf bu gaye ile okunması büyük önem taşımaktadır.