Yeni Şafak Gazetesi'nin bu yıl ikincisini düzenlediği Şehit Mustafa Cambaz Fotoğraf Yarışması’nın ödül töreni Büyük Çamlıca Camii 1071 Kongre ve Etkinlik Salonu’nda gerçekleştirildi.
Yoğun ilgi gören ve 6 binin üzerinde fotoğraf başvurusunun olduğu yarışmada kazananlar ödüllerini aldı.
Gecenin onur konuğu olan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat törende konuşma yaptı.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Bugün tüm dünyanın gözü önünde, özellikle başta ABD ve bazı Batılı ülkeler olmak üzere, Gazze'de yaşanan artık katliam lafının da çok hafif kaldığı bu soykırıma karşı dünyanın seyirci kalması anlaşılabilir bir şey değildir. Bu anlamda Batı, tarihinde olanı, içinde olanı, kendi sosyal yapısında olanı bir kere daha ortaya koymuştur." dedi.
Kurtulmuş, Yeni Şafak gazetesince, 15 Temmuz şehidi Mustafa Cambaz anısına Büyük Çamlıca Camii 1071 Kongre ve Etkinlik Salonu'nda düzenlenen "Şehit Mustafa Cambaz 2. Fotoğraf Yarışması Ödül Töreni"ne katıldı.
Bu tören için Yeni Şafak ailesini ve Albayrak Grubu'nu tebrik eden Kurtulmuş, bu anma töreninin, Mustafa Cambaz'ın şahsında 15 Temmuz'u bir kere daha hatırlamak ve daha iyi anlayarak sonraki nesillere anlatabilmek için bir vesile olarak sürdürülmesini temenni etti.
Kurtulmuş, 15 Temmuz'un kendileri için sadece yakın tarihte kalmış, büyük acılar ve zorluklar yaşanmış bir geceden ibaret olmadığının altını çizerek, 15 Temmuz'un hem milli şahlanış ruhuyla yeniden bağımsızlık ruhu ve şehadet bilinciyle on binlerce, yüz binlerce insanın ayağa kalkarak sokaklara çıktığı, Türkiye'nin meydanlarını doldurduğu ve her türlü gücü elinde bulunduran zalimlere karşı mücadele edebildiği şanlı bir destanın gecesi olduğunu anlattı.
O karanlık gecenin, milletin şehadet bilinciyle "Ya Allah" diyerek mücadele etmesi sonucu 16 Temmuz'da hayırlı bir sabaha uyanılmasına vesile olduğunu söyleyen Kurtulmuş, o gece şehadet mertebesine erişen 252 şehidi rahmetle andığını aktardı.
Kurtulmuş, bu memleketin vatan olarak kıyamete kadar baki olmasını sağlayan en temel unsurların başında hiç şüphesiz ki şehadet bilincinin geldiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sultan Alparslan Han'ın bu toprakları bizim milletimize, Müslüman Türk milletine açmasından bu yana neredeyse hiçbir günümüzün rahat ve arkasına yaslanarak huzur içerisinde geçtiği vaki değildir. Hep mücadeleyle büyük tehditlerle ne yazık ki zaman zaman Haçlı istilaları da olmak üzere çeşitli şekilde birtakım zorluklarla da karşılaşılmış. Kurtuluş Savaşı öncesinde memleketimizin bazı yerleri işgal dahi edilmiş. Ama bütün bunlara rağmen, en zor zamanlarda bile bu millet 'Ya Allah' diyerek ayağa kalkmayı başarmış ve hem istiklaline hem istikbaline sahip çıkmıştır."
Şu anda insanlığın büyük bir dram yaşadığına, ölüme "cennete koşarcasına" giden Gazzeli vatandaşların içinde çok sayıda gazeteci ve fotoğrafçının da bulunduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, vefat edenlere Allah'tan rahmet diledi.
Kurtulmuş, "Belki Mustafa Cambaz fotoğraf sergisini önümüzdeki yıldan itibaren Gazze şehidi gazeteci ve fotoğrafçıları da işin içerisine katacak, Gazze'deki şehitlerimizi de unutmayacak şekilde genişletmemiz mümkün olur diye teklif ediyorum." önerisini dile getirdi.
