Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi’nde Kalp Damar Cerrahisi Yoğun Bakım Hemşiresi olarak çalışan 24 yaşındaki Nadide Şahin, pandemiden önce nefes darlığı ve halsizlik şikayetiyle kendi hastanesinde muayene oldu. Önce akciğer enfeksiyonu düşünülerek hastaneye yatırıldı ve pnömoni tedavisi gördü. Tekrar işinin başına dönen Nadide hemşire, 15 gün sonra nefes darlığı şikayeti artınca tekrar acile başvurdu. O tarihlerde Kovid-19 salgını Türkiye’de de görülmeye başlandığı için hemen akciğer tomografisi istendi ve PCR testi yapıldı. Testi negatif çıkmasına rağmen tomografisi Kovid-19’a uyumlu göründüğü için 5 günlük ilaç tedavisine başlandı ama kötüleşmeye devam edince hastaneye yatırıldı.
Genç hemşireye bu süreçte iki kez PCR testi, daha sonra da antikor testi yapıldı ancak hepsi negatif çıkıyordu. Şahin, "Kalp Damar Cerrahisi Yoğun Bakım Hemşiresi olarak çalışıyorum. Hastaneye son yatırıldığımda 20 gün takip edildim, Kovid’e dair tek bulgu akciğer tomografisi ve nefes darlığı idi. Artık yatakta sağdan sola dönemez hale gelmiştim. Sürekli taşikardi vardı. İstirahat halinde bile nabzım 100’ün üzerindeydi. Kendimde bir aksilik olduğunu, Kovid olmadığımı biliyordum. Tırnaklarımın çomaklaştığını farkettim ve ısrarcı oldum, sonunda kendi bölümündeki doktorlarıma göründüm. Çekilen ekokardiyografi sonucunda mitral kapak yetmezliğim olduğu ortaya çıktı. Pulmoner arterlerimde buna bağlı daralma vardı. Birkaç gün içinde acil kalp ameliyatına alındım" dedi.
İstanbul Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Burak Onan, koronavirüs testi iki defa negatif çıkmasına rağmen Nadide hemşirenin nefes darlığı şikayetinin devam ettiğine değinerek şu bilgileri verdi:
"Tomografisindeki akciğer görüntüsü de düzelmişti ama nefes darlığı şikayeti geçmemişti. İşte orada aklımıza kalp hastalığı şüphesi geldi. Bu sebeple yapılan ekokardiyografide kalp kapaklarında kaçak olduğu ortaya çıktı. Bunun yanında, kalp kapağında ani gelişen, ayrıca yapısal bir bozukluk da farkettik. Yapılan testlerde ise bunun, bakteriyel enfeksiyona ait bir bulgu olduğu ortaya çıktı. Bu tablo ile kalp ameliyatına aldık. Ameliyat gayet başarılı geçti. Aslında kalp kapağını tamir etmek ilk düşündüğümüz şeydi. Ameliyat sırasında bunu görüp anlamamız gerekiyordu. Ancak kalp kapağı tamirine uygun olmadığı anlaşılınca, protez kapak takmak zorunda kaldık."
"Nadide’nin durumu bize şunu gösteriyor. Salgın döneminde nefes darlığı şikayetiyle giden her hasta, öncelikli olarak tabii ki Kovid şüphesi ile değerlendiriliyor. Ancak nefes darlığının tek sebebi akciğer kaynaklı olmayabilir. Kalp hastalıklarına bağlı da gelişebilir. Bu nedenle Kovid şüphesi ortadan kalktıktan sonra ya da tedaviye rağmen iyileşmeyen nefes darlığı şikayetlerinde kesinlikle bir kalp değerlendirmesi yapılmalı. Bunun için de hastalarımızın kardiyologlara başvurması lazım. Evdeyken geçmeyen ve devam eden kalp ya da nefes darlığı şikayetleriniz varsa mutlaka acile veya kardiyologlara başvurmalı vatandaşlarımız. Mitral kapak hastalığı, ilerleyen evrelere ulaşana kadar kimi hastalarda hiç belirti vermeden sessizce sürebiliyor. Hastalar, asemptomatik dediğimiz nefes darlığı, göğüs ağrısı vb olmadan uzun süre normal bir hayat sürebiliyor. Ancak bulgular ilerlerse farkına varılabiliyor. Nadide’ye biyolojik kapak değil metal protez kapak taktık. Kendisi de Kalp Damar Cerrahisi hemşiresi olduğu için süreçleri çok iyi biliyordu, biyolojik kapaklar 10-15 yıl değişmesi gerekebiliyor. Metal protez kapaklarda ise ömür boyu kan sulandırıcı kullanması gerekiyor. Nadide'de ikincisini tercih ettik."