Deprem bölgelerinde sosyal medya hesaplarından asılsız görüntü ve yardım ihbarlarının paylaşılması, arama kurtarma ekiplerinden 112 acil yardım ekiplerine kadar bölgede çalışan birçok görevli ve gönüllüyü zor durumda bırakıyor. Bölgede yaşanan dezenformasyon, ekiplerin sahada müdahalesini sekteye uğratıyor. Asılsız yardım ihbarları ise hem sahada çalışanların iş yükünü artırıyor hem de gerçekten yardıma ihtiyacı olanlara ulaşılmasını zorlaştırıyor.
Bu asılsız sosyal medya paylaşımlarından biri baraj patladı yalanıydı. Sosyal medyada yayılan ‘Hatay’da baraj patladı’ yalanı, birçok ekibin yaklaşık 3 buçuk saatine mal oldu. Yayılan bu haberle birlikte birçok ekip enkaz alanlarında çalışmalarını durdurup güvenli bölgeye yöneldi. İHH Arama Kurtarma Takım Lideri Orhan Parlak, bu dezenformasyonun nelere mal olduğunu şöyle anlattı: “Birçok insana müdahale edip kurtarabilecekken bu yalan haber bizi 3 buçuk saat geriye attı. Çok zor bir süreçti.” İlk ihbarın 12:30’da geldiğini söyleyen Parlak, “Antakya merkezde büyük bir kargaşa olduğuyla alakalıydı. ‘Baraj patladı’ diye bir duyuru geldi. O duyumla birlikte hemen Jandarma Komutanıyla iletişime geçtik. Bizim korkumuz Suriye bölgesindeki Fua Barajı’ydı, o baraj da Asi Nehri’ne akıyor. Sonra oradaki arkadaşlara sorduk, her hangi bir patlamanın olmadığını ifade ettiler” dedi.
Bu esnada enkaz çalışmalarını durdurduklarını belirten Parlak, “Sokaklarda polisler, jandarmalar insanları sakinleştirmeye çalıştı. Sokaklar bir anda kilitlendi, kim ne yapacağını bilemedi. Akabinde enkaz çalışmalarını durdurduk. Hem Valilik hem AFAD tarafından teyit ettirip doğruyu öğrenmeye çalıştık. Bilgileri teyit ettikten sonra arkadaşlarımıza 03:00 ile 03:30’a doğru ‘bölgenin güvenli olduğunu ve çalışmalara devam etmelerini’ söyledik. Bu yalan haber ekip arkadaşlarımızın yaklaşık 3- 3 buçuk saat çalışma yapamamalarına sebep oldu. Birçok insana müdahale edip kurtarabilecekken, bu yalan haber bizim 3 buçuk saatimize mal oldu. Çok zor bir süreçti” dedi.
Bölgede arama kurtarma çalışmalarına katılan İHH Arama Kurtarma Gönüllüsü Hüseyin Yazıcı da yaşadıklarını şöyle anlattı: “O an askerler bağırıyor, bütün çadırları boşalttılar. Ambulanslar, siren sesleri, her yer bir anda kargaşaya dönüştü. Vinçler, kepçeler kaçmaya çalışıyor. Kaçarken neredeyse askeri ezeceklerdi. Zar zor durdurduk. Vinç zaten kurulumu kolay bir şey değil. Ekipmanların açılması, sağa sola yayılması, çalışmanın başlaması, vinçlerin kurulması, çok zor bir şey. Orada biz saniyelerle mücadele ederken, arama kurtarmayı çok ciddi anlamda sekteye uğrattılar. Buradaki en büyük problem şu: Özellikle bir takım fenomenler, hızlı bir şekilde haber göndermeye çalışıyor. Ama zaten onların Twitter’dan paylaştıklarını veya sosyal medyadan attıkları haberleri buradaki adam görmüyor. Asılsız haberler yayıldıkça bizim de işlerimiz yarıda kalıyor, belki de kurtaracağımız onca insana 3 buçuk saat müdahale edemeyerek kaybettik.”