Prof. Dr. Mustafa İsen ve Prof. Dr. Tuba Durmuş tarafından hazırlanan “Balkanlarda Türk Edebiyatı Tarihi” kitabı, bölgedeki Türk edebiyatının izlerini sürüyor. Osmanlı sonrası dönemde gerileyen Türkçe edebiyatın, şimdilerde Türkiye’ye eğitim görmeye gelen gençler ve Türkiye’nin desteğiyle güçlendiğini söyleyen Prof. Dr. İsen, azınlık statüsündeki bir tablodan çok daha fazlası olduğunu belirtti.
“Başlangıcından Günümüze Kadar Balkanlarda Türk Edebiyatı Tarihi” kitabı Türkiye Maarif Vakfı’ndan çıktı. Prof. Dr. Mustafa İsen ve kızı Prof. Dr. Tuba Durmuş tarafından hazırlanan kitap, Balkanlar-edebiyat ilişkisini ortaya koyarak, bölgede Türkçe’nin seyrini izliyor. Eser, Balkanlarda Türk edebiyatının yaşama sebeplerini ve niye bu kadar zengin olduğu sorusunun cevabı niteliğinde 60 sayfalık bir giriş bölümüyle başlıyor. Ardından Balkanlarda Türk Edebiyatı önce ülke sonra şehir eksenli bir yapıyla grafik tasarımlarla ele alınıyor. En çok şairin yetiştiği ülkenin Yunanistan, şehrin ise Selanik olduğunu bu sayede öğreniyoruz. Bugüne kadar hiç yapılmamış bu çalışmayı Mustafa İsen Hoca’yla konuştuk.
ŞİİR AĞIRLIKLI BİR EDEBİYAT
Balkanlarda Türk edebiyatı deyince edebiyatın bütün çağrışımlarını anladığımızı söyleyen İsen, kitabın kapsamını şu ifadelerle anlatıyor: “Balkanlarda yazılı Türk edebiyatı 15. yüzyıldan itibaren başlıyor ve 2020 yılına kadar özellikle yakın dönemde eseri olan herkesi sistemin içine dahil ediyoruz. Başlangıçtan itibaren Balkanlarda Türk edebiyatı şiir ağırlıklı olmuş. Dolayısıyla biz de kaçınılmaz olarak şiir ağırlıklı bir tablo ortaya koyduk. Zaten 20. yüzyıla kadar olan dönemde Anadolu’daki Türk edebiyatını da masaya yatırsak, şiir ağırlıklı bir tablonun varlığından söz edebiliriz. Nesir de vardır ama hiçbir zaman şiirle mukayese edebilecek bir noktada değildir.”
KOSOVA VE MAKEDONYA EN İYİ DURUMDA
Balkan coğrafyasında sosyalist yönetimlerin kendi güdümlerinde izin verdikleri Türkçe edebiyat, onlar yıkıldıktan sonra bir belirsizlik evresi yaşadı. Şimdiyse özellikle Balkanlardan Türkiye’ye eğitim görmeye gelen gençlerin ülkelerine dönmesi, oralarda demokratik bir havanın ortaya çıkması ve Türkiye’nin de destekleriyle yeni bir girişimden söz etmenin mümkün olduğunu söylüyor Mustafa Hoca. Osmanlı döneminde Balkanların çok canlı bir üretim merkezi olduğunu dile getiren Profesör, Türkçe edebiyatın seyrini şu ifadelerle anlatıyor: “Osmanlı sonrası özellikle krallıklar döneminde Türkçe tamamen yasaklanmıştı. Sonraki dönemlerde ülkeden ülkeye farklılık göstermekle birlikte Türklerin var olduğu yerlerde Türkçe edebiyatın varlığından söz edilebilir. Kitapta bununla ilgili ayrıntılı bilgiler var. Azınlık statüsündeki bir tablonun ortaya koyabileceği ürün ne kadarsa buralarda daha iyi bir tablo oluştu. En iyi durumda olan Makedonya ve Kosova’dır, sonra Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya’yı buna ekleyebiliriz.”
OSMANLI EDEBİYATININ YARISI BALKANLARDAN
Osmanlı devletinin bölgeden çekilmesinden sonra bazı ülkelerde Türkçe edebiyatın tamamen gündemden çekildiğini ifade eden İsen, Bulgaristan, Makedonya, Kosova başta olmak üzere sekiz ülkede modern edebiyat olarak ortaya çıktığını ama hiçbir zaman Osmanlı dönemiyle mukayese edilemeyeceğini belirtti. İsen, “Osmanlı edebiyatını meydana getiren kadronun yarısı Balkanlardan çıkmıştı. Özellikle Osmanlı medeniyetinin mimariye yönelik değerlendirmeleri daha önce başka araştırmacılar tarafından yayınlandı. Ama edebiyatla ilgili herhangi bir çalışma yapılmamıştı. Daha önce hazırlanan ‘Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü’ olmasaydı, böyle bir çalışmayı ortaya çıkaramazdık. Balkanlardaki Türk İslam medeniyetinin en zengin alanı kesinlikle edebiyattır. Biz bu zengin geleneği günümüz okuyucusuyla buluşturmak istedik” ifadelerini kullandı.