Teknoloji bağlamında ele alınan ve distopik evrenlerde kurulan hikayeler, makinelerin dünyayı ele geçireceğini anlatıyor genellikle. Doğru ya da yanlış denemez. Ancak manzaraya bakılırsa çok uzak bir şey değil.
Yapay zekanın geldiği nokta ve üretime de el atması hem korkutucu hem şaşırtıcı. Metni videoya dönüştüren yapay zeka teknolojisinin son üretimlerini görmeyen kalmamıştır. Yapay zeka şirketi OpenAI’ın tanıtımını yaptığı Sora isimli video üretim teknolojisi kusursuza yakın ürün ortaya çıkardı. Henüz 1 dakikalık. Lakin yakın zamanda uzayacağı kesin.
Sinema üretiminde yapay zekanın rolü uzun zamandır tartışılıyor. Kullanan da var, kullanılmasına karşı olan da… Ne olursa olsun bir şekilde yapay zeka hayatımızda bulunacak.
Peki, yapay zeka sinema üretimini “tam demokratik” hale getirebilir mi? Yani isteyen herkesin film yapabileceği bir ortama evirebilir mi? Düşünsenize, herkes film yapıyor. Kabus mu, rüya mı!
Film yapmak tam manasıyla kolektif bir üretim süreci. Yani yardımlaşma ile yapılır. Profesyonel de olsa çok kişiye ihtiyaç duyulur. Hali çok ciddi bütçe de gerektirir. Bu yüzden herkesin, her istediğinde film yapamıyor. Yapay zeka ise bu durumu tamamen tersine çevirebilir. Sadece 1 kişi, yapay zekaya meramını doğru anlatıp, sahneler oluşturup, kurgulayıp film sahibi olabilir.
Film yapmanın bu kadar ‘kolaylaştığı’ bir ortamda elbette izleyiciye ulaşmak da zor olmayacaktır. Filmlerin artık sinemada izlenmeyeceğini tahmin etmek zor değil. Belki de herkesin evi sinema olacak. Her yer sinema, her koltuk sinema işlevi görecek. Sinemaya gitmek istediğimiz arkadaşlarımız da kendi evindeki koltuğa oturunca birden hepimiz aynı mekanda belireceğiz. Hologram ya da başla şekilde.
Herkesin film yaptığı, her yerin sinema olduğu bir gelecek, dünyayı sinemanın ele geçirmesi manasına mı gelir, sinemanın bittiği sonucuna mı ulaşır? Esas soru bu olsa gerek. Sanat olan sinemanın, sadece eğlence üretimi olan sinemadan ayrıldığı mecralar ve yöntemler devam mı edecek, yoksa sadece eğlence aracına mı dönüşecek? Bu da sinemanın bitip bitmeyeceği sorusunu doğuruyor.
Sinemacılar böyle bir geleceğe hazır mı? Buna hazırlanmak için ne yapmak gerek? Ne kadar yakın bir gelecek söz konusu ve hazırlanmak mümkün mü?
Herkesin film yaptığı bir gelecek kabus mu, rüya mı?