Ketebe Yayınları önceki gün düzenlediği etkinlikle yeni çalışması “Ketebe Müteferrika Dizisi”ni tanıttı. Kitapların, kütüphanelerin, koleksiyonerlerin, sahafların ve okuma kültürünün temel alındığı serinin ilk iki kitabı okurla buluştu. Dizinin ilk kitapları ise Giambattista Toderini’nin “İbrahim Müteferrika Matbaası ve Türk Matbaacılığı” ve Hans Peter Kraus’un “Bir Nadir Kitap Destanı” eserleri oldu. İlk kitapla Türk matbaacılığının iki buçuk asırlık hikâyesine yer verilirken ikinci kitapta ise 20. yüzyılın en meşhur sahaflarından Hans Peter Kraus’un kitap peşinde geçirdiği ömrünün hikayesini anlatıldı. İlk Türk matbaacısı İbrahim Müteferrika’nın isminin verildiği dizi, telif eserler, çevirilerin yanı sıra kitap tutkunları, özel koleksiyon sahipleri, meşhur kitapların yayılma, yazılma ve basılma hikayeleri anlatılacak. Bu kitaplar için özel mizanpaj, font, kapak tasarımı çalışıldı, her bir eser özel olarak numaralandırıldı. Eserlerin editörlüğünü ise Oğuz Selim Başar ve Ahmet Yasin Çomoğlu üstlendi.
Serinin ilk çalışmaları, uzun zamandır baskısı yapılmayan eserlerden oluştu. Eserlerde tashihler yapıldı, dizgiler güncellendi, dipnotlar eklendi, yanlış bilgiler değiştirildi. Giambattista Toderini’nin eserini dilimize kazandıran Şevket Rado’nun, siyah beyaz kullandığı fotoğraflar Ketebe’nin yeni dizisinde renklendirildi. Ahmet Yasin Çomoğlu, altı ay önce telif ve tercüme alanında ne ortaya koyabiliriz diyerek çalışmaya başladıklarını ve bir Müteferrika evreni kurduklarını söyledi. Ülkemizde kitap kültürüyle ilgili yayınların son yıllarda arttığına işaret eden Çomoğlu, “Dünyada kütüphaneler tarihi, kitap tarihi alanlarında uzun zamandır yayınlar yapılıyor ama bizde daha yeni başlıyor. Amaçladığımız, kitabın sadece bilgiyi ya da edebiyatı taşıyan nesne değil bir koleksiyon nesnesi olduğunu göstermek. Bunun için de bu konuya dair kitapları yayımlayacağız. Serinin ilk kitapları ciltli, şömizli, özel kağıdı, özel numaralı çıkacak. Türkiye’de kitap sevgisini canlandırmak istiyoruz” dedi.
Dizinin editörlerinden Oğuz Selim Başar ise yıllardır kitaplarla ilgili eserler topladığını, Çomoğlu ile tanıştıklarında projeyi konuştuklarını dile getirdi. Başar, “Kitaplar üzerine bir çalışma yapalım dedik. Onun da aklında böyle bir şey varmış. Bir vesileyle gittiğim İngiltere’de bu işin bir sektör haline geldiğini gördüm. Oradan getirdiğim kitaplar gibi baskılar yapalım dedim. Türkiye’de ise kitap tarihiyle alakalı muhtelif yayınlar var ama isim olarak yok. Projeyle hem koleksiyonerleri anlatalım hem de kitapların kendisi koleksiyon ürünü haline gelsin istedik” diye konuştu.
Yasin Çomoğlu, seride sahafların ve kitapseverlerin hikayelerini anlatacaklarının müjdesini verirken Ketebe’nin üstlendiği sorumluluğu ise şu sözlerle değerlendirdi: “Endülüs Emevi halifesi 2. Hakem’in Kurtuba’da büyük bir kütüphane kurduğu ve kataloglarının yaklaşık 44 cilt olduğu rivayet ediliyor. Öyle bir kitap tutkusu var ki kitap toplayıcıları diye bir ekip kuruyor kendine. İslam dünyasının farklı noktalarına gönderiyor. Böyle bir kitap tutkununun yanı sıra farklı isim-lerin hikayesini de anlatacağız. Bir yayınevi dahilinde bir dizi olarak yapılmış bir örneği yok. Yani Ketebe yayınları kültür yayıncılığı yapan bir yayınevi. Bu konuda da öncü işler yapmak istiyor. Böyle bir
diziye ev sahipliği yapması yayınevi için geleceğe bırakacağı bir miras.”