Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar Mehmet Aydın ve Fatih Aydın, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) bağlandı. Duruşmada müştekiler ile taraf avukatları da hazır bulundu. Fatih Aydın, savcılıktaki ifadelerini tekrar ettiğini belirterek "Ben kardeşimin isteği üzerine tamamen iyi niyetimle yardım etmek için bir imza attım ancak bunlar içinde hiçbir işlem yapmadım. Formaliteden yaptım. Kardeşim bana yüzde 20 hisse verdi. Ben organizasyona hiçbir zaman dahil olmadım. Türkiye’de hiçbir şekilde Mehmet Aydın’ın faaliyet gösterdiği şirketine ortak değilim. Ben şirket sadece şarküteriden ibaretken kardeşim Mehmet aracım olduğu için ‘Şoförlük yapabilir misin’ dedi. Ben de kendi aracımla bal, süt, yumurta gibi ürünleri Bursa’nın köylerinden alarak onun şarküterisine baktım" ifadelerini kullandı.
Bursa’daki şarküterinin asma katında belediyenin sıkıntı çıkardığını ve kardeşinin başka bir yerde olması nedeniyle kendisine yetki verdiğini söyleyen Fatih Aydın, söz konusu asma katı ruhsata işlettiğini söyledi. Kıbrıs’taki şirkete prosedür gereği yüzde 20 ortak olduğunu iddia eden Aydın, kardeşinin kendisine ortaklık sırasında "Ağabey ben sana yüzde 20 hisseyi formaliteden verdim. Buradan bir beklentin olmasın. Halı yıkama işini geliştirmek istersen ya da başka bir iş yapmak istersen ben sana yardımcı olurum" şeklinde konuştu.
Kardeşinin Bursa’daki mafya tehdidi nedeniyle önce İstanbul’a taşıdığını, sonrasında Uruguay’a gittiğini öğrendiğini söyleyen Fatih Aydın, kardeşinin kendisini de tatil için çağırdığını öne sürdü. Mehmet Aydın’ın arada Türkiye’ye gidip geldiğini de belirten Fatih Aydın, "Ben çok zaman sonra suça karıştığını öğrendim. 6-7 ay geçtikten sonra internette kardeşim hakkında dedikodular ortaya çıktığını gördüm. Ticaret Bakanlığı’nın soruşturma başlattığını duydum. Kardeşime işin aslını sordum. ‘Evet ağabey Ticaret Bakanlığı soruşturma başlattı. Şu an dosya hazırlıyoruz Bakanlığa çalışma sistemimiz anlatacağız’ dedi. Daha sonra kaos oluştu, Türkiye’de ortalık karıştı. Kardeşim de Uruguay’a tek başına geldi. Kardeşim Uruguay’a geldiğinde tutuklamalar başladı" dedi.
İnternette kardeşinin, kendisinin ve ailesinin ölümle tehdit edildiğini gördüğünü söyleyen Fatih Aydın, "Tehditler geldiği için Türkiye’ye dönmedim. Kardeşimin Türkiye’ye dönüp sorunları halletmesini umuyordum. Ben kardeşime Türkiye’ye gitmesini telkin ediyordum, kardeşim yakalandıktan 1 hafta sonra Interpol polisleri beni aldı" dedi.
Aydın "Son olarak hakkımızda medyada çıkan haberlerin hepsi yalandır. Biz orada kesinlikle lüks içinde yaşamadık. Ben orada 4 yıl boyunca çalıştım, bu süre zarfında 3 çocuğum oldu. Ben hakkımda şikayetçi olan kişilerin biraz daha adil olmalarını istiyorum. Kardeşimle yaptıkları ticaret yüzünden kızgınlıkla beni suçlamaları doğru değil. Çünkü ben bu kişilerle hiçbir zaman ticari ya da sosyal ilişkim olmadı. Ben bu kişilerin verdiği parasına, malvarlığına dokunmadım. Ne hayatlarını, ne özgürlüklerine dokunmadım. Çalmadım yani. Uruguay’da dünyanın en büyük hapishanesinde 4 ay bir konteynerde hapis yattım. Şimdi de hücrede kalıyorum. Akıl sağlığımı yitireceğim, zor durumdayım. Beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum" şeklinde konuştu.
Mehmet Aydın ise kardeşinin beyanlarının doğru olduğunu belirterek, "Kardeşim bana yardım etmemişti. Ona formaliteden bir ortaklık verdim Kıbrıs’ta yasal mevzuat gereği. Ortaklık karşılığı bir pay ya da şirkette yöneticilik almadı. Ne para aldı ne de yöneticilik yaptı. Kardeşimin beyanları doğru onlara diyecek bir şeyim yok" dedi.
Mehmet Aydın’ın avukatı müvekkilinin hiçbir zaman dolandırmak amacıyla hareket etmediğini iddia ederek "Müvekkilim başından beri şirketlere el konulan mal varlığının bütün müştekilerin zararını karşılayacağını söylemektedir. Eğer tedbirler olmasaydı mal varlığını satarak bütün müştekilerin zararını karşılayacağını söylemektedir. Bu aşamada gayrimenkuller ve şirketler üzerindeki tedbirler kaldırılırsa biz müştekilerle gruplar halinde görüşmeler yapıp onların zararlarını karşılayacak şekilde bu olayı tasfiye etmesini düşünüyoruz. Müvekkilimin bu olaylarla uğraşabilmesi için tahliye edilmesini ve mal varlıklarına konulan tedbirlerin kaldırılmasını istiyoruz." dedi.
Söz verilen müşteki Enes Yıldırım, Çiftlik Bank’ı arkadaşlarının tavsiyesiyle öğrendiğini, 2018 yılında yaklaşık 40 bin lira yatırdığını söyledi. Mahkeme Başkanı müştekiye "Size hiç ödeme yapıldı mı?" şeklinde soru yöneltince müşteki Yıldırım, "Çektiğim parayı tekrar yatırdığım için toplam zararım hala 40 bin lira, şikayetçiyim" dedi.
Tekrar söz alan Mehmet Aydın, Çiftlik Bank organizasyonuna katılan müştekilerle sözleşme yapıldığını, sözleşmede sadece ana paranın garantiye alındığını söyledi. Aydın, "Kar elde etmesi için şirketin de kar etmesi gerekmekteydi. Sözleşmeye göre kar payı dağıtma zorunluluğumuz yoktu. Sadece ana parayı verme zorunluluğumuz vardı. Ana parayı reel yatırımlara bağladığımız için. Bizim müştekilere kar payı dağıtma gibi bir yükümlülüğümüz yoktu. Garanti vaadimiz bulunmamaktaydı. Ana para devletin elinde şu an. Ben hala sözümün arkasındayım. Malvarlığı değerlerim satıldığında müştekilerin ana parasını iade edeceğim. Mal varlığı değerlerim buna yetecek miktardadır" şeklinde konuştu.
Ara kararını açıklayan mahkeme, 3 ayrı davada da Fatih Aydın’ın ayrı ayrı tutuklanmasına ve Mehmet Aydın’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mal varlığındaki tedbir kararının devam etmesine karar veren heyet, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 3 farklı iddianamede, toplam 1’i firari 48 sanıktan 18'inin örgüt yöneticisi, 23'ünün örgüt üyesi ve 7'sinin de örgüte yardım eden konumunda olduğu belirtiliyor. İddianamede toplamda 4 bin 449 kişi de "müşteki" olarak yer alıyor.
Aralarında Mehmet Aydın'ın da bulunduğu 18 örgüt yöneticisinin bulunduğu "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme", 3 bin 672’kez "Bilişim sistemlerini araç olarak kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık" yine 3 bin 672’kez Ticari şirketlerin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" ve "Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama" suçlarından toplamda 25 bin 39 yıldan 83 bin 446 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması isteniyor.
23 sanığın "Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma", "Suçtan kaynaklanan mal varlığını değerlerini aklama" suçlarından 4’er yıldan 10’ar yıla kadar, 7 sanığın ise "Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme" ve "Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama" suçlarından 4’er yıldan 10’ar yıla kadar hapsi talep ediliyor.
Bunun yanı sıra Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi, davanın 17 Mart’ta görülen celsesinde 48 sanıktan 28’inin dosyasının davanın niteliği dikkate alınarak bu dosyaların ayrılmasına ve yapılan yargılamada da 28 sanığın ayrı ayrı beraatlerine karar vermişti.