"Bugün tüm dünyanın gözü önünde, özellikle başta ABD ve bazı Batılı ülkeler olmak üzere, Gazze'de yaşanan, artık katliam lafının da çok hafif kaldığı bu soykırıma karşı dünyanın seyirci kalması anlaşılabilir bir şey değildir. Bu anlamda Batı, tarihinde olanı, içinde olanı, kendi sosyal yapısında olanı bir kere daha ortaya koymuştur. Aynen Auschwitz'de, Srebrenitsa'da olduğu gibi bu sefer Gazze'de de bu işlenen insanlık suçlarını görmezden, duymazdan geliyorlar. Ve bunu sanki gelip geçiştiririz zannediyorlar. Bir kısmı, açıkça ve müptezel bir şekilde zalimin elini kolunu serbest bıraktıklarını ilan ederek işlenen bu cürümlere ortak oluyor. Bir kısmı sessiz kalarak ortak oluyor. Bir kısmı 'Ne yapalım öyle ama.' diyerek maalesef mazluma da pay çıkartabilecek bir densizlikle bu cürümlere ortak oluyor."
Numan Kurtulmuş, Türkiye olarak ilk andan itibaren bu insanlık dramının sonlandırılabilmesi için tüm güçleriyle başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bütün uluslararası platformlarda insanlık cephesini harekete geçirmeye çalıştıklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Riyad'da İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi'nde de yeni ve sonuç alıcı kararların alınabilmesi için ciddi bir mücadele verdiğini belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Ümit ediyoruz ki en kısa zamanda bu zalim, despot rejimi, Netanyahu ve çetesini durduracak adımlar uluslararası camia tarafından atılabilir. Ama bundan daha önemlisi yeryüzünde artık hakkı, adaleti, insanlığı, insafı, vicdanı söyleyebilecek ve bunu da bir sistem olarak dünyaya teklif edecek sözün sahibi olanlar olarak Türkiye'ye söz sırası gelmiştir. Bundan sonra en güçlü şekilde bunu söyleyeceğiz. Lafın artık para etmediği, dünyada 120 ülke 'Bu yaptığınız insanlık suçudur.' diye ayağa kalkıyor. Ama sözün bir tesiri yok. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu şimdiye kadarki çok sayıda kararda olduğu gibi yine siyonist rejimin aleyhine kararlar alıyor. Ama oradaki bir dayısı, arkasına yaslandığı dayısı veto ettiği için bu kararlar uygulanamıyor. Dolayısıyla artık sözün değil başta dünya sistemini değiştirecek yeni bir küresel siyasi mimarinin ortaya konulması ve böylece yeniden mazlum insanların da ortada hak sahibi olabileceği bir dünya sisteminin kurulabilmesi gerekir. Bunun için de yeni bir bakış açısına ihtiyaç olduğunun altını çizmek isterim."
Yeni bir dünya sisteminden bahsedilebilmesi için 3 temel faktörü yan yana getirmek mecburiyetinde olduklarına dikkati çeken Kurtulmuş, bunların birincisini, "insanların hepsinin yaradılışta eş olduğuna inanan bir anlayışa ihtiyaç olması" şeklinde tanımladı.
Bugün Gazze'de yaşanan, şu anda resmi rakamların 12 binlerin üzerine çıktığı, hala binlerce insanın betonların altında olduğu, onlara dokunulamadığı bir durumda kalınan, insanlık olarak belki bittiği zaman on binlerle ifade edilecek bu katliamlar karşısında seyirci kalan bir dünyadan bahsettiklerini anlatan Kurtulmuş, "Bazılarının kılı kıpırdamıyor ama bu onların dünyaya ve insanlara bakışından kaynaklanıyor. Çünkü onlar için insanların bir kısmı birinci sınıf, bir kısmı aşağıda, bir kısmı -adam dedi ya- 'insan bile değil.' Dolayısıyla bin ölmüş, on bin ölmüş, yüz bin ölmüş ne yazar... İnsanlar arasında bir hiyerarşi olmaz. Mazlumun iyisi kötüsü olmadığı gibi zalimin iyisi kötüsü de olmaz. 'Şuna karşı yapılan zulüm iyidir, buna karşı yapılan zulüm kötüdür.' olmaz. İnsanların hepsi insandır, hepsine yapılan haksızlık tüm insanlığa yapılmış gibidir." diye konuştu.
Kurtulmuş, ikinci temel faktörü ise "yeryüzündeki bütün ülkelerin egemen eşitliğini kabul edecek bir anlayışa ihtiyaç var." diye aktararak, "Bu emperyalizmden, kolonyalizm dönemlerinden kalma bu zihin yapılarını Batı dünyası terk etmek mecburiyetindedir. Dün olduğu gibi bu beyler 'Artık bizim devletimiz herkesten daha güçlü, üstün.' diyerek diğer milletleri, ülkeleri ikinci sınıf ülke olarak kabul edemezler." ifadesini kullandı.
Üçüncü temel meseleden ise "Yeryüzünün şu anda yaşayan 7,5 milyar insanın ortak ülkesi olduğu fikrine inanacak zihin yapısına ihtiyaç var." şeklinde bahseden Kurtulmuş, bunları ortaya koymanın vazifeleri olduğunu, bunu sadece Türkiye'ye, Türk dünyasına ve İslam dünyasına değil, dünyanın en uzak köşelerindeki insanlara da anlatacaklarını ve Allah'ın izniyle sonuç alacaklarını kaydetti.
Kurtulmuş, kimin elinde ne güç olursa olsun, kim hangi imkanları kullanırsa kullansın, bugünkü dünyanın böyle devam etmesinin imkan ve ihtimalinin olmadığının altını çizerek, "Ya dünya çok büyük bir altüst oluşa doğru gidecek, yani açıkçası ya büyük bir küresel savaşa doğru hızla yürüyecek ya da insanlık cephesinin kazanması sonucu hakkaniyete dayalı yeni bir sistem kuracağız. Bunun için canla başla gayretle mücadele edeceğiz. Türkiye olarak, tarihte olduğu gibi bundan sonra da insanlığa bu anlamda katkı sunmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
15 Temmuz gecesi şehit olan Mustafa Cambaz ile ilgili düşüncelerini de aktaran Kurtulmuş, Allah'tan rahmet dilediği Cambaz'ı hatıralarıyla birlikte yaşadıkları sürece anacaklarını, anlatacaklarını, onun şahsında 15 Temmuz'da neler yapılmak istenildiğini hatırlayıp hatırlatacaklarını sözlerine ekledi.
Konuşmasının ardından Kurtulmuş'a, Albayrak Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Albayrak tarafından Ayasofya'nın minberinden esinlenerek şekillendirilen bir tablo takdim edildi.
"23 yıl görev yaptığım Albayrak Grubundaki çalışma arkadaşlarım buradalar kendilerine teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanımızın isteğiyle milyonlarca kişi meydanlara inmişti onların arasında Mustafa Cambaz kardeşimiz de vardı. Mustafa Cambaz kardeşimiz korkusuzca meydanlara indi ve Çengelköy'de hainlerin kurşunuyla ruhunu teslim etti. Mustafa Cambaz ile 17 yıl mesai arkadaşlığı yapmıştık. Sohbeti gerçekten hoştu ve joker bir insandı. Peygamberimizin sünneti olarak kedi beslemeyi çok severdi. Ve tabii şehit olarak son nefesini 15 Temmuz gecesi verdi. o gece şehit olan 252 vatandaşımızın şehadeti 16 temmuz sabahı aydınlığa dönüştü. Fotoğraf sevgisi vardı. Fotoğrafları kitaplaştırdı. Albayrak Medya grubu da bir karar alarak her yıl Mustafa Cambazın hatırasını yaşatmak için bu fotoğraf yarışmasını düzenliyor. Böylelikle Rahmetli Mustafa Cambaz kardeşimizi yad ediyoruz. Her yıl 15 Temmuz'da Mustafa Cambaz kardeşimizi Albayrak Grubu olarak kabri başında anarız. Ailesi ailemizdir. Allah ondan ve tüm şehit kardeşlerimizden razı osun. Bu değerli yarışmada ödül olan tüm fotoğraf severleri tebrik ediyorum. Rahmetli Mustafa Cambaz kardeşimizi rahmetle ve hürmetle yad ederken Allah bir daha böyle bir darbe girişimi yaşatmasın diye Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum."
Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Likoğlu konuşmasında, “Meslektaşımız, çalışma arkadaşımız, şehidimiz Mustafa Cambaz, fotoğrafçılığa tutkuyla bağlı, kendini mesleğine adamış, mümtaz bir insandı. Şehit olduğu güne kadar, maddeten ve manen büyük emek ve fedakârlıklarla Türkiye’nin değişik il ve ilçelerindeki 118 ulu camiyi fotoğraflayıp, Türkiye ulu camileri adıyla kitaplaştıran Mustafa Cambaz, fotoğrafa olan tutkusunu, tarihe olan ilgisiyle birleştirerek, bizlere bu toprakların tapusu niteliğinde çok kıymetli bir eser bıraktı. Mustafa Cambaz adına düzenlediğimiz bu yarışmayı her yıl daha da ileriye taşıyarak, meslek camiamızın en prestijli ödülü haline getireceğiz. Mustafa Cambaz’ı böylesine anlamlı bir yarışmayla anacağız, onu asla unutmayacak ve unutturmayacağız” ifadelerini kullandı.
Yaptığı işi “kayıt fotoğrafçılığı” olarak tanımlayan, 2000’li yıllardan itibaren tüm Türkiye’yi adım adım gezerek 10 binin üzerinde fotoğraf çekip tarihî eserleri ve ulu camileri kayıt altına alan ve 15 Temmuz’da FETÖ’nün darbe girişiminde şehit olan, Yeni Şafak foto muhabirlerinden Şehit Mustafa Cambaz adına düzenlenen yarışmanın ödül töreni, şehitleri anma etkinliğiyle başladı.
TVNET Program Sunucusu Cüneyt Özdemir’in sunumuyla gerçekleşen ve Beşiktaş Barbaros Hayrettin Paşa Camii İmam Hatibi Alpcan Çelik’in Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan tören, Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Likoğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleşti.
“2022’ye Damgasını Vuran Haber Fotoğraflar”, “Kültürel ve Tarihî Fotoğraflar”, “Yeni Nesil Fotoğraflar (Drone Çekimi)”, “Yeni Nesil Fotoğraflar (Cep Telefonu Çekimi)” kategorilerinden oluşan Şehit Mustafa Cambaz 2. Fotoğraf Yarışması’na bu yıl “Hikâyeyi Tamamla - Ayasofya Camii Özel Ödülü” de dâhil edildi.
Şehit Mustafa Cambaz’ın hayatında önemli bir anlamı olan ve müze olarak çektiği Ayasofya Camii fotoğrafları şehit olmadan önce kitaplaştırmıştı. Yarışma kapsamında “Hikâyeyi Tamamla: Ayasofya Camii Özel Ödülü” Ayasofya’yı cami olarak çeken fotoğrafçılar arasından dereceye giren fotoğraf sanatçısına verildi.
24 Haziran - 7 Ağustos 2023 tarihleri arasında mustafacambazfotografyarismasi.com üzerinden online başvuruların yapıldığı Şehit Mustafa Cambaz 2. Fotoğraf Yarışması’nın jüri değerlendirmesi 20 Ağustos’ta gerçekleştirildi. Değerlendirme sonrasında 13 fotoğraf ödüle layık görülürken, 30 fotoğraf da sergilenmeye hak kazandı.
Zor şartlar altında görev yapan gazetecileri, milli ve manevi duygularda birleştirmek ve bu vesileyle başarılı fotoğraf çalışmalarını teşvik etmek amacıyla düzenlenen Şehit Mustafa Cambaz 2. Fotoğraf Yarışması’nın seçici kurulunda Anadolu Ajansı Görsel Haberler Yayın Direktörü Fırat Yurdakul, Fotoğraf Sanatçısı Süleyman Gündüz, Reuters Foto Muhabiri Ümit Bektaş ve Yeni Şafak Foto Muhabiri Sedat Özkömeç, Fotoğraf Sanatçısı Gül Işık ve Mehmed Özçay bulundu. TVNET’te canlı yayınlanan ödül törenine, devlet kademesinden, iş ve sanat dünyasından, şehit ve gazi yakınlarından ve basından önemli isimler katıldı.
1-) Emin Sansar – Rusya’nın Ukrayna Saldırıları
2-) Kahraman Bekcili - Kömürün Gözyaşları
3-) Nadir Köksoy – Abdülhamid Han Süper Ay
1-) Esengül Alıcı - Kütüphane
2-) Murat Yılmaz - Bergama ve Kuyruklu Yıldız
3-) Hakan Yaralı – Hicaz Demiryolu ve Son Buharlı
1-) İsmail Coşkun – Kiev’de Bir Tank Konvoyu Bayraktar TB 2 Tarafından İmha Edildi
2-) Hanifi Koç – The Eye
3-) Hasan İçel – Çamurda Yağlı Güreş
1-) Arif Hüdaverdi Yaman - Gölge
2-) Murat Bakmaz - Vav
3-) Durmuş Ceylan - Torak
Serdar Kıran – Ayasofya Cami