Çelik, şöyle devam etti: "Rakka'da YPG ile DEAŞ arasındaki ilişkiyi gördük. Bir yerde YPG var diye DEAŞ olmayacak diye yapılan analiz bir hayal ürünüdür. Bir yeri bir terör örgütüne teslim ettiğiniz zaman, oraya DEAŞ'ın süratle döndüğü de bir gerçektir. 30 kilometrelik bir güvenlik koridorundan bahsediliyor. Türkiye bunu daha önce bunu söylemişti. O zaman yapılsaydı, ne DEAŞ olacaktı, ne PKK olacaktı ne de göç sorunu olacaktı.
Son 4-5 gündür, ABD'den çelişik açıklamalar yapılıyor. Net bir pozisyon görebiliyor musunuz. Daha önce YPG'ye silah verilmeyecek sözlerine rağmen silah verilmeye devam edildi. Şimdi bir ABD'li yetkili konuşuyor, SDG'liler Afrin'e giderse bizim desteğimizi kaybederler diyorlar. Desteğinizi nasıl keseceksiniz, zaten silahlar verilmiş. Bunun benzerleri aslında Afganistan'da da yaşanmıştı. Türkiye baştan beri Astana'nın diğer süreçlerin alternatifi olmadığını söylemişti. Türkiye burada çok net bir pozisyon içerisindedir.
AB'ye Türkiye'yi güçlü bir Balkan ülkesi olarak görmesi gerektiğini ilettim. AB ile İslam İşbirliği Teşkilatı arasında bir zirve düşünülebilir. Türkiye-AB zirvesi çok konuşuluyor. Bir an önce yapılması gerektiğini ifade ettik. Geleceğe nasıl odaklanacağı, nasıl pozitif bir ajanda ile hareket edeceğini belirlemek için bu gereklidir. Bu zirve bir an evvel yapılmalıdır."