Temmuzda düşüş yaşanan Almanya'ya gerçekleştirilen makine ihracatı ağustosta yeniden yükselirken, geride kalan sekiz ay göz önüne alındığında Almanya ve ABD'ye yapılan toplam makine ihracatı 3 milyar dolara ulaştı.
Türkiye'nin makine ihracatında rekor kırmaya devam eden ve yüzde 28,2 artış yaşanan Rusya, yıl bitmeden Birleşik Krallık ve Fransa'yı geçerek Türkiye'den en çok makine ithal eden ülkeler arasında dördüncülüğe yerleşeceğinin işaretini verdi.
Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, verilere ilişkin yaptığı değerlendirmede, hayatın hemen her alanında enerji sıkıntısı ile karşı karşıya kalan Avrupa ülkelerinin, Türkiye'nin üretim altyapısından ve rekabetçi fiyatlarından yararlanmak istemesinin doğal olduğunu söyledi.
Enerjinin sadece Avrupa'nın değil tüm dünyanın sorunu olduğunu ve ucuz olmadığını dile getiren Karavelioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Enerjinin ülkemizde ciddi oranlarda sübvanse edilmesinden memnuniyet duyarken, bu durumun ne kadar süre daha ve ne pahasına sürdürülebileceğini göz ardı edemeyiz. Enerji bedellerinin gerçek seviyelerine yaklaştığı bir durumda rekabetçi kalamayacak sektörlerdeki dönüşümü hızlandırmak, yatırım ihtiyaçlarını hızla karşılamak zorundayız."
Kutlu Karavelioğlu, katma değerli üretimin önemine değinerek, "İthalat bağımlılığı en düşük sektörlerimizden makine imalatı, gerek OECD'de 6'ncı sırada yer alan yüzde 76'lık yerlilik oranıyla, gerekse düşük enerji ihtiyacı ve karbon emisyonu sayesinde, Avrupa ülkelerinin savunmada açıklar verdiği bu mücadelede Türkiye için forvette en iyi aday olarak öne çıkıyor." diye konuştu.
İhracat için kritik önemde olan AB'nin bundan sonraki ticaret anlaşmalarına iklim, çevre ve işçi haklarının korunmasına yönelik hükümler ekleyeceğinin de unutulmaması gerektiğine işaret eden Karavelioğlu, AB ile ticaretin işletmelere sürdürülebilirlik konusunda yeni ödevler getirdiğini, enerjilerinin daha büyük kısmını artık bu konulara ayırmaları gerektiğini söyledi.
Avrupa ülkelerinin ithalat yaptığı firmalara getirdiği sosyal sorumluklara değinen ve Almanya tarafından küresel tedarik zincirlerinde insan haklarının korunması amacıyla hazırlanan Tedarik Zinciri Yasası'na değinen Karavelioğlu, "Makine sektörümüz, AB sanayi ile entegrasyonda en ileri düzeye ulaşmış konumuyla, Türkiye'de bu gelişmeye en hazır aktör durumunda. Bizim sektörel kültürümüz, insan onuruna yakışır çalışma konusunda sadece ihracatçıları değil, tüm imalatçıları sorumlu tutuyor." ifadelerini kullandı.
Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Karavelioğlu, makine ithalatının temmuzda yüzde 9'luk artışla 2,8 milyar doları bulduğunu işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:
"Makine ithalatı son 12 aylık dönemde yüzde 6,5 artışla 35,2 milyar dolara yükseldi. Yıl sonunda makine dış ticareti açığımız 10 milyar dolara yakın olacak ve bu fark Çin ile olan makine dış ticaret açığından kaynaklanacak. Bu ülke ile makine ticaretimiz ne yazık ki tek taraflı sürüyor; Türkiye hep alıyor, hiç satamıyor. Revaçta tabirle, 'Çin hariç makine dış ticaretimiz açık vermiyor'. İleri ülkelerin başta makine olmak üzere bütün imalat sektörlerini özellikle Uzak Doğu'nun haksız rekabetinden korumak üzere ithalat ve kamu alımları mevzuatı içine işçi haklarını ve sübvansiyonları da soktuğu bir dönemde, tedbirleri sıkılaştırmakta geri kalmamız telafisi imkansız sonuçlar doğurabilir."