Karantinadaki otizmli çocuklar hangi tepkileri geliştirebilir? Aileler nasıl başa çıkabilir?
Özel Eğitim Öğretmeni ve Psikolog Mine Ağır, karantina sürecinde otizmli çocukların eğitiminin aksamaması için ebeveynlere evlerinde kolaylıkla uygulayabilecekleri yöntemler hakkında açıklamalarda bulundu.
Yaşanılacak problemleri en aza indirgemek ve bu sürece uygun yeni rutinler oluşturmanın çok önemli olduğunu belirten Psikolog Mine Ağır, otizmli çocuklara karşı ebeveynlere tavsiyelerini şöyle sıraladı:
Otizmli çocuklar rutine aşırı bağımlıdır. Bundan dolayı izolasyon süreçlerinde yeniden bir rutin oluşturulması, otizmli çocukların eğitimi için yerinde bir davranış olacaktır.
Sabah kalktığı saat, yemek saati, oyun saati, uyku saati, etkinlik saati için yeni bir planlama yapmalı ve yeni rutin oluşturulmalıdır. Bu düzene ailelerin de uyum göstermesi önemlidir. Otizmli çocukların alışkın oldukları eğitim temposunu aynı şekilde devam ettirmekte fayda vardır. Bu süreçten çocukların özellikle psikolojik olarak etkilenmelerini en aza indirgemek için mümkün olduğunca rutinlerini bozmamak gerekir.
Ev ortamı, eğitim ortamı olma özelliğini de taşır. Ev ortamında yapılacak olan etkinlikler, hem çocuk hem de aile bireyleri için keyifli etkinlikler olmalıdır. Ayrıca bu etkinlikler, çocuğun hoşlandığı alanlara ve ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir. Bunun için aileler, çocuklarını çok iyi tanımalı ve çok iyi gözlem yapmalıdır.
Aileler bu süreçte zorlandıkları noktada, uzmanlarının verdikleri yönergeleri ve çalışmaları takip edebilirler. Eğer çocuklar online eğitim alabilecek regülasyona sahipse, online eğitim alarak eğitime ara verilmemelidir. Otizmli çocuklar, online eğitim alamayacak kadar çok tepki gösteriyorlarsa, ailelerin uzmanlardan online destek alarak çocuklarının eğitimini sürdürmeleri gerekir.
Ebeveynler çocuklarıyla ilgilenecek özel ayrı zamanlar oluşturmalı, çocukla yapılacak çalışmaların ve geçirilecek zamanın daha verimli hale getirilmesi sağlanmalıdır. Çocukların hareket ihtiyaçlarını karşılayacak alanlar, aileler tarafından oluşturulmalıdır. Evde ya da varsa evin bahçesinde, çocuğun ebeveyn eşliğinde hareket etmesi sağlanmalıdır.
Evdeki eşyalardan materyaller yapılarak bu materyallerle çalışmalar yapılabilir. Örneğin; ince motor becerisini geliştirmek için evdeki nohut, fasulye, mercimek gibi yiyecekler şişenin içine doldurularak motor gelişim alanına yönelik çalışmalar yapılabilir.
Sürekli evde geçirilen bu süreçte, çocuklardaki olumsuz davranışlarda artış görülmesi kaçınılmaz bir durumdur. Ailelerin; çocuklarının bu olumsuzluklarına içinde bulunan süreci göz önünde bulundurularak ( çocuğun sürekli evde olması, dışarı çıkamaması, uyaranların az olması, sosyal izolasyon olması …) önceki zamana göre daha sabırlı ve hoşgörülü olması gerekir.
Ailelerin de bu süreçten psikolojik ve sosyal olarak olumsuz yönde etkilenmeleri aşikardır. Bu yüzden ailelerin çocuklarına olduğu kadar kendilerine de zaman ayırıp, iyi hissedecekleri alanlar yaratmaları oldukça önemlidir.
Çocuklarını sürekli kontrol etmek yerine çocuklarla oyun oynamaları hem çocuğa hem aileye olumlu yansıyacaktır. Burada çocuğun düzeninin tek bir ebeveyn üzerinde olmaması anne ve babanın birbirlerine bu konuda desteklemeleri ve yardımcı olmaları diğer önemli hususlardan biridir.
Evde geçirilen bu süreçte ailelerin dikkat etmesi gereken en önemli konulardan biri de teknolojik cihazların aşırı kullanımı konusudur. Ebeveynler çocuklarını telefon, tablet ve televizyon gibi elektronik cihazlara maruz bırakmamalıdır.
Evde çocuğu uzun süre televizyon izletmeden, kendi haline bırakmadan, oyun oynamak, etkinlikler yapmak ve sürekli çocukla konuşarak iletişim kurmak, çocuğun gelişimi açısından büyük önem taşır.
Aileler bu sürecin gelip geçici olduğunu bilmeli ve normal hayata dönene kadar çocuğun bu süreçten olumsuz yönde etkilenmesini en aza indirgeyecek gerekli çalışmaları yapmalıdır.