Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 27’nci Dönem 6’ncı Yasama Yılı Açılış Toplantısı’nda TBMM Genel Kurulu’nda milletvekillerine hitap etti. Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
TBMM, Milli Mücadele yıllarından beri bu ülkenin her türlü meselesinin çözümünde milletimizin her beklentisinin karşılanmasında öncü bir rol üstlenmiştir. Bugün de gerek 27’nci dönem boyunca çıkartılan kanunlarla, gerek halen komisyonlarda ve genel kurul gündeminde bekleyen tekliflerle, gerekse bundan sonra gündeme gelecek çalışmalarla Meclis’imizin tarihi misyonunu hakkıyla yerine getirdiğine ve getireceğine inanıyorum.
Önce Milli Mücadele, son olarak 15 Temmuz gecesi ‘gazi’ unvanıyla şereflenen Meclis’imiz bu vasıflarıyla dünya parlamentoları arasında müstesna bir yere sahip. Bir dönem ülkemize ‘demokrasiyi bedel ödemeden elde ettiği için içselleştiremediği’ ithamları yöneltilirdi. Şimdi karşımızda son çeyrek asrın en iddialı demokrasi ve kalkınma programlarının altyapısını kurmuş, milli iradenin üstünlüğünü tescillemiş, milletin hakkını, hukukunu, koruyan bir meclis var.
Cumhuriyet tarihinin en köklü reformlarına bu Meclis imza atmıştır. Bu süreçte gerçekleştirdiğimiz en önemli reformlardan biri hiç şüphesiz yönetim sistemimizde yaptığımız değişikliktir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle, geçmişte yıkıcı rekabet görünümü veren yasama, yürütme ve yargı, artık aynı gaye doğrultusunda birbirlerini destekleyen bir anlayışla çalışmaktadır. Gelecek dönem elde edilen tecrübelerle sistemin eksiklerini tamamlayıp geliştirmeyi planlıyoruz.
İçimizde ukde kalan mesele ülkemizi yeni, sivil, demokratik yöntemlerle inşa edilmiş, kapsayıcı sade ve vizyoner bir anayasaya kavuşturmaktır. Yeni dönem Meclis’imizin, Türkiye’yi, hakkı olan yeni anayasayla buluşturarak, darbe dönemlerinin son izini de sileceğine inanıyorum. Bunu aynı zamanda gelecek nesillere bir borcumuz, önümüzdeki dönemde gençlerimize hediye edeceğimiz en büyük kazanım olarak görüyoruz. İnsanlarımızın temel hak ve özgürlüklerini en üst seviyeye çıkartan sessiz devrimleri hayata geçirdiğimiz gibi, inşallah yeni anayasa çalışmasını da tamamlayacağız.
Türkiye’yi geliştirmek, büyütmek, güçlendirmek, milletin refahını artırmak, hayatını kolaylaştırmak için çalışıp çabalarken, küresel krizlerin ağır etkileriyle de mücadele ettiklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: “Uyguladığımız ekonomi politikası, kesinlikle ‘akıntıya kürek çekme’ gibi akıl dışı bir amaca dayanmıyor. Tam tersine biz, ekonomik araçlar üzerinden ülkemize diz çöktürmek gayesiyle bugüne kadar ne kadar iyi, doğru, kazançlı olduğu hep telkin edilmiş iktisat politikalarına da aykırı şekilde, maruz kaldığımız sinsi oyunları bozmak için kendi modelimizi geliştirdik. Ekonomi modelinde tercih değişikliğine durduk yere gitmedik. Ülkemiz açık bir ekonomik saldırıyla karşı karşıya kalınca sınırlarımızı korumak için ne yaptıysak, darbelere nasıl karşı çıktıysak buna da aynı tavrı sergiledik. Önceleri bu tercihimiz yüzünden bizi şiddetle eleştiren çevrelerin; enerji, emtia ve gıda krizi tehditlerinin ardından bizimle aynı noktaya gelmelerini ibretle takip ediyoruz. Bizim farkımız, bu gerçeği herkesten önce görüp pozisyonumuzu erken almış olmaktır. Tabii bunları söylerken yaşanan sıkıntıları, sorunları, dalgalanmaları asla görmezden gelmiyoruz. Ülkemizin ve vatandaşlarımızın, döviz kurundaki dengesiz yükseliş ve enflasyondaki fahiş artıştan kaynaklı refah kaybını, endişelerini, beklentilerini gayet iyi biliyoruz. Enflasyondaki artışın insanların refah seviyelerinde yol açtığı kaybı önlemek için asgari ücreti, memur maaşlarını, emekli maaşlarını, sosyal yardım rakamlarını yıl başında ciddi oranlarda artırdık. Temmuz ayındaki ilave düzenlemelerle, bu artışları daha da ileriye taşıdık. İnşallah önümüzdeki yılbaşında, tüm ücretlilerin durumlarını, kayıplarını telafi edecek şekilde tekrar gözden geçireceğiz. Hep söylediğimiz gibi, hiçbir vatandaşımızın enflasyonun altında ezilmesine izin vermeyeceğiz. Enflasyonun yol açtığı kayıpları telafi konusunda da inşallah dünyaya örnek olacağız.”
2023 seçimlerine işaret eden Erdoğan, “Önümüzdeki yıl hep birlikte coşkuyla kutlayacağımız Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yılına atıfla 2023’te milletimizin huzuruna yeni bir sözle çıkıyoruz. Bu söz, ülkemize bugüne kadar kazandırdığımız eser ve hizmetlerin üzerine ‘Türkiye Yüzyılı’ inşa etme sözü” dedi. Erdoğan’ın bu sözleri, AK Parti milletvekillerince bir süre ayakta alkışlandı. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılını, milletin asırlık hayallerini hayata geçirme dönemi haline dönüştürmekte kararlı olduklarını dile getiren Erdoğan, “İnşallah bunu yasaması ve yürütmesiyle hep birlikte gerçekleştireceğiz. Türkiye Yüzyılı’nın ilk seçiminin, ülkemizin bu vizyonu, milletimizin bu özlemi doğrultusunda en hayırlı şekilde sonuçlanacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.
Erdoğan, Kıbrıs’ta, izolasyon ve ambargolara son verilmesi, Kıbrıs Türkleri’nin hak ettikleri uluslararası tanınma ve meşruiyete yönelik tüm sözlerin tutulması gerektiğini belirtti. ABD’nin, Rum Yönetimi’ne yönelik silah ambargosunu kaldırma kararını kabul etmediklerini bildiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ege’deki gayriaskeri statüdeki adaları silahlandıran Yunanistan’ın, bu hususta adeta teşvik edilmesi de akılla, izanla, müttefiklikle bağdaşmaz. Bölgede tahrik ve gerilim siyaseti gütmek, hiç kimsenin hayrına değildir, olmayacaktır. Biz, 100 yıl sonra Yunanistan’ı kimlerin yeniden üzerimize saldığını çok iyi biliyor, bu şekilde oynanmaya çalışılan oyunun farkında olduğumuzu her fırsatta söylüyoruz. Yunanistan yönetimine, kendini ve halkını felakete sürükleyecek kışkırtmalardan uzak durmasını tavsiye ediyoruz.”
Güney Kafkasya’da Azerbaycan’ın zaferinden sonra bölgede kalıcı barış için umut ışığı doğduğunu söyleyen Erdoğan, “Ortaya çıkan yeni durumun bölgede kalıcı barış ve huzurun tesisine vesile olması için üzerimize düşeni yapıyoruz. Atadığımız Özel Temsilciler vasıtasıyla Ermenistan ile ilişkilerimizi yeni bir seviyeye taşıma iradesini ortaya koyduk. Ermenistan, kendisine sunulan barış fırsatını iyi değerlendirmeli. Belki de Prag zirvesinde Paşinyan ile de bir görüşme talebi var, bir görüşme olacak” dedi.
TBMM Genel Kurulu, 27. Dönem 6. Yasama Yılı, Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un açılış konuşmasıyla başladı. Şentop, “Türkiye, uluslararası hukuk çerçevesinde sahip olduğu bütün hak ve menfaatlerini her zaman ve her yolla korumak ve savunmak konusunda kararlıdır. Kıbrıs adasında, iki farklı halk ve iki farklı devlet bulunduğu gerçeğinden hareket eden bir yaklaşımla, Türkiye, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yaklaşımını desteklemektedir” ifadelerini kullandı. Ada’da Türk toplumunun varlığını ve haklarını inkâr eden Rum yaklaşımının çözümün önündeki en büyük engel olduğunu söyleyen Şentop, TBMM’nin Kıbrıs davasında her daim siyasi görüş farklılıkları bir kenara bırakarak ortak tutumla hareket ettiğini belirtti. Konuşmasında Yunanistan’ın Ege’deki tacizleri ve askeri yığınaklarına da değinen Şentop, şunları kaydetti: “Mesailerini Yunanistan vatandaşlarının sorunlarını çözmeye harcamaları gereken Yunan politikacılar, eğer emperyalizmin buyruğuyla Türkiye’ye saldırganca yönelmek niyetindeyseler, bilsinler ki bu hamleleri 100 yıl önceki gibi yine kesin bir şekilde Türkiye’nin zaferiyle ve onlar için felaketle sonuçlanacaktır. Üstelik felaketin bu sefer gerçekleşeceği yer ‘Küçük Asya’ olmayacaktır.”