Takvimler 1954 yılının son gününü gösterdiğinde Sivas’ta dünyaya gelen Muhsin Yazıcıoğlu, henüz 14’ünde siyasete adım attığında yakın çevresi onun gelecek dönemlerde nelere imza atabileceğini biliyordu. 1972’ye gelindiğinde ise o artık ülkücü hareketin genel merkezinde önemli görevler üstlenmeye başlayan cesur bir genç olmakla kalmıyor, siyasi nüfuz alanını genişleterek yükselişini sürdürüyordu.
Türkiye'nin oldukça karanlık bir sabaha uyandığı 1980 darbesi, Yazıcıoğlu için de oldukça sıkıntılı günlerin başlangıcı oldu. Yazıcıoğlu o dönem 7,5 yıl cezaevinde kaldı. Tahliyesinin ardından hiç ara vermeden yeniden siyasete dönen Yazıcıoğlu, 87'de Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) Genel Sekreter Yardımcılığını üstlendi.
Memleketi Sivas'tan 1991'de milletvekili seçilen Yazıcıoğlu, 93'te gözünün bebeği olarak andığı Büyük Birlik Partisi'ni (BBP) kurdu. Tarihler 2007'ye geldiğinde Sivas'tan bağımsız olarak milletvekili seçilen Yazıcıoğlu, 2009 yılında da seçim çalışmaları için sahaya inmişti.
Sadece sevdikleri değil, tüm Türkiye 25 Mart 2009'da televizyonlara düşen son dakika haberi ile sarsılmıştı. Haberlerde, Yazıcıoğlu'nu içinde taşıyan helikopterden sinyal alınamadığı bilgisi veriliyor, ancak gelişmelere dair en ufak bir detay paylaşılamıyordu. Helikopterde Yazıcıoğlu'nun yanı sıra BBP Sivas İl Başkanı Erhan Üstündağ ile yardımcısı Yüksel Yancı, BBP Belediye Meclis Üyesi Adayı Murat Çetinkaya, İHA muhabiri İsmail Güneşi ve pilot Kaya İstektepe vardı.
Kazadan sonra ortaya çıkan gerçeklere göre helikopterin düşmesinin ardından İHA muhabiri Güneş, 112 Acil Servis Hattı ile 9 kez görüştü. Bu görüşmelerin kimisi 20 dakikaya yakın sürerken kimisi 34 saniye sürdü. Tüm bu telefon trafiğine rağmen 48 saat boyunca süren çalışmaların enkazdan 115 kilometre uzakta olduğu ortaya çıktı.
Saatler ilerleyip, herkes adeta ölüm sessizliğine bürünmüşken, dönemin Kayseri Valisi Mevlüt Bilici, Yazıcıoğlu'nun yaşadığını ve ayağının kırık olduğunu, ayrıca aramak kurtarma ekiplerinin bölgeye intikal ettiğini açıklamıştı. Ancak, gerçekte ne Yazıcıoğlu hayattaydı, ne de bölgeye intikal eden bir sağlık ekibi vardı. Yıllar sonra Bilici, kendisine bu bilginin Emniyet İstihbarat tarafından verildiğini açıkladı.
Helikopterin düşmesinden birkaç saat sonra dönemin Kahramanmaraş Emniyet İstihbarat Müdürü Dursun Özmen'in, "Yazıcıoğlu’nun sağ olarak bulunduğu ancak ayağının kırık olduğu ve hastaneye götürüldüğü" şeklinde geçtiği bilgi notu bilgi kirliliğini daha da artırdı. Kısa bir süre sonra bilginin gerçek olmadığı ortaya çıktı. Daha sonra, konuya hakim kaynaklar Emniyet İstihbarattaki bu ismin FETÖ'nün en bilinen Emniyetçilerinden biri olan Ramazan Akyürek ile arasındaki bağa dikkati çekecekti.
İki gün boyunca hemen herkesin yakından takip ettiği olay, enkazın bulunması ve helikopterde bulunan herkesin vefat ettiği bilgisiyle yeni bir boyut kazandı. Türkiye, bir yandan Yazıcıoğlu ve arkadaşları için gözyaşı döküyor, diğer yandan cevapsız sorulara yanıt arıyordu. O dönemde sıkça konuşulan ve daha sonraki yıllarda da üzerine düşülen detaylardan biri de Yazıcıoğlu'nun kayıp eşyalarıydı. Ailesi ve yakın çevresine göre Yazıcıoğlu'nun helikoptere binerken yanında olan siyah çantası, sim kartı ve silahı aradan geçen bunca zamana rağmen bir türlü ortaya çıkmamıştı.
Yazıcıoğlu'nun vefatının ardından kazaya ilişkin hemen her yıl yeni bir bilgi ortaya çıktı. Arama kurtarma timinde yer alan Aydın Özsıcak ve Davut Uçum da bu noktada dikkati çeken isimlerdi. Her iki ismin helikopterdeki hayati öneme sahip "kayıt cihazlarını" çaldıkları tespit edildi ve ikili hakkında soruşturma başlatıldı. Davanın ardından Özsıcak tutuklandı. 7 ay tutuklu kalmasına rağmen en küçük bir ipucu vermeyen Özsıcak, "Kayıt cihazlarını hatıra olarak almıştım" ifadesini kullandı.
Muhsin Yazıcıoğlu suikastını kararttığı anlaşılan Aydın Özsıcak ve Davut Uçum, 15 Temmuz darbe girişiminde ortaya çıktı. Marmaris'te Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast düzenlemeye giden timde yer alan Özsıcak ve Uçum, başarısız darbe girişiminin ardından yakalandı. 2009'da Muhsin Yazıcıoğlu suikastını karartan FETÖ'cüler, 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a suikast girişimine dahil oluyordu.
İşin yargı boyutu da farklı ilerlemedi. Kazaya ilişkin soruşturmayı yürüten Savcı Şeref Gürkan ise 15 Temmuz darbe girişiminin ardından meslekten ihraç edilirken yargılandığı davada hakkında 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Ayrıca ByLock kullanıcısı olduğu da basına yansıdı.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopter kazasından 5 gün sonra 30 Mart 2009’da FETÖ'nün elebaşı Fettullah Gülen, örgüte ait internet sitesinde "Alperen ve Liyakat" başlıklı bir konuşma yayımladı. Gülen’in, "Aldanırsanız böyle kurban gidersiniz. Bir perşembe akşamı vefat edersiniz, bir cuma günü cenazenize ulaşırlar" şeklinde konuşması, suikastı itiraf ettiğine işaret olarak değerlendirildi.
Bugün 12. yılını dolduran olayda, bir çok soru halen güncelliğini korurken o tarihlerde basına yansıyan 'AWACS Keşif Uçağı, pisti 15 kez pas geçti' haberleri de ayrıca önem kazanıyordu.
Hatırlanacağı üzere 25 Mart 2009’da yayımlanan haberlerde, NATO'ya ait AWACS Keşif Uçağı'nın Batman Havaalanı'na inemediği, pisti 15 kez pas geçtiği ve ardından gözden kaybolduğu bilgisi yer almıştı.
Yazıcıoğu'nun helikopterinin düşmesinde jetlerin hava akımının etken olduğunu savunan isimler, o jetlerle AWACS arasında bir bağ olduğunu iddia etmişti.