Yargıtay 16. Ceza Dairesi, TSK’daki FETÖ kriptolarının deşifresinde en etkili yöntemlerden biri olan ‘ankesörlü telefon’ soruşturma ve davalarını etkileyecek önemli bir içtihada imza attı. Ankesör davası sanığı eski bir astsubayın aldığı cezaya itirazını inceleyen Yargıtay, ankesörlü telefonla aranmanın tek başına, yani tanık veya herhangi bir yan delil olmadan mahkumiyete yeterli olduğuna hükmetti. Silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan ceza alan Aziz Aslan’ın temyiz başvurusunu karara bağlayan Yargıtay, sanığın sadece ankesörlü telefonla aranan cep telefonuna ait HTS kayıtlarını tek başına delil olarak yeterli kabul etti.
Sanık Aziz Aslan’ın Samsun’daki bir büfeden farklı tarihlerde çok sayıda TSK personelinin arandığı dakikada 4 defa ardışık bir şekilde arandığı, ayrıca Samsun’la birlikte görev yaptığı İzmir ve Antalya’da 2010-2014 yılları arası toplam 23 kez tekil olarak arandığı kaydedildi. Sanığın yaptığı savunmalarda sözkonusu aramalara ilişkin makul bir açıklama getiremediğine dikkat çekildi. Yargıtay kararında, sanığın sabit hatlardan tekil ve ardışık bir şekilde aranmasının, aramaya konu olan şahısların aynı rütbede ve kuvvette olmaları, aramaların gerçekleştirildiği zaman, konuşma süreleri, farklı hatlardan aranması gibi hususlar göz önüne alındığında, örgüt üyesi olduğuna ilişkin kabulde bir isabetsizlik olmadığı vurgulandı.