Kalori alımı ve enerji harcama arasındaki denge kişinin kilosunu belirler. Eğer kişi yaktığı kalori miktarından fazla kalori alıyorsa kilo artışı; kişi yaktığı kaloriden az kalori alıyorsa kilo kaybı yaşanır. Bu sebeple obezitenin en temel sebebi fazla kalori alımı ve hareketsizliktir.
Vücuttaki yağ dokusunun aşırı artmasıyla ortaya çıkan Obezite, sağlık problemlerine ve hastalıklara yakalanma olanağının artmasına sebeptir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından, Vücut Kitle İndeksi 30'un üzerinde olan kişiler "obez" olarak kabul edilir.
Çocuklardan yaşlılara kadar görülen obezite, sayısı her geçen gün artıyor. Teknolojinin ilerlemesi, iş yoğunluğu ve streslerin artması, beslenme alışkanlıkların değişmesi gibi birçok neden obez kişilerin sayısını arttırıyor.
“Vücut Kitle Endeksi”, kişinin tıbben obez olup olmadığını yağ oranını ölçer. Vücut kitle endeksini hesaplamak için kişinin kilosunun, boyunun karesine bölünmesi gerekir. Bu işlemden çıkan sonuç kişinin kilosunun tıbben ne anlama geldiği konusunda bilgi verir.
Beslenme tedavisi
Egzersiz tedavisi
Davranış tedavisi
İlaç tedavisi
Cerrahi tedavi: Obeziteyle mücadelede tüm yöntemler denenmiş ve başarı sağlanamamışsa, genellikle son çare olarak cerrahi müdahaleye başvurulur.
Özellikle çocukluk çağında yaygın görülmeye başlanan obeziteye karşı etkin mücadelenin, bir devlet politikası olarak benimsenmesi planlandı. Ailelerin obezite konusunda bilinçlendirilmesinin gerekliliğini kapsayan plana göre, çocuk kanallarında artık cips ve gazlı içecek reklamları yayınlanmayacak. Tuz, şeker ve yağ bileşenleri azaltılmış gıdaların satışlarına başlanacak. Çocuklar başta olmak üzere, hareketli bir yaşam için insanlar spora teşvik edilecek. Nişantaşı Hastanesi tarafından kurulan ve bir süre önce hizmet etmeye başlayan Nişantaşı Obezite Enstitüsünden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Birsen Öztürk, çocukluk çağlarındaki obezite yaklaşımını değerlendirdi.
Vücutta aşırı yağ depolanması ile karakterize olan obezite sıklığı, yetişkinlerde olduğu kadar çocuklarda da hızla artmakta olduğunu söyleyen Birsen Öztürk, "Ülkemizde fazla kilolu çocuk oranı yüzde 14.3; obez çocuk oranı ise yüzde 8.2 olarak bildirilmektedir. Obez çocukların çoğu ileri yaşlarda da obez kalmakta ve ciddi sağlık sorunları yaşamaktadır. Erişkinlerde obezite tedavisinin güçlüğü düşünüldüğünde, çocukluk çağında gereken müdahalenin yapılması daha da önem kazanmaktadır. Bir çocuğun kilo, boy, boya göre tartı, vücut kitle indeksi, bel çevresi gibi ölçümleri yapılarak obezite olup olmadığına karar verilebilir" dedi.
Obezite tanısı için yetişkinlerden farklı olarak çocuklar için tek bir ölçü değeri olmadığı ifade eden Öztürk, "Çocuklar, erişkinlerden farklı olarak büyüyüp gelişmeye devam eden bireylerdir, bu nedenle normal olarak kabul edilen limit değerler, yaşa göre değişir. Doktorunuz gerekli ölçümleri yaptıktan sonra persentil eğrileri olarak adlandırılan çizelgeler ile tanıyı kesinleştirecektir" dedi.
Birsen Öztürk, şunları söyledi: "Günümüzde obezitenin en önemli sebebi, harcanan kaloriden çok daha fazla miktarda kalori alımıdır ve her geçen yıl dünyada hızla artmaktadır. Bu artışın en önemli sebebi ise günümüzdeki yaşam tarzıdır. Bilgisayar ve ekran başında geçirilen zaman ile birlikte, hızlı tüketilen yüksek kalorili gıdalar artmış, buna karşılık hareket etme imkânları azalmıştır. Yüksek kalorili gıda tüketiminde, özellikle çocuklar üzerinde medyanın ve reklamların olumsuz etkisi fazladır. Açıklanan bu eylem planı, yaşam tarzımızdaki bu döngüyü kırmak için atılacak adımlardan bir tanesi olacaktır. Çocuklarının fazla paketlenmiş gıda/abur cubur tüketiyor olması, hareket ve spor aktivitelerinin olmaması, aileleri bu konu üzerinde düşünmeye sevk etmelidir. Bir uzmanın yardımı ile obeziteyi mümkün olduğunca erken saptamak ve erken müdahalelerle önlem almak en doğrusu olacaktır"
Obeziteyle mücadelede, sağlık uzmanlarının olduğu kadar medyanın, ailelerin, okulların ve tüm toplumun bilinçlendirilmesinin önemine vurgu yapan Öztürk, "Çocukluk çağı obezitesinin önlenmesi ve tedavisi, erişkin yaştaki obeziteyi ve buna eşlik eden ciddi sağlık sorunlarını önlemek için atılması gereken ilk adımdır. Bu konuda okullarda seminerler verilebilir, okul kantinleri denetlenebilir. Okullarda sağlıklı beslenme ilkelerinin uygulanmasına dikkat edilmelidir. Çocuklara yönelik zararlı gıdaların tanıtım ve reklamına izin verilmemelidir. Ayrıca çocukların güvenle sokakta oynayabilecekleri ortamın ve yeşil alanların sağlanması da ulusal bir politika olmalıdır" ifadelerini kullandı.
Erken teşhisin öneminin altını çizen Öztürk, detaylı muayene için uzmanlara danışılmasını önerdi